23 Mart 2017 Perşembe

HAZRET-İ AİŞE SIDİKA'NIN FERAĞATI

Hazret-i Ömer (ö. 23/644) radıyallâhu anh şehâdetle muhtazır oldukda (son nefese

geldiğinde) Âişe Ana’ya (r.a.) (ö. 58/678) âdem gönderdi ki:

“Rasûl-ü Ekrem Hazretleri ve Ebû Bekir (ö. 13/634) ile bir hücrede olmak mûrad

ederim (Peygamberimizin -s.a.v.- yanına defnedilmek istiyorum). Ümmü’l-Mü’minîn

(Hazret-i Âişe -r.a.- annemiz) rızâ verirse (kabûl ederse, râzı olursa) devlet ve saadet

Ömer’e (olur). Ve illâ envâ-i hasret ve nedâmet bula (yok, râzı olmazsa Hazret-i Ömer’e -

r.a.- bu, pişmanlık ve hasret olur. O zaman beni) Bakî’a (Kabristanına) defnedin” demiş

idi. Hazret-i Âişe radıyallâhu anhâya ahvâli arz edilince ağlayıp:

“Ol makâmı kendi nefsim için murâd ederim. Çünkü halîfe-i Rasûl murâd

edinmişler, onlara i’sâr ettim”

Pes Ravza-i Mutahhara’da Hazret-i Ebû Bekir’in kıbeli (ön) tarafında mübârek

başı Hazret-i Ebû Bekir’in sadr-ı şerîfine muhâzî (göğsü hizasında) defn olmuştur. On yıl

altı ay hilâfet sürüp hicretin 23 ünde Zilhicce’nin aşr-ı evâhirinde (son on gününde) 63

yaşında iken eşher rivâyette civâr-ı Hakk’a rihlet ettiler (en meşhur rivâyete göre, 63

yaşında vefât etmiştir). Radıyallâhu anh.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder