1 Ağustos 2016 Pazartesi

GÜLEN MEHDİ'MİDİR?

Bloğun önceki yazılarında "İnanma"olgusunun Cenab-ı Hakk'ın hücrelerimize,genlerimize  koyduğu bir proğram dosyası olduğu ifade edilmişti.Bu nedenle insanın doğuştan mevcut olan hürriyetleri arasında İNANÇ HÜRRİYETİNİN bulunduğu ve bu hususun Anayasa ile teminat altına alınması gerektiği  gibi hususlar  hep dile getirilmişti. Kendisini  Laik diye tanımlayan Türkiye Cumhuriyeti  Anayasası inanç hürriyetini teminat altına alırken vatandaşlarının %99 luk kısmının Müslümanlardan oluştuğunu gözlemlemeyerek uygulamaya yönelik adımları atmamış bu nedenle de bu saha Diyanet işleri Başkanlığı gibi,bakanlığa bağlı bir birimin insafına terkedilerek 40 yıl sonrada olsa büyük bir tehlikenin yaşanmasına sebebiyet verilmiştir.Maksadımız Cumhuriyetin ilanından sonraki devrim kanunlarını,yahut tek parti döneminindeki yanlışları eleştirmek değil.Birilerinin çıkıp manevi dünya ile alakalı olan konuları paraya çevirmesine yahut saltanat yolunda siyasi ikbale ulaşmak için araç olarak kullanmasına dikkat çekmektir.
Tabiilerine göre Gülen Mehdidir.Tabiilerine bakıldığında hiçbiri Resulullah efendimizin sünneti seniyyesi olan sakalı bırakmamıştır.Sofralarında fakir yoktur.Yardım çalışmları da yeni kaynak temin etmek hususunda insanlra yapılan görsel terapidir.Bu amaçla toplu seyahetler,ziyaretler yahut faaliyetler yapılmıştır.Zekat ve sadaka müessesesini devlet düzenlemediği için ,İnsanların gönlüne nüfuz edip Devlete verilen vergilerin de aslında bir zekat olduğu duygusu verilemediği için dinin bu müessesesi art niyetlilerce kullanılmıştır.Bu kullanımın,ne büyük bir tehlikeye sermaye hazırladığını 15 Temmuzda yaşayarak görmüş bulunmaktayız.İçinden manevi duygular alınmış fıkıh kuralları gerçek islam değildir.Camiler,yardım toplama müessesine dönüştürülmüşse , insanların manevi açlıkları giderilmemişse söylenecek çok şey vardır.Sözlerini esirgemeyerek söyleyenleri ise toplum "Kafayı sıyırmış münferit bir hadise"şeklinde telakki ederek hiç te itibar etmemektedir.15 Temmuz bu anlamda yeni bir oluşumun miadı olmalıdır.
Bu sorun giderilmez ise bundan sonra da art niyyet içinde olanların insanlarımızı Allah ile kandırılmaları devam edebilir.15 Temmuz kalkışması gibi büyük boyutta olmasa da yine de insanımızın safiiyeti suiistimal edilebilir

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder