Kul, Allah’la ilişkisini devam ettirerek yaşamak zorundadır. Aksi takdirde her hadise onda sıkıntı yaratır ki biz buna tasavvufta kabz hali diyoruz. Kabz halinin sebebi yaratıcısı ile bağlantısının olmaması ve dolayısıyla gaflette olmaktır. Hadiseler etkisi, Allah’ın bizi aşırı düşkün ettiklerimiz ve maddi takıntılarımız için imtihan etmesiyle alakalıdır. Eğer her hadisede Allah’ın lütufla bizi imtihan ettiğini düşünürsek, sıkıntı ve belalar dahil kimse depresyona girmez. Hadiseleri güzel görme kabiliyeti tasavvufun insanda yarattığı rahatlamadır. Çünkü tasavvufta kul her hadisede Allah’ın ona ne öğrettiğini ve Allah’ın ne konuda imtihan ettiğini düşünür ve ona göre hareket eder. Onun içinde hadiseler onu sarsmaz ve etkilemez. hiçbir hadise negatif ve kötü karşılanmaz. Her şeyde hayır olduğu düşünülür. Bu yüzden de günümüzün, çağımızın hastalığı olan depresyon manevi insanlarla çok bağdaşamaz. Bu bakış açısından şükretmeyi öğrenen insanın derdi olmaz. Dert ve bela şükretmeyen ve Allah’tan uzak olan insana gelir. Zaten Yaradan’ıyla irtibatını kesmiş bir insan yanlış yoldadır.
Ne yazık ki bu tür kullar lütfunda, kahrın da Allah’tan olduğunu idrak edemezler. Hayır ve şerri ayırt edemez, tevekkül edemez, nefsin zaaflarına hükmedemez, aynı zamanda yaratanını bilmeyen kendini de bilemez. İnsan ne olduğunu ve nerede durduğunu bilecek. İman teslimiyeti getirir. Mutluluk ve huzurun anahtarı inanmak ve teslim olmaktır. İnanmayan ve Allah’ın emirlerini yok sayan insan ister cehaletinden ister ihanetinden olsun bunalımdadır ve isyandadır. Her iki halde de böyle insanlar hastalıkları davet ederler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder