3 Ağustos 2020 Pazartesi

KEMAL EDİP KÜRKÇÜOĞLU

Bir peygamber aşığı.Efendimiz için yazmaya başladığı "Naat"ı bitmemişti ki tüm vücudunu kanser sarmıştı.Hak Teala'dan yardım istedi ve vücudu o illetten kurtuldu.7 yıl daha yaşadı.Sami Efendi hazretlerinin dervişi oldu.Naat tamamlandığında bu naat7ı Efendimizin kabrinde okuması için Sami Efendi hazretlerinin damadı Ömer Kirazoğlu'na verdi.Ve bu naat Efendimizin kabrinde okunması bittiğinde Kürkçüoğlu da dünyayı değiştirdi.
NAAT
Ebediyyen sevecek cân onu cânân olarak
Şart-ı peymân olarak, hüccet-i îmân olarak

Tanırım ben yalınız Hazret-i Fahr'ür-Rusülü
Gönül iklîmine şâhenşeh-i zişân olarak

Yeter âyetleri Kur’ân'ın eğer lâzımsa
Rif'at-i zâtının i'lâmına burhân olarak

Öyle bir menbâ-ı ihsân ü keremdir ki ona
Katre hâlinde giden gelmede ummân olarak

Yüz süren südde-i dergâhına, bir zerre iken
Feyz alıp dönmede hurşîd-i dırahşân olarak

Cah lâzımsa eğer âşık-ı hasret-keşine
Elverir kulluğu her vechile unvân olarak

Koklayan bastığı me’mûn ü mübârek hâki
Nefhasından yitirir kendini sekrân olarak

Kalır Allâh, onu hoşnûd kılandan hoşnûd
Affı kâfildir onun müjde-i gufrân olarak

Yâr-ı gar eyledi Sıddîk'ı seçip hicrette
Nesl-i Hâşim var iken mazhar-i rüchân olarak

Saldı ün her yana Faruk, ona îmân getirip
Farık-ı hikmet-i mektûme-i Furkân olarak

"Feseyekfîkehümullah"* ile Zinnûreyn'i
Kıldı ma'rüf-i cihan, Câmi-i Kur'ân olarak

Buldu şan, yattı firaşında Aliyy’ül-Kerrâr
Şeh-i merdân olarak, Hayder-i meydân olarak

Hatemiyyetle edip kadrini i'lân ebeden
Onu gösterdi Huda âleme sultân olarak

"Ahmediyyet"le giren çille-i "mim"i mecde
"Ahadiyyet"te erer izzete pinhân olarak

Gösterir Hakk'ı gören gözlere âyine gibi
Rûh-i nevvarı tecellîgeh-i Sübhân olarak

Zâr ü giryân uyuyup, rûyunu rü'yâda gören
Uyanır neşve-i dîdar ile handân olarak

Şeb-i Mi'racda sîmasını seyretti diye,
Kapanır yerlere gök, secde-i şükrân olarak

Can atar her gece Rûh'ül-Kudüs, ihrâma girip
Harem-i muhterem-i kûyuna mihmân olarak

Bir gören bir daha görsem diye, Allâh Allâh
Şaşırır aklını ruhsârına hayrân olarak

Âteş-i aşkına bin kerre yanıp İbrahîm
Görse eylerdi fedâ kendini kurbân olarak

Tatmayan Kevser-i in'amını İblîs gibi
Yanacak hasret ü hirman ile atşân olarak
İltifatından uzak düşmesi eyvâh! eyvâh!
İki dünyada yeter gâfile hüsrân olarak

Onun anlattığı tevhîd-i hakîkî bir gün
Saracak âlemi bir seyl-i hurûşân olarak

Onun öğrettiği irfân inanın kâfidir
Beşerin derd-i derûnîsine dermân olarak

Bize dünyada emânet bırakıp gittiği dîn
Duracak haşre kadar koskoca bünyân olarak

"Ya Muhammed! Bana kıl merhamet" avâzı gelir
Her seher sine-i pür-sûzdan efgân olarak

Bulurum belki deyip yollara düşsem gözüme,
Görünür hâr-ı mugaylân bile reyhân olarak
Sözlerim düre döner, feyz bulup kıymet alır,
Onu medh eyler isem peyrev-i Hassân olarak

Âdem evlâdının ondan daha mümtâzı Kemâl
Dehre bî-şüphe ayak basmamış insân olarak

*Onlara karşı Allâh sana yeter. Bakara 137.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder