Bir Mescid-i Aksa ziyaretinde İlhan Bardakçı yaşadığını anlatır:
"Mescid-i Aksaya girerken merdivenlerinde dimdik dikilmiş bir kimseye rastladım.İki metreye yakın boyu, iskeletleşmiş vücudu üzerinde bir garip giysisi vardı.Yüzüne bakınca ürktüm.Yanımda bulunan İsrail Dışişleri bakanlığı Daire Başkanı na sordum:"Kim bu adam?".Omuz silkti:"Bilmem bir meczup işte" dedi.
Bunun üzerine o adama yaklaşıp bilemediğim bir hisle:
"Selamün aleyküm baba" dedim.
Adam bana, Anadolu aksanımızla cevap verdi:"Aleyküm selam oğul!".Donakaldım.Ellerine sarıldım öptüm, öptüm."Kimsin sen baba?" dedim.Keskin bakışlarıyla yüzüme baktı:
"Ben Kudüs'ü kaybettiğimizde buraya bırakılan artçı bölüğünden 20.Kolordu, 36.Tabur, 8.Bölük,11 Ağır makinalı Tüfek takım Kumandanı Onbaşı Hasan'ım" dedi.
Bu defa yüzüne baktığımda ; bir minare şerefesi gibi gergin omuzları üzerindeki başı , öpülesi bir sancak gibi geldi.Ellerine bir kez daha uzandım.Gürler gibi mırıldandı:
"-Sana bir emanetim var oğul! Nice yıldır saklarım. Emaneti yerine teslim eden mi?". " Elbette "dedim. Konuştu:
"Memlekete avdetinde yolun Tokat sancağına düşerse , git burayı bana emanet eden kumandanım Kolağası (yüzbaşı) Mustafa efendiyi bul.Ellerinden benim için bus et(öp).Bana gönül komasın!Ona de ki:"11.Ağır Makinalı Tüfek Takım kumandanı Iğdırlı Onbaşı Hasan, o günden bu yana bıraktığın yerde nöbetinin başındadır.Tekmilim tamamdır kumandanım!"Ona böyle de!"
Öle yazdım.Onbaşı Hasan , tam 57 yıldır nöbetinin başında:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder