Vahdetname' si ve Divan'nın olduğu bilinen Hulusi efendi hakkında bilgi sınırlıdır. Vahdetnamesinde , İbni Arabi hakkında şu methiyeli yazmıştır:
Kenz-i mahfi feth olup dürler nisar olmaktadır/Feyz-i kalbimden kamu esrar şikar olmaktadır
Şeyh-i Ekber kıtmıriyim bab-ı vahdet beklerim/İşbu babdan "küntü kenz" sırrı cihar olmaktadır.
Hazret-i Şeyhin müridi asla görmez melal/ Mazharımdan sırr-ı Şeyh daim şi'ar olmaktadır.
Hazret-i şeyh'in kemalin ehl-i vahdet fehm eder/ Mec halecan ekberi daim bihar olmaktadır.
Şeyh-i Ekber nutkları derman verir taliblere / Nutklarından müste'id her dem medar olmaktadır.
Şeyh-i Ekber gülşeninden bir güle nail olan / Her nefes anın katında nevbahar olmaktadır.
Kıble-gahımdır Hulusi Şeyh-i Ekber babı bil/ Bab-ı feyzinden devam kalbim imar olmaktadır .
İbnül Arabi en büyük şeyhtir. onun kapısında kıtmir gibi beklemektedir.Çünkü o kapıdan "Ben gizli bir hazine idim" kutsi hadisinin sırları aşikar olmaktadır.İbni Arabinin müritleri asla sıkıntı, üzüntü çekmezler.Zira onun konuşmaları dinleyenlere şifadır.Şeyh-i Ekber'in kemalini ancak birlik ehli olanlar anlar ki onun kalpleri ürperten dalgaları denizler gibidir.Her kim Şeyh-i Ekber'in gül bahçesinden bir güle kavuşmuş sa bütün nefesler onun için yeni bir bahar olur.Yine her kim onun kapısını bir kıble gibi addederse o kapıdan kalbine daima feyzler gelir ve onu imar eder.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder