Yokluğa bir ayna dersek gözümüzün önüne bir resim getirelim.Bu resimde bir insanın aynadan kendisine baktığını hayal edelim.Mutlak varın yokluktaki aksi,insanın aynadaki aksi gibidir.Nasıl ki aynadan insan görünüyorsa ,yokluktan da alem belirir.Ayna ve insan resmini geçici bir süre gözümüzün önünden kaldıralım ve yokluktan akseden alemi düşünelim.Şüphesiz ki insan da o alemden bir parçadır.Şimdi o alemi bir insan suretinde düşünelim.Alem insan olunca insandaki alem ,o insanın nesi olur ?"gözü olur".İnsan alemin gözüdür.Fakat alemin gözü olan insan görmek için neye muhtaçtır ? Göz ve göz nuruna.İşte insandaki bu göz ve o gözün nuru O'dur.Yani Mutlak var,yokluktan aksediyor.,o akisten alem zuhur ediyor ve o zuhurdan da insan zuhur ediyor.Alem insansız kör,insanda gözbebeği ve nuru olmadan kör.İnsan o nur ile görüyor.Neyi görüyor ? Kendi aksine bakanı..Fakat insan göremez dedik.Zaten gören insan değil çünkü nur O dedik.Yani O kendi kendini görüyor.
Yokluk aynadır,alem ise insanın aksi
insan akisle gözdür ve göz içinde gizli
Gözü sen aynadaki aksin,göz nuru ve de
Bebeği "O" ki görür kendini bu göz ile
Alem insandır dostum,insan ise alemdir
Bundan daha güzel kelamı kim diyebilir
Bir nazar et ki aşikar olsun aslıyla iş
Gören de O,görülen de ,göz de kendisiymiş,
Zaten kutsi hadis bu manayı söylemiştir
"Salik Hakk ile görür ve Hakk ile işitir"
Şu alem her bir zerresi ile ayinedir
Ki her bir zerresinde yüzbin güneş belirir
Bir katrenin yarsan yüreğini hele bir sen
Yüzbin temiz okyanus zahir olurdu bilsen
Ah bir bak şu her bir cüze,sen iyice bak bir
Ki her bir cüzünden bin Adem görünmektedir
Sivrisinek ve fil yok bir fark azalarında
Biri nil diğeri katre;bir esmalarında
Bir habbe içinde gizli yüzlerce harman var
Bilsen buğday tanesinde bile asuman var
Sivrisinek kanadında bir neşv-ü nüma
Ve bir gözün bebeğinde ,ne büyük bir sema
Ya yüreğindeki o küçük ve siyah nokta
İki alemin Rabbinin menzili var orda
Öyle bir nokta ki cem olmuş her iki alem
Bazen şeytan eyler insanı,bazen de Adem
Bir bakta gör ki her şey nasıl da birleşmekte
Melek şeytanda gizli ,şeytan ise melekte
Ağaç tohumda,tohum ağaçta beraberdir
Kafirden mümin çıkıyor ve müminden kafir
Cem olmuş hep bir noktada bir çok zamanlar var
Bir an içinde günler,haftalar,aylar,yıllar
Ezel Ebedle aynı şey O'nun huzurunda
İsa'nın son inişi,Adem'in zuhurunda
Düşün her şey yine başa döner bir devirde
Her noktası başka bir şekilde belirir de
Her bir nokta,her noktası devr-i daim olur
Nokta O'dur bu dönüşte ki devir de O'dur.
Şayet bir zerreyi dahi yerinden oynatsan
Bir baştan bir başa dek bozulur asuman
Her bir şey nasıl da sermest olmuş bu düzenden
Bir zerrecik bile adım atmıyor haddinden
Var olan ne varsa cüz-i aleme mahpustur
Hepsi külli alemin hasretiyle meyustur
Bir devir içinde hapsolmuş dönmektedirler
Evvel soyunur varlıktan sonra giyinirler
Hareket hep daim,varlık aleminde sakin
Görünmez başlangıcı ve sonu hiçbirinin
Hepsi her daim ,kendi varlığından ağahtır
Ve her birinin yolu o mübarek dergahtır
(Gülşen-i Raz-Mahmut Şebusteri hazretleri)
Yokluk aynadır,alem ise insanın aksi
insan akisle gözdür ve göz içinde gizli
Gözü sen aynadaki aksin,göz nuru ve de
Bebeği "O" ki görür kendini bu göz ile
Alem insandır dostum,insan ise alemdir
Bundan daha güzel kelamı kim diyebilir
Bir nazar et ki aşikar olsun aslıyla iş
Gören de O,görülen de ,göz de kendisiymiş,
Zaten kutsi hadis bu manayı söylemiştir
"Salik Hakk ile görür ve Hakk ile işitir"
Şu alem her bir zerresi ile ayinedir
Ki her bir zerresinde yüzbin güneş belirir
Bir katrenin yarsan yüreğini hele bir sen
Yüzbin temiz okyanus zahir olurdu bilsen
Ah bir bak şu her bir cüze,sen iyice bak bir
Ki her bir cüzünden bin Adem görünmektedir
Sivrisinek ve fil yok bir fark azalarında
Biri nil diğeri katre;bir esmalarında
Bir habbe içinde gizli yüzlerce harman var
Bilsen buğday tanesinde bile asuman var
Sivrisinek kanadında bir neşv-ü nüma
Ve bir gözün bebeğinde ,ne büyük bir sema
Ya yüreğindeki o küçük ve siyah nokta
İki alemin Rabbinin menzili var orda
Öyle bir nokta ki cem olmuş her iki alem
Bazen şeytan eyler insanı,bazen de Adem
Bir bakta gör ki her şey nasıl da birleşmekte
Melek şeytanda gizli ,şeytan ise melekte
Ağaç tohumda,tohum ağaçta beraberdir
Kafirden mümin çıkıyor ve müminden kafir
Cem olmuş hep bir noktada bir çok zamanlar var
Bir an içinde günler,haftalar,aylar,yıllar
Ezel Ebedle aynı şey O'nun huzurunda
İsa'nın son inişi,Adem'in zuhurunda
Düşün her şey yine başa döner bir devirde
Her noktası başka bir şekilde belirir de
Her bir nokta,her noktası devr-i daim olur
Nokta O'dur bu dönüşte ki devir de O'dur.
Şayet bir zerreyi dahi yerinden oynatsan
Bir baştan bir başa dek bozulur asuman
Her bir şey nasıl da sermest olmuş bu düzenden
Bir zerrecik bile adım atmıyor haddinden
Var olan ne varsa cüz-i aleme mahpustur
Hepsi külli alemin hasretiyle meyustur
Bir devir içinde hapsolmuş dönmektedirler
Evvel soyunur varlıktan sonra giyinirler
Hareket hep daim,varlık aleminde sakin
Görünmez başlangıcı ve sonu hiçbirinin
Hepsi her daim ,kendi varlığından ağahtır
Ve her birinin yolu o mübarek dergahtır
(Gülşen-i Raz-Mahmut Şebusteri hazretleri)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder