Demokrat parti bakanlarından vatanını seven Tevfik ileri'nin Yassıada mahkemelerindeki savunmasından;
Ben 27 Mayıs sabahı çoluk çocuğuma 25 senelik memuriyet hayatımın mükafatı bir tekaüt maaşından başka bir şey bırakmadım. Burada ben ve orada aile efradım, bu tekaüt maaşı ile, çalışmaya mecbur kalan kızımın kazancıyla geçiniyoruz. Mal beyanımdan da görüleceği veçhile on sene zarfındaki tasarrufum, tekaütlük ikramiyem dahil 6500 liradır. Burada gayrimenkul, menkul her şey, evimdeki 4 yerli halı, karımın sırtındaki on yıllık manto, küpe, bilezik, bankadaki 2337 liralık mevduat hepsi dahildir. Ben mütevazi bir aile reisiyim. Kumarım, içkim, sefahatim yoktur. Anadolu Kulübü’nü bile bilmem. Adada kulüpte bir gece yatmış değilim. Ne memuriyet hayatımda ne de politik hayatımda çocuklarımla yazlığa gitmek nedir bilmedim. Ne vakit buldum ne para. Bütün hayatımda namuslu insan olmak gayem oldu. Mebus olmadan evvel de imzasıyla milyonlarca lira ödeyen bir amirdim. Paraya, refaha bir gün kıymet vermedim.
Muhterem Başkanım, Huzurunuza maalesef toza, toprağa, çamura bulanmış olarak çıktık. Aziz Başkanım, Biz bu on sene içinde, halkla ve vatan toprağı ile çok haşır neşir olduk. Tozumuz toprağımız bundandır. Çamurumuz ise, kahrolası politikanın çamurudur. Yoksa vatana hıyanetin ve suistimallerin tozu, toprağı ve çamuru bu çamurlardan ile mülevves değiliz. Vereceğiniz tarihi karar, umuyorum ki bizi, politikanın bu çamurlarından temizleyecek ve hakiki çehremizle millet huzuruna çıkmamıza imkân verecektir. …………
Ölüm haddizatında mühim değildir. Hiçbirimiz yarına sağ çıkacağımızdan emin değiliz. Kardeşimi yirmi sene evvel bir bağırsak düğümlenmesi götürdü. Lütfü Kırdar, başsavcının idam talebini duymadan önümde dağ gibi devrildi. Gazeteler her gün trafik kazalarında ölenleri yazıyorlar. Ve nihayet yirmi beş sene sonra bugün bu salonu dolduranların belki % 80’i sağ olmayacaktır. Ölmek korkunç değildir. Ölüm yok oluş da değildir, hatta ölüm bazen bir kurtuluştur. Mühim olan yaşamak, şerefle yaşamak, hizmet borcunu eda ederek, faydalı bir ömür geçirerek yaşamak ve öldükten sonra arkada bir iz bırakmaktır. Bu bakımdan huzur içindeyim. Elli senelik ömrümün boş geçmemesinin verdiği huzur içinde. Bütün suçsuzluğuma rağmen, eğer bu milletin saadeti, refahı, huzuru benim ölümüme bağlı ise buna karar veriniz. Bu kararınızı da milletime ve vatanıma karşı son bir hizmet telakki ederek gönül rahatlığıyla karşılayacağım. Allah mülkün temeli olan adaleti gölgelerden ve bu mübarek vatanı her türlü beliyyeden (belalardan) korusun. “Yassıada. Eski Nafia (Bayındırlık) Vekili, Samsun Mebusu Tevfik İleri 27.7.1961”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder