Harun
Reşit,Hac dönüşü bir iki gün kaldığı Kufe şehrinden geçiyordu.Bindiği deve
üzerinde etrafı perde ile örtülü bir tahırevan içinde idi.Tam geçerken Behlül
bağırdı:ey Müminlerin emiri”! diye Harun Reşit perdeyi çekip “Buyur Behlül
“dedi.Behlül:Bize Abdullah Amiri’den nakledildi ki:Peygamber SAV bir deveye
binmiş giderken gördüm.Altında eski bir palan vardı.(Etrafındakilere)vurmak
yok,kovmak yok,itip kakmak yok ve “Yoldan çekil!!Yoldan çekil!”diyen yok.Ey
Müminlerin emiri ,bu yolda mütevazi davranmak,senin için kibirli davranmaktan
daha hayırlıdır.”.Behlülün bu konuşmasından müteessir olan Harun Reşit:”Ey
Behlül ,Allah sana rahmetiyle muamele etsin.Biraz daha nasihat et”deyince
Behlül şu beyitleri söyledi:
Farzet
ki,uçsuz bucaksız yeryüzü hep senin oldu.
Ayrıca pek
çok da kulların ,kölelerin var.ne çıkar?
Yarın bir
gün kabir çukuruna düşmeyecekmisin?
İnsanlar
birbiri arkasından üzerine toprak atmayacak mı?
Harun
ağladı sonra:”Ey Behlül ne güzel nasihat ettin.Başka söyleyeceğin var
mı?”dedi.Behlül:”Ey Müminlerin emiri.Allah bir adama hem mal,hemde güzellik
verir.o da malından infak eder ve güzelliği konusunda da iffetli olursa
Allah’ın divanında iyilerden yazılır.”Harun Reşit,Behlül’e bir hediye
verilmesini emretti.Behlül:”Sen onu kimden aldınsa ona ver.Benim ona ihtiyacım
yok”dedi.Harun Reşit:”Behlül borcun varsa ödeyelim”deyince Behlül:”Ey
Müminlerin emiri borç borçla ödenmez.Sen hakkı sahibine ver ve kendi borcunu
öde”diye karşılık verdi.Harun:”Ey Behlül hiç olmazsa sana kafi gelecek rızk
yardımında bulunayım”dedi.Behlül başını göğe kaldırıp:”Ey Müminlerin emiri.Ben
ve sen Allah’ın ihtiyacını gördüğü kimseleriz.Seni hatırlayıp beni unutması
imkansız dedi.bunun üzerine Harun,perdesini indirip geçip gitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder