Bazı taşlar zerrelerinde güneş ışığını hapsederek şeffaflaşırlar.Kırmızı renkli olan lal taşında bu kabiliyet vardır. Bu özelliği ile şeffaflaşan bu taşa taş denmez.Her cihetten güneşin ziyasından ve parlaklığının vasfıyla dolu olur.İnsan-ı Kamil'in hali fenasıda böyledir.Kara taş mesabesinde olan cismaniyeti,vücudu Hak güneşinin nurundan müstağrak olduğu vakit ,onun beşeri sıfatı gider yerine Hakk sıfatı kaim olur.Keza bu konumda olan insanın kendini sevmesi Hakk'ı sevmek olur."Ben"demesi "Hakk "demektir.İşte
kendi kesafetinden geçip şeffaf olamayan bir taş,"Ben"derse şirkte kalmıştır.Birisi kesafette kalan abdin Benliği,diğeri Hakk'ın benliği.Hak Teala "Fa'alün lima yüridim,yani dilediği şeyi yaparım"diyor.Vücudu kesif sahibi olan abd dahi"Benim iradem vardır,istediğimi yaparım"diyor.Zulmani olan kimse cismaniyet nedeniyle bilcümle eşyada Hakk'ın varlığını göremez.Kendini dost tutar,kafirdir.Firavun Ben Hakk'ım dedi (Naziat 79/24) kafir oldu.Hz.Musa Hakk'ım dedi kurtuldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder