Müsadere,suçta kullanılmış bir mala el koymaktır.Bir de suçtan elde edilmiş mal varlığına da el koyma vardır ki çok sık uygulaması yoktur.Kişilerin mal varlığına el koyma hadisesi çok hassas konulardır.Bloğun b.ir önceki yazsında,İbadet yerleri olan camilere berat verilmesinin şartları anlatılmıştı.Nuşirevanın hikayesini anlatalım:Hz.ömer Efendimiz gençliğinde yanında arkadaşları ile İran topraklarına ticaret amacıyla deve götürürler.Nuşirevam isimli kralın oğlu develere müşteri olur,satın alıp götrür ancak parasını vermez.Hükümdara şikayet ederler.Hükümdar bir tercüman vasıtasıyla durumu öğrenmeye çalışır ancak,tercüman,hükümdarın oğlunu korumak maksadıyla tercümanlığını doğru yapmaz.Şöyle ki:Hz.Ömer Efendimiz develerini ister,tercüman;sadaka istediklerini krala söyler.Kral onlara külliyetli bir para verir ancak Hz.Ömer Efendimiz ısrarla "para değil,Develerimizi isteriz"diye diretir.Tercüman doğruyu söylemez ve Krala,"Bu parayı az buluyorlar"diye terceme yapar.Paranın miktarı artırılır.Ömer Efendimiz halen Develerimi isterim deyi bağırması üzerine kral tercümandan şüphelenir ve başka bir tercüman getirtir.Mesele anlaşılır ve ilk tercümanında yalan söylediği ortaya çıkar.Nuşirevan,yabancılara "BSu gece burada kalın"der.Develeri getirtilip teslim edilir ve şehirden ayrılırken çıkış kapısında develere haksız el koyan kralın oğlu ile tercümanın idam edildikleri görülür.Neml suresi 24 ayeti:"Onların amellerini şeytan ziynetlendirir"ifadesi karşısında,sahip olunan güçten dolayı kişilerin helal olan mal varlığına el konulurken sakın ola ki şeytan bu yapılan işlemi süslü gösterip te adaletsizliğe sevk etmesin.Çünkü adaletsizlik nimetin zevaline sebeb olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder