Dervişin biri cemaatle namaz esnasında ya ayakta ,ya rüku’da yahuddasecde vaziyetinde saatlerce kalır,cemaat namazı bitirir camiden gider o ise aynı vaziyette idi.Bu şahsın namazı hususunda insanlartereddüde düştü.Bazıları namazı olmadı dediler.
Bu dervişin halini Şeyh
Şaban-ı Veli hazretlerine arzettiler.Hazret buyurdu:”Kardaşlar! Bu halsizin
anlayacağınız bir hal değildir.Onun halini Allah bilir” buyurdu.O derviş Hazreti
Pir'in huzuruna geldiğinde ona buyurdular ki:”Tecelli-i hal ile istiğrakın
vardır.O hal ile nicesin?” diye buyurduğunda derviş:”Elhamdülillah sultanım
himmetinizle bu hal müyesser oldu” deyince Şeyh Efendi:”Fark alemine geldiğinde
o namazı tekrar kılarmısın? Diye sualetti.Derviş ise şöyle karşılık verdi:
“Namaz-ı zahidan ka’de
sücudest
Namaz-ı arifan mahv-ı
vücudest
(Zahitlerin namazı ka’de
ve secdeden ibarettir.Ariflerin namazı ise benliği yok etmektir) denilen
mananın zahirine mağrur olup:”Sultanım bu hal ile mahvı vücud ile kılınan namaz
dahi kılınır mı?” deyince Hazret-i pir bu cevaptan rahatsız olup:”Derviş ne
söylersin, hata söyledin.Erkanı ile tekrar kılmak gerekir.Tekrar kılmaz
iseilhad ve küfürdür”diye buyurdular.
Derviş tarikat babında
kadir olduğu kadar şer’i şerife riayet etmek gerekir”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder