BİR ÇUVAL PATLICAN
Hacıveyiszade Mustafa Efendi, yeğeni ile sebze pazarında gezerken meydanın orta yerinde elinde şemsiyesi, bir ihtiyar, bahçesinden topladığı patlıcanları küçük bir çuvala koymuş, çuvalın ağzını açmış müşteri beklemekte idi.Hazret adama selam vererek "Kaça babam" dedi."Şu kadara" dedi.Amcam pazarlık etmedi patlıcanları hazretin sepetine döktü.Yeğeni Sepeti eve götürdü.Evde yengem söylendi"Allah'ın kulu, kaç gün pişireceğiz bunları? Burada daha bir çuval patlıcan var!"
Bunu akşam Hazretin yüzüne söyleyince Hacıveyiszade şöyle demiş:Saıcı koskoca bir ihtiypar.Hangi köyden geldi, bahçesi nerdeydi kimbilir? Ekti, dikti, suladı,toparladı pazara yayan geldi... Hanım, pişireceğin kadarını pişir, pişiremiyeceğini komşulara dağıtıver.O anda o adamın , malını satıp, kurtulup, çuvalını silkeleyip, şemsiyesini alıp bir gidişi var evine..Onun oturduğu yerden kalkıp , ferahlayıp , çuvalını katlayıp kolunun altına alıp gitmesinden aldığım zevk, pişireceğin patlıcandan kıymetli geldi bana..Komşulara veriver, komşular yesinler.O müslümanın gönlünü aldık ya , patlıcn yemeğinden de ,kebabından da zevklidir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder