15 Ocak 2021 Cuma

VARLIĞI İNCİTMEK,

SUAL; – Mutasavvıfların bilgisi ile halkın inanışı arasında, birbirine zıt gibi görünen şeyler var. Herhangi bir münakaşada bildiklerimizi söylersek onları incitmiş olur muyuz? – Evet, incitmiş oluruz. Onların incinmeleri neden? Söylediğimiz sözleri hazmedemediklerinden. Çünkü onlar bu mevzuda henüz çocukturlar. O “Kellimünnâse âlâ kaderi ukuulihim” hadîsine göre konuşsak, incinmezler, bilâkis ihyâ olurlar. Manevîyyat gıdası kulaktan girer, ihyâ eder. Onları gıdalandıralım diye incitiyorsak, yine iyi etmiyoruz. Bir insanı, küfrederek incitmekle hazmedemeyeceği sözler söyleyerek incitmek arasında hiçbir fark yoktur. Bir insan, top veya tüfekle öldürülebilir; bunun başına, kocaman bir şeker topağı vursak, o da öldürür. Hâkime: (Biz bu adamı, kafasına şeker vurarak öldürdük!) desek, bu bir mâzeret teşkil eder mi? Sonra, sormadan, bir söz söylemeyiz. Sözü söylerken de, yine biz söylemeyiz, o (Manevîyyet)e yapışırız. O, ne lâzımsa onu söyler ve incitmez. Çünkü söz söylediği kimse de kendi evlâdıdır. Ana, evlâdını incitir mi? Biz, ondan ayrı olduğumuz için, nefsâni söylüyoruz da incitiyoruz. Nefsimize tâbi oluyoruz, nefis ise çok kaypaktır. İki yüzlü… Nefis bir hayvandır. Allah onun için (öldürün!) diyor. Öldüreceğimiz şey, kanlı, damarlı, etten kemikten bir varlık değil, ahlâkımız, arzu ve emellerimizdir. Muhabbet yoluyla o “Gönül”e girdik mi, dışarda kalanlar gıdasızlıktan ölür. Girmesi çok zor… Tilki deliğe giremeyince, kuyruğuna bir de çalı bağlarmış. Kendi girecek olsa, çalı bırakmaz. Ağzımızdan, nefsimize ait sözleri atmalıyız ki, bizden Allah söylesin. Kulağımızdan nefis mikrofonunu atmazsak, Şeytân hep ters anlar. Şeytân “Ben her şeyi bilirim!” diyen bir kimsenin ahlâkıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder