Hüseyin
Karaçal isimli kişi anlattı.Ben İskenderun Demir Çelik fabrikasında çalışırken,Bu
zat oraya ziyaret için gelmişti.ziyaretine geldiğ Kemal Yıldırım isimli şahıs benden rica ederek ,Ömer efendi’yi arabam ile Dörtyol’a bırakmamı söyledi.Bende arabamda
kendisini getirirken şehre girmeden içimden geçirdim.Cebimdeki iki yüz elli
Lirayı bu fakir şahsa vereyim mi?vermiyeyim mi?.Nefsim ağır basmaya
başladı.Çünkü arabanın kırmızı lambası yanıyordu.Benzim almam gerekirdi.Kredi
kartının da olmadığı bir zaman.Benzin biterse ne yaparım v.s derken Arabada
bulunan Ömer Efendi konuşmaya başladı”Adamın cebinde ikiyüz elli lira
varimiş.Hayır yapmak için vereyim mi diye tereddüt ediyor.O fakirde zaten bu
parayı aldığında başka birine verecek.sonra yarından endişe etmeye ne ne lüzum
var.Allah kuluna kafi değil mi?.Bu sözlerin bana söylendiğini
anladım.Kalbimdeki tereddüt gitti çıkarttım iki yüz elli lirayı verdim.Ömer
Efendiyi varacağı yere bıraktıktan sonra arabamda benzin olmadığı hususunu
unutmuşum.Bu halde iken yaklaşık bir hafta aracım ile en az üç yüz Km yol yapmışım
farkında değilim.Bu mesafe En az verdiğim paranın birkaç katı fazlasında bir
yakıtı gerektirir.
Hammal
Ömer Efendi’nin soy ismi “Demir” idi.Diyarbakırlı , fukarayı sabirinden bir zat idi.Mersin'de yoldan karşıya geçmek isterken bir trafik kazasında vefat etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder