Bir peygamber aşığı.Efendimiz için yazmaya başladığı "Naat"ı bitmemişti ki tüm vücudunu kanser sarmıştı.Hak Teala'dan yardım istedi ve vücudu o illetten kurtuldu.7 yıl daha yaşadı.Sami Efendi hazretlerinin dervişi oldu.Naat tamamlandığında bu naat7ı Efendimizin kabrinde okuması için Sami Efendi hazretlerinin damadı Ömer Kirazoğlu'na verdi.Ve bu naat Efendimizin kabrinde okunması bittiğinde Kürkçüoğlu da dünyayı değiştirdi.
NAAT
Ebediyyen sevecek cân onu cânân olarak
Şart-ı peymân olarak, hüccet-i îmân olarak
Tanırım ben yalınız Hazret-i Fahr'ür-Rusülü
Gönül iklîmine şâhenşeh-i zişân olarak
Yeter âyetleri Kur’ân'ın eğer lâzımsa
Rif'at-i zâtının i'lâmına burhân olarak
Öyle bir menbâ-ı ihsân ü keremdir ki ona
Katre hâlinde giden gelmede ummân olarak
Yüz süren südde-i dergâhına, bir zerre iken
Feyz alıp dönmede hurşîd-i dırahşân olarak
Cah lâzımsa eğer âşık-ı hasret-keşine
Elverir kulluğu her vechile unvân olarak
Koklayan bastığı me’mûn ü mübârek hâki
Nefhasından yitirir kendini sekrân olarak
Kalır Allâh, onu hoşnûd kılandan hoşnûd
Affı kâfildir onun müjde-i gufrân olarak
Yâr-ı gar eyledi Sıddîk'ı seçip hicrette
Nesl-i Hâşim var iken mazhar-i rüchân olarak
Saldı ün her yana Faruk, ona îmân getirip
Farık-ı hikmet-i mektûme-i Furkân olarak
"Feseyekfîkehümullah"* ile Zinnûreyn'i
Kıldı ma'rüf-i cihan, Câmi-i Kur'ân olarak
Buldu şan, yattı firaşında Aliyy’ül-Kerrâr
Şeh-i merdân olarak, Hayder-i meydân olarak
Hatemiyyetle edip kadrini i'lân ebeden
Onu gösterdi Huda âleme sultân olarak
"Ahmediyyet"le giren çille-i "mim"i mecde
"Ahadiyyet"te erer izzete pinhân olarak
Gösterir Hakk'ı gören gözlere âyine gibi
Rûh-i nevvarı tecellîgeh-i Sübhân olarak
Zâr ü giryân uyuyup, rûyunu rü'yâda gören
Uyanır neşve-i dîdar ile handân olarak
Şeb-i Mi'racda sîmasını seyretti diye,
Kapanır yerlere gök, secde-i şükrân olarak
Can atar her gece Rûh'ül-Kudüs, ihrâma girip
Harem-i muhterem-i kûyuna mihmân olarak
Bir gören bir daha görsem diye, Allâh Allâh
Şaşırır aklını ruhsârına hayrân olarak
Âteş-i aşkına bin kerre yanıp İbrahîm
Görse eylerdi fedâ kendini kurbân olarak
Tatmayan Kevser-i in'amını İblîs gibi
Yanacak hasret ü hirman ile atşân olarak
İltifatından uzak düşmesi eyvâh! eyvâh!
İki dünyada yeter gâfile hüsrân olarak
Onun anlattığı tevhîd-i hakîkî bir gün
Saracak âlemi bir seyl-i hurûşân olarak
Onun öğrettiği irfân inanın kâfidir
Beşerin derd-i derûnîsine dermân olarak
Bize dünyada emânet bırakıp gittiği dîn
Duracak haşre kadar koskoca bünyân olarak
"Ya Muhammed! Bana kıl merhamet" avâzı gelir
Her seher sine-i pür-sûzdan efgân olarak
Bulurum belki deyip yollara düşsem gözüme,
Görünür hâr-ı mugaylân bile reyhân olarak
Sözlerim düre döner, feyz bulup kıymet alır,
Onu medh eyler isem peyrev-i Hassân olarak
Âdem evlâdının ondan daha mümtâzı Kemâl
Dehre bî-şüphe ayak basmamış insân olarak
*Onlara karşı Allâh sana yeter. Bakara 137.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder