14 Ocak 2021 Perşembe

RUH ÇAĞIRMA

Melami bir zat'a Rûh çağırma hususundaki düşünceleriniz nedir?diye sormuşlar.Hazret şöyle cevap vermiş: İnsan mecmû-u kâinattır. Yâni bütün varlıklar bizde mevcuttur. Rûh çağıranlar zannediyorlar ki, çağırdıkları rûh dışarıdan geliyor. Hâlbuki, o rûh, kendisinden zuhûr ediyor… Filânın rûhunu çağıracağım diyor ve adamakıllı îmân ediyor; içindeki, gözünde canlanıyor. Çağırmak istediği kimse aklından geçerken, kendisi o adam oluyor, başlıyor kendi söyleyip, kendi işitmeğe. Bu sırra vâkıf olmayınca, yâni çağırdığı rûhun kendinden zuhûr ettiğini bilmeyince, ona mahkûm oluyor. Bu sırra, her arzudan vazgeçenler vâkıf olur. Rûh çağırmak da bir arzu değil midir? O halde, ondan vazgeçmedikçe, onun sırrına âgâh olamazlar. Ruh çağıranlar bu hâli seviyorlar; ne kadar severlerse îmânları da o kadar tekâmül ediyor, başlıyor kendinden kendine bir zuhûrat. Çağırdıkları rûhlara esrâr-ı ilâhiyye’den sorsalar, cevap alamazlar, çünkü kendilerinin haberleri yok. Çağırdıkları rûhlara: (Radyo, televizyon gibi âletlerden sonra hangi âletler icad edilecek?) deseler, cevap alamazlar; çünkü kendilerinin akılları yetmiyor. Rûh çağıranların hangisi zerre kadar dünyevî ve uhrevî bir istifâde etmişler? Demek ki onların hâli, rüyalarında para bulan, fakat ondan istifâde edemeyen insanların hâline benziyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder