2 Eylül 2016 Cuma

MİM'İN MUMU

AHAD kelimesi Cenab-ı Hakk'ı temsil eder.AHMED kelimesi Efendimizi temsil eder.Mim harfi,gizlenirse AHAD,açığa çıkarsa Ahmed ortaya çıkar.Bu nedenle Cenabı Hakk,bu alemde meydana çıkmağı dilediği için MİM de gizlenmiş ve zahir olmuştur.Yani Efendimiz'de zuhura gelen hakikatta AHAD'dır.MİM, iki alem (Batın ve zahir)arasında her iki tarafı aydınlatan Mum vazifesini yapmaktadır.ve bu aydınlatma MİM'in sevdasına kapılanları,aşk ateşi ile uyandırıp(yandırıp)alemleri aydınlatan MUM'a dönüştürmekdedir.Varis-i Muhammedi olan Veliler,bedenlerini mum haline getirip Efendimizden ışıklarını tutuşturmuşlardır.
EHAD,Ahmed'den görünmeyi murat etmiş ve onun "mim"inden zuhura gelmiştir.
Bu incelikleri bilen evliyalar,muhataplarının kabiliyetine göre menzillerden bir nişane vermişlerdir.Bu yaparlarken farklı görünen kelamlar etmişlerdir.Kimi daldığı birlik denizinin dalgalarından mest olup "Enel Hak"demiş,kimi üzerinde seyrettiği gemiye takıldığı için uzaklıktan yakınlıktan söz etmiştir.Bazıları varlık derdine düşüp mana ehli olmayanlara küfür gibi görünen hallerde bulunmuş,kimi sadece zahirde kaldığı için deniz kenarında bile kuru sözler söyleyebilmiştir.Deryaya dalıp inciyle dönenler çeşitli kınamalara uğramış ,kimi de inciyi bırakıp sedeften yani her şeyin kabuğundan ,dış anlamlarından bahse dalmışlardır.Artık "Şu hadistir bu kadimdir"diye tartışanlar mı istersin,o cemalin sarhoşluğundan her yerde zülüflerden ,gamzelerden bahsedenler mi,yoksa şarabı mumu dilinden düşürmeyenler mi?İşte bütün bu kelamlar mütekellimin bulunduğu makama işarettir.Halbuki Hakikatsa tektir.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder