Sultan Veled
hazretleri buyurdu.Babam Hz.Mevlana beni yanına çağırdı.yüzümü ve başımı öptü:”Bahaeddin
,Tanrı’y sana göstermemi istermisin?diye sordu.Büyük lütuf olur dedim.
Bunun üzerin
şöyle buyurdu:Ongünde görürsün şu şartla ki.İlk gün yirmi iki sat dnya
işleri(yeme ,içme,eş dost,iş güç gibi)dünya işleri ile uğraşıp sadece iki saat
büyük bir ciddiyet ve huzurla Tanrının
hizmetinde bulunacaksın.Böylece bir kaçgünden sonra yirmi saat kendi işinle
uğraşacak,dört saat da Tanrı hizmeti ile meşgul olacaksın.bir kaç gün sonra 18
saat dünya işi ile altı saat Tanrı hizmet ile meşgul olacaksın böylece o
dereceye gelecek ki yirmi saat tanrı ibadeti ile meşgul olup dört saat dünya işi ile meşgul olacaksın.Bu
hali o dereceye getireceksin ki her anın
ve bütün vakitlerin Tanrıya harcanmış olack bu dünyanın ilgileri tamamen
kesilecek ve hiçbir şey kalmayack.Ondan
sonra ne kadar istersen ve elinden geldiğince Tanrı’yı gör ve sevgili ile aşk oyunları oyna.artık ona ne
söylersen ,ondan ne ararsan kolayca elde edersin,
Babamın ruhuna
yemin ederemi ki ben de babamın buyurduğu gibi yaptım,işaret ve irşat ettiği
gibi oldum.Şöyle ki Yüce Tanrı Musa’ya “Ya musa !Bana benim istediğim gibi ol
ki ,ben de sana,senin istediğin gibi olayım”diye buyurmuştur.
(Bugün biz bir günümüzün kaç saatini Tanrı’ya
ayırmaktayız.ayırdığımız vakitlerinde kalitesini düşünelim.Tanrı’yı tefekkür
noktasında yoğunluğumuzun kailtesi nedir?Sanki gerçekten alim olmuşuz gibi
hocalaribadet kapsamını o kadar genişletip yaydılar ki:Alimin uykusu
ibadet,yürümesi ibadet,ailesinin nafakasını temin etmesi ibadetv.s
diye.gönlümüzü dünya için vermişken ,bedenimizin hazzı olan uyku nasıl ibadet
sayılabilir ki.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder