Hakikat merhalesinde ise; Allah'ın bütün isimlerinin manaları var olmak ile beraber, ağırlıklı frekans sevgidir. Yani sevgi ağır basar. Kime karşı olursa olsun sevgi ahlak halini almıştır. Muhatap, Firavun olsa bile Allah'ın nuru olduğu için sevilir. Sevgi; bireysel irade ile ortaya çıkan kötülüğe değil, o kişinin de Allah'ın bir ayeti ve mahluku oluşunadır. Yoksa kötülük karşısındaki adil yaptırımı veya cezalandırmayı engelleyici bir sevgi olamaz. Bu, Allah'ın hükmüne tamamıyla zıttır. Bütün makamlarda sevilmeyen, günah ve şirktir. Kişiler ancak sevilir ve merhametle ancak ıslah olmaları için dua edilir. Sevemeyen bir insan velayet yoluna giremez. Velayetin zirvesi olan hakikat mertebesinde tüm mahlukat birbirini tamamlayan parçalardır. Nasıl ki insan kangren olan parmağını hemen kesmeyip tedavisini uğraşırsa, hakikat mertebesindeki kişi, her insanı vücudundaki bir uzuv olarak görür. Asla kesip atmak istemez. Şeriat mertebesinde o parmağı tedavi için çalışır. Tarikat mertebesinde o parmağa acır. Marifet merhalesine gelince aynı acıyı gönlünde yaşar ve o parmağı öylesine sever ki kesilmemesi için ne lazımsa yapar. Hakikat merhalesinde sadece insanlar değil bütün varlıklar o parmak gibi vücutta bir parça olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder