Şeyh Bedrettin, kutup derecesine gelmiş bir evliya olup çok istismar edilmiştir.Varidat isimli kitabında"bir sineğin öldüğünü görünce yaşadığı şiddetli acıma hissinden dolayı merhametini sineğe nefes olarak üflemesi ve sineğin can bulması" mevzusunu anlatır.
Yine varidat isimli kitabında anlatır:Uzaktan baktım ki bir adam çocuğa tokat vurdu.Ben olduğum yere düştüm"Bu durumdaki insan; vücudunu ve algısını o kadar büyütmüştür ki kainattaki bütün acıları hisseder hale gelmiştir.
The Green Mile (Yeşil Yol) isimli romanın baş karakteri olan siyahi zat adeta bir kutuptur fakat din hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Öz ruhunda en ufak bir karanlık niyet taşımayan ama şahit olduğu kötülükten ve zulümden ve devamlı bunları düşünmekten dehşet derecesinde yorgun düşmüş , dünyada kalmak anlamında bir hırsı kalmamış bir adam."Üzüldüğünüzü biliyorum ama artık bırakın çünkü ben gitmeyi istiyorum patron" diyor ve ardından yaşadığı halleri şu şekilde anlatmaya çalışıyor:"Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi , nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum.Asıl da acıdan.Çok fazla, eğer sona erdirebilseydim, yapardım.ama yapamıyorum."
Yine varidat isimli kitabında anlatır:Uzaktan baktım ki bir adam çocuğa tokat vurdu.Ben olduğum yere düştüm"Bu durumdaki insan; vücudunu ve algısını o kadar büyütmüştür ki kainattaki bütün acıları hisseder hale gelmiştir.
The Green Mile (Yeşil Yol) isimli romanın baş karakteri olan siyahi zat adeta bir kutuptur fakat din hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Öz ruhunda en ufak bir karanlık niyet taşımayan ama şahit olduğu kötülükten ve zulümden ve devamlı bunları düşünmekten dehşet derecesinde yorgun düşmüş , dünyada kalmak anlamında bir hırsı kalmamış bir adam."Üzüldüğünüzü biliyorum ama artık bırakın çünkü ben gitmeyi istiyorum patron" diyor ve ardından yaşadığı halleri şu şekilde anlatmaya çalışıyor:"Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi , nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum.Asıl da acıdan.Çok fazla, eğer sona erdirebilseydim, yapardım.ama yapamıyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder