Hatay Dörtyol'da yaşayan Necib Sultan'ın 35 yıllık hizmetkarı Hacı bekir Uzun ağabey anlattı.13 kardeşinden birisi Sultan isimli kızkardeşi.Kocası ölmüş,çocukları olmayan ve tek başına yaşayan bir bayan.Yaşı 80 'e yaklaşmış..Manevi dünyadaki yaşadıkları halleri anlattı:
"Bir kandil gecesi idi.İbadetimi yaptım. Secade üzerinde iken bir ihtiyar geldi.bana "nereyi görmek istersin?" dedi.Bende "Çanakkaleyi" dedim.İhtiyar zat beni takip et dedi.O önde ben arkada yürüyerek çanakkaleye gittik.Şehitliğe girer girmez bütün yerdeyatanlar ayağa kalktılar.Ben şaşırdım.Nedir bu? deyince bunlar senin için ayağa kalktı" dedi.ben üç gün ağladım Ben buna layık değilim diye..
*
Her cuma günü sabahları evimin önünde bulunan ve bakımını yaptığım çiçeklerle konuşurum.onlara "Bana hakkınızı helal edin .Size bakım görevini layıkıyla yerine getirmiş isem" derim onlarda başlarlar sallanmaya.Bir tanesi sallanmıyor.Baktım kökü dışarıda kalmış.Ben çiçeklerle konuşurken evde bulunan kayın validem,Kayınpedernime "Bu gelin dışarıda kiminle konuşuyor? baksana" demesi üzerine dışarıya geldi ve bana sen kimilne konuşuyorsun dedi.Bende çiçeklerle konuşuyorum deyip onların zikir çekerek sallandıklarnı söyledim.".Evimize akrabalardan birisi gelmiş bunu kayınvalidemden duyunca avluya geldi ve bana "Söyle bir daha sallansınlar" dedi.o lafını bitirince çiçekler sallanmaya başladım.kadın hayretle bana sarıldı".
*
Komşularımızdan Bostan Gözübenlinin oğlu Ahmet Gözübenli, Dörtüyol'daki Nakşi şeyhi Ziya efendiye devam ederdi.Bir Cuma günü, bana dışarıdan seslenerek " Gelin.Ben ziyaefendiye zikre gidiyorum gelince benim halimi sööyle dedi.O akşam seccade üzerinde iken o ihtiyar geldi ve bana ne istiyorsun? dedi.Bende Filanın halini görmek istiyorum.dedi.Hadi gel deyince ben arkasına düştüm.Bir camiye geldik.Birisi yüksek bir yerde vaaz ediyordu.minberin iki basamak altında iki kişi oturmuştu.Yüksek yerde vaaz eden için "Bu kim?" dedim. Bana, bu yüksek okulu bitirmiş bir öğretmen dedi.Aşağıda olan iki kişi için "Ah bunların dilleri olmasa" dedi.daha aşağıd koyun sürüsü gibir bir çok insan oturmuştu.Ertesi Gün Ahmet Gözübenli geldi:"ben nasıldım ?" diye sorunca ben cevap vermedim,söyliyemem dedim.Üç sene geçtikten sonra öğretmen olan hanımını bana gönderdi ve o vakitteki gördüklerimi sordu.Bende "Ah dilleri olamsa idi" sözünü naklettim ve bunu sebeb nedir diye o ihtiyara sormuştum.O da bana :Evladım burda hayır yapıyorlar biraz gittikten sonra o hayırlarını yere döküyorlar.Ah dilleri olmasa" dediğini anlattım.Öğretmen olan o kişi bana sarıldı dili tutulmuş gibi konuşamadı.
*
Bir ara çok darlandım.Evin üstündekikiremitler kırılmış, kiremit altındaki ağaçlar eskimişti.Ustalara konuştuğumuz parayı verecektim ancak 200 liram eksikti.Kimseden alma imkanımda yoktu.Ben namazdan sonra kendikendime "Ey Yahyanın oğlu Hacı Bekir,yetiş" dedim.biraz sonra Hacı bekir kardeşim geldi ve bana sormadan 200 TL verdi ve işim görüldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder