Mevlana
Efendimizin babası Sultanül Ulema Bahaeddin Veled hazretleri vaazları esnasında
sözünü çekinmezdi. Fari Razi ve ülkenin Padişahı Harzemşah’ın da bulunduğu bir
cemaata vazederken:”Ey Fahri Razi, Ey Muhammed Harzemşah ve diğer bid’atçılar!Biliniz
ve haberdar olunuz ki, siz rahata kavuşup
yüzbin gönlü ve bir çok ilahi mutluluğu
bırakarak kendinizi karanlığa attınız.Bu kadar mucize ve delilleri bırakıp hayallerin
ardından koştunuz .Dünyanın bu kadarcık karanlığı, bir çok aydınlığı size
karanlık ediyor.Karanlıkların aydınlıklara gösterdiği bu üstünlük ,nefsin
egemenliğinden ötürüdür..Nefsin bu egemenliği sizi işsiz bırakıyor ve siz
kötülüğe çalışıyorsunuz, İşsiz kalınca da daima kötülük ediyorsunuz.Bu nedenle karanlık, vesvese, boş
hayal, insanı bozan sevdalar, sapıklıklar ortaya çıkıyor..Bundan dolayı sizde
akıl yabancıdır, nefis de kendi ülkesinde egemendir.Nefsin bulunduğu o ülke
şeytana aittir”dedi. Ve Maarif isimli kitabındaki sözlerini sonuna kadar
anlattı. Sultanül Ulema insanları şeriat yoluna Peygamber yaşantısına davet
ederdi.
(Bu gün hangi alim mevcuttur ki iktidar ve saltanat
sahiplerine yaptıkları işiteki yanlışlıkları işaret edebilsin.Maalesef bu
şekilde hakkı ifade edecek yüce şahsiyetlerden yoksun bir kış mevsimi
yaşamaktayız.Diyeceksiniz ki böyle bir şahsiyetin nefisleri alçaltıcı sözlerini
bugünün siyasileri kabul eder mi?.Etmezler.O halde hep birlikte Hakk’ın hükmünü
beklemek gerekir.Çünkü Salih Peygamber kendisini inkar eden ve deveyi katleden
azgınlara Hakk’ın ilahi azabını söylemişti.Hakk’ın azabının işareti Yüzleriniz
ilk gün kıpkırmızı, ikinci gün safran gibi sarı üçüncü gün ise simsiyah
olacaktır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder