Canımız ve
cismimizle hangi günahı işledik ki senin payına saflık ve halislik düştü,bizim
payımıza ise tortusu düştü”
(İnsanların ekserisi kıyaslama yaparken,Mürşit ve
evliya hususunda böyle düşünür”Bu şahsın benden fazla nesi var ki bu konulardan
bahsetmekte,yol göstermekte”diye düşünmektedir.Bu düşünce içinde olanların
düşüncelerine kuş dilinden cevap vermektedirler)
Hüdhüd(Mürşit)kendisine dedi ki:”Ey soru soran
kuş!Bunun nedeni Süleyman’ın bir an için bana nazar etmesiydi.Ben bu makamı ne
altınla elde ettim ne de gümüşle,bu makama ulaşmamın nedeni Süleyman’ın bir
nazarıydı.
Kim ibadet ve
itaatle bu makama varabilir?Dikkat edecek olursan İblisde bir hayli ibadet
etti.
Ama eğer
birileri çıkıp da ibadet etmeye gerek yoktur derse,her saat kendisinin üstüne
lanet yağar.Sen bir an bile ibadet etmekten geri kalma,lakin ibadetlerine de
güvenme.Eğer sen süleyman’ın dergahına kabul edilirsen ne söylesem ondan
fazlasını elde edersin”
(Peygamberlik,Mürşitlik gibi manevi makamlar çalışma ile ulaşılacak makamlar değildir.Bazı insanlar ibadetlerini yaparken ne kadar çok
ibadet yaparsam Velilik makamına ulaşırım,kalp gözüm açılır düşüncesini taşırlar.Halbuki
bu hal ibadet ve taatlerin karşılığı ücret beklemek olarak
değerlendirilir.Ancak bu öyle bir durumdur ki İbadet gereksizdir diyen mürşit
sahtedir.İbadetle bu makama ulaştığını söyleyen ise habersizdir.Veliler ve
mürşitler ibadet ve taatı asla zayıflatmazlar. İbadet ve taat kul için gerekli
olan şeylerdir.)
Birgün Sultan
Mesud deniz kenarında balık tutan bir çocuğa rastladı atından indi.Çocuk çok
üzgündü.Padişah sebebini sordu:”Ey emir,biz yedi kardeşiz.,Babamız yok.Kötürüm
bir annemiz var.yüzlerce zahmetli bir balık tutabilirsem bunu kardeşlerime
yemek için götürüyorum”deyince Sultan,”Peki seninle ortak olmamı kabul edermisin?”deyince
Çocuk ortaklığı kabul etti.Sultanda denize bir ağ attı.Çocuğun ağına devlet
kuşu kondu yüzlerce balık tuttu.Çocuk çok şaşırdı dedi ki:”Ben bu kadar şanslı
değilim Senin bahtın pek açık bu yüzden bütün bu balıklar senin ağına düştü”Sultan
Kendisine dedi ki:Oğul sen bir de balık tutanın kim olduğunu bilsen kendini
kaybedersin”Sen burada benden daha talihlisin .Zira sana balık tutan
padişahtır.Sultan bunları söyleyip merkebine bindi.Çocuk kendisine payını ayır
dedi.
Sultan dedi ki:”Bugün
payıma ne düştüyse senin olsun ama yarın ağına ne düştüyse benim olsun”
Şüphesiz yarın
ki avım sen olacaksın.Ben de avımı kimseye vermem”
Bunu söyleyerek
sarayının yolunu tuttu ancak aklında ortağı vardı.Ertesi gün komutanlardan
birini göndererek çocuğu yanına çağırttı ve ortağını padişahlık tahtına
oturttu.
Herkes”Padişahım
o bir dilencidir”diyordu.Sultan:”Bu çocuk her ne olursa olsun benim ortağımdır Mademki
ortak olmayı kabul ettik bundan dönmemiz mümkün değil”dedi ve çocuğu kendisi
gibi bir sultan yaptı
Orada
bulunanlardan biri çocuktan sordu:”Nasıl böyle bir devlete erdin?”
Çocuk dedi ki:”Bir
gün devlet sahibine rastladım sevinç geldi hüzün gitti”
(Feridüddin
ATTAR hazretleri)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder