2 Temmuz 2016 Cumartesi

OLMANIN ÜÇ SAFHASI

Hz.Pir Mevlana Efendimiz hayatının üç dönemi için böyle buyurmuştu:HAMDIM/YANDIM/PİŞTİM."Hamlık"dönemi için sarıkla medrese medrese dolaştığı zahiri ilimlere hasrettiği dönemini kastetse gerek.Ancak bu zahir ilimde mahirdi,üstaddı.Konya'da mevcut dört medresede her gün ders vermekte idi.Etrafında yüzlerce talebe kendisine eşlik ederdi.Neydi bu dönem?gereklimiydi?Her insanın geçmesi gereklimiydi?Şeriat boyutundan bakarsan elzemdi.Dünyası için gerekli ilimleri öğrenmeği ,bugün için "farz"olarak telakki edilir.İlerledikçe "Hangisi daha faziletlidir?"yarışı ve tercihi başlar.Halbuki bu ilmin içinde kişinin varlığını büyütmek ve faziletlemek çabası yatmaktadır.Ne kadar büyütülürse büyüsün,ne kadar süslenip paketi güzelleştirilsin nihayetinde HAMLIK etiketinden kurtulmak mümkün olmuyor.Çünkü buraya kadar olan ilmin kaynağı hep kitaplar,başkalarının ulaştıkları noktadan gözüken Hakikat tarifleri.
Sonra Bir ustaya tabiiyet ve eğitim başlamakta.Öğrenilen ne varsa eskiye ait hepsi terkedilmekte.Kitaplar yakılmakta.Kişi kendi kitabını keşifle okuması öğretilmektedir.Bedenle mücadelenin başladığı bu dönemde sadece mürşit-mürit vardır.Öğretim süresi ne kadar sürecekse,kısmet ve istidat ne kadarsa devreyi tamamlayanlar PİŞMEKTELER.Sonra Mürşidin toprağa ait bedeni bu dünya boyutunu terk etmekte ve alışmış olan insan için bu birliktelikten ayrılma nedeniyle yanma devresi başlamakta.Çünkü sadece Mürşit ayrılığı onun için alıştırma idi.Çünkü Hakiki verlıktan ayrılmıştı.İşte asıl bu ayrılık yakmaya devam etmekteydi.Ara,ara vuslata ilişkin deneyimler olsada bu tadış artık açlığı ve susuzluğu gidermemekte deryaya dalıp gark olmak arzusundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder