Hatay Dörtyol'da yaşayan Hacı Bekir Uzun amcamız anlattı.Necib sultanımla 30 küsür yıllık ahbablığı mevcuttu.Kürt Ali isimli İslahiyeli birinden bahsetti.Kürt Ali Fakir bir kimse idi.Ancak kalb gözü açıktı.Barakamsı bir evde yaşar,kendi bahçemin bakım işçiliğini kendisine verirdim.Necib Sultanımla birlikte ,zekat verenlerden topladığım para ile Kürt Ali'nin iaşelerini satın alıp verirdim.Bu iş bir müddet devam etti.Ancak iyilik ettiğin kinseden çile çekmen bir kural olmaklabu çileyi iki defa yaşadım.Birincisi,Narenciye ağaçlarının sulama havuzlarını ona verdim.Hanımı ile birlikte çalışırlardı.Havuz başı 60 Kuruşa anlaştık sonra 80 kuruşa çıkardı.Sonra 100 skuruş yapıldı.on günlük işi iki ayda tamamladılar.Bir zaman sonra Kürt Ali'nin bizim vasıtamızla olan yardım işinin bittiğini Necib sultanım söylemişti.Bu yardımlaşma bitince Kürt Ali benimle alakalı olarak "Hacı beni bahçesinde çalıştırdı ancak paramı vermedi" demiş.
Bir başka hadisede şöyle oldu.Baktım Kürt Alinin kış günü barakanın bacasından duman çıkmıyor.Anladım.Yakacak odunu yok.Ertesi gün elime para geçti.Bir şahısta yardım etti.Kenarda kalmış bir hızarda yakacak odun buldum,ve bir arabaya yükleyerek evine gönderdim.Bir kaç gün sonra birisi bana dedi ki:"Yahu Hacı bekir,sen filanla beraber bir küp altın hazine çıkartmışsınız Yara yarıya baylaşmışsınız.Adam Jandarmaya şikayet edeceğim diyor.Ben Kürt Ali'nin yanına gittim. Bu sözün hakikatını sordum.Kürt Ali dedi ki:Evet sen filanla beraber bir küp hazine çıkarttın ve aranızda paylaştınız.Hukukumuz olmasa seni Jandarmaya şikayet edecektim.