9 Eylül 2020 Çarşamba

TARİKATLAR ÜZERİNDEKİ

Uluslararası ve ulusal güçlerin tarikatlar aleyhindeki sürekli desiseleri piyasada çok sayıda “mürşidsiz şeyh”in türemesine sebep oluyor. Uyduruk icazetlerle nice kişi, özellikle maneviyata susamış yerlerde, cahiliyenin eşiğinde bir yapı içinde şeyhlik yapmaya kalkışıyor. Bunların bir bölümü ise kesinlikle “şeyh” olmaktan öte, İslamî kesimler aleyhine çalışan derin yapıların öne sürdüğü tiplerdir. 1990’lı yılların başında İslamî hareketlerin atağa geçtikleri bir dönemde pek çok şehirde bu tür “mürşidsiz şeyh” enflasyonunun yaşandığı malumdur. Devlet otoritesinin sivil yapılarını anlamsızlaştıracak şekilde tarikatlar aleyhinde harekete geçirilmek istendiği son dönemde hâlâ o günlerin bakiyelerini bugünkü amaçlar için kullanmak isteyen yapıların var olduğu da muhakkaktır. Bu tür tipler, gereksinim duyuldukça sosyal medyanın ağzına atılarak onlar üzerinden bütün tasavvuf ehli aleyhine algı oluşturuluyor.
SOSYAL MEDYADAKİ PROPAGANDAYI KİM ÖRGÜTLÜYOR?
Sosyal medyada İslam aleyhindeki propagandayı yöneten güçlerle tarikatlar aleyhindeki propagandayı yöneten güçler aynı kişilerdir. Bu propagandanın arka cephesi yukarıda anlatılanlardan bağımsız değildir. Ön cephesinde ise çoğu ne yazık ki belli bir kesime mensup Marksistler vardır. Bunlar, İslam’a ve geleneksel toplumsal yaşama yönelik bütün kinlerini bu tür propagandalara alet olarak döküyorlar.
Burada abes olan ise kimi dindar insanların da piyasaya sürülen kirli tiplerden beri olduklarını ispatlama kaygısıyla bu propagandaya katılmalarıdır. Halbuki her propaganda, nihayetinde stratejisine hizmet eder.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder