1 Eylül 2016 Perşembe

TRABZONLU KÖSEC AHMET DEDE

1781 yılında Konya’da dergahta vefat etmiş bu zatın hayatı cezbe ve muhabbet hikayesidir.Bu cezbe ve muhabbetle Konya’ya seyahati ,sanki dönüşü olmayan tek yönlü bir seyahat olmuştur.Bu zatın Mevleviliğe intisabı hakkında şu menkıbe anlatılır:
“Bir gün Ebubekir Çelebi hazretleri halvethanesinden çıktı  ve dervişlerdin iki kişi huzuruna çağırdı.Konya’nın İstanbul yönünde bulunan Sille köyüne gitmelerini emretti ve onlara ‘Orada tarikat fukarasından Şeyh Ahmet Kösec trabzoni  denilen bir kimse bulacaksınız..Hazret-i Hünkarı ziyaret amacıyla memleketimize gelmek üzeredir.Ona söyleyin doğru bizim eve gelsin .Matbaha girmek ve hizmette bulunmak niyetinden vazgeçsin .O kamil ve mükemmil bir zattır.Hizmete ihtiyacı yoktur.Siz onu hemen bana getirin’buyurdu.
Hakikatı anlaşılamayan ve terkine de imkan bulunmayan bu garip emir karşısında dervişler şaşırdılar.Kendilerini gönderen Çelebi Hazretlerinin hal ve şanını  bildikleri ancak karşılamak üzere gönderildikleri Kösec Ahmet Efendinin haline herhangibir vukufiyetleri olmadığından bu emir keşfü keramet kabilindenmidir  yahut bir remz ve işaretmidir ,anlıyamadılar .Sille denilen yere vardıklarında o zatı buldular.Gördüler ki ağlıyor,bayılıyor ah ile feryad ediyor,bazen secde ediyor ,bazen de kendini toparlayıp iyileşiyor.Kah darlaşıyor kah geniş nefes alıyor.Hz.Hünkarın türbesini gördükçe  “Allah,Allah”deyip kendini ve herşeyi kaybediyor..Çelebi hazretlerinin gönderdiği o iki zattan biri şöyle dedi:”O zata kavuşup selam verdiğimde bana öyle bir nazarla baktı ki üzerime gelen halin şiddetinden helak olacaktım.Bir müddet kendilerinden geçip daha sonra toparlandıklarında:”Ya Şeyh,bizimle gelmeyi kabul ediyormusunuz ?Çelebi hazretleri sizi istiyor,bizi bu işle vazifeli kıldı”dedik.Çelebi hazretlerinin huzuruna getirdik.Bir gün yahut daha az Çelebi hazretleri halveti mahsusalarına aldı.Mevlevi kisvesiyle çıkarıp fukarayı mevleviyyeden kamillere mahsus adap ve rüsum ile hücreyi teşrifini dergahın halifesine emretti.Kösec Ahmet efendi bu merasim icra edildikten sonra dervişlerle musafaha ederken ağlıyor “Beni kabul edin “diye şimdiki kabrinin blunduğu yeri işaret ederek “Buradan bir mezar yeri verin”diyor adeta altı ay sonraki irtihal edeceği tarihi tayin ediyordu.Nitekim dediği gibi oldu.Vasiyeti de yerini buldu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder