EN GÜZEL ÖRNEK:RESULULLAH (SAV)

Kaside-i Bürde sahibi Efendimiz (sav)'e şu iki beyitlik şiiri söylemiştir: "O Resul-i Ekrem ki, karnına taş bağladığı açlık sebebiyle, Ve taş altında toplayıp, büktü, yan tarafındaki mübarek cildini. O'nun nefsinden rağbet görmek için, altın muhtevalı yüce dağlar Huzuruna gelip , madenlerini arz ettiler. Fakat O, onlara rağbet etmemekle, daha yükseklik gösterdi. Resulullah efendimizin dört halifesi de aynı onun izinde gittiler. Bunlardan sonra İslam ümmeti arasında fethedilen topraklar nedeniyle ince ve yumuşak, helal olmayan bir yaşam belirdi. Yemeklerin en nefisi ve şarapların en lezzetlisi yavaş yavaş ortalığa hakim olarak İslam alemine doğru kaymağa başlamıştı. Daha sonra zalim bir kral türemiş (Emevi iktidarları), ümeranın köşklerinde, hizmetkar ve cariyeler elinde nefis yemekler sunarken çekinmeden hayasızca kadınlara yakınlık oluşmuş, Kadın şarkıcıların yüksek sesle terennüm ettikleri şarkılarda ortalık bambaşka bir yaşam alanına dönmüş, İslamın farzları yerine getirilmekte sünnet ve nafileleri eda etmekte tembellik ve gaflet başlamıştı. İslam ümmeti içinde didişmelerin başlaması tam bu döneme rastlar.