Hacı Bekir Uzun amca bir şahsiyeti anlattı.Bu şahıs Hatay'da yaşamakta iken Dörtyol'a gelir ve üç çocuğu olan dul bir kadınla evlenir.Devir 1940 yılların kıtlık devridir.Adam, ağaç kökü sökerek geçimini temin eder ve ailesine bakar.Evlendiği kadından iki de çocuğu olur.Uzun yıllar yaşar ve ihtiyarlayınca köy içinde çınarların bulunduğu yerdeki bir bahçede bulunan bir oda evde tek başına yaşar.Aile kendisini reddetmiştir.Köyde bulunan bir kahveye gelir ve söverek içeriye gider.Köydeki insanlara sövmektedir.Günlerdir aç kalmıştır ve Bir somun ve helvayı canı çekmiştir.orada bulunanlardan Ziraatbahçesinden emekli olmuş birisi yanındaki mahir isimli oğluna hitaben "oğlum eve git somun ve Helva getir" der.Çocuk istenileni getirir ve bu adama verirler.Adam gelen nevaleyi yer.Ancak o gece vefat eder.Ertesi gün, Afganlı hocadenilen bir zat mezarlıkta defin sonrasında talkın vermeye hazırlanırken Özerli'de bulunan Hacı Emin Efendi gelir ve müsade istiyerek talkını verir.Sonrasında Hacı Emin Hoca şunu söyler:"Dün ,evliyalar arasında muazzam bir kalabalıkla bir toplantı yapıldı.Bu cenaze, o toplantıda su dağıtmakta idi.Acaba bu hali nasıl kazandı" der.Halbuki Hataylı Bostan namaz abdest yok.ara sıra kahvede kağıtta oynardı.Düşündüm, kıtlık devrinde üç cocuklu dul bir kadınla evlenip o çocukların maişetini temin ettiğinden dolayı Hak teala ona bu mertebeyi layık görmüş
KABETÜ'L-UŞŞAK BAŞED İN MEKAM
HER Kİ,NA-KES AMED İNCA ŞOD TEMAM.........
Bu makam Aşıkların Kabe'si oldu. Noksan gelen tamamlanır.
ALLAH İÇÜN ALLAH İLE ALLAH'A GİDERSİN
ALLAH'TAN ALLAH İLE ALLAH'A GELİRSİN
31 Ekim 2024 Perşembe
29 Ekim 2024 Salı
AMELİN TEMELİ:TEVEKKÜLÜN-AMEL-İ SALİH-EDEP TARİFİ
Tevekkül şudur ki;"bir kimse, iman edip, Allah (c.C)'a ibadet etmeye ,Cenab-ı Hakk'ın rızasına ve dostluğuna kavuşmak izinde çalışırken bu yolda başına gelen her türlü sıkıntılara karşı hiç kimseye halini şikayetçi olmayıp , her halini, her işini Allah (c.c) 'a havale veher işine vekil edip , her işini O'na ısmarlayıp O' nun her işi yapacağına inanıp, sabırla beklemektir.
Amel-i Salih ; kulun yaptığı işte sadece Hakk'ın rızasına hoş gelmesini düşünüp başka gaye ve maksatlardan temize çıkarmasıdır.
SEYYİD NİZAMOĞLU
HER KİM İSTER OTURA ALLAH İLE / DAİM OTURSU EHLULLAH İLE
KİM KELAM ETMEK DİLERSE HAK İLE / ÖMRÜNÜ GEÇİRSİN İLLALLAH İLE.
BULMAK İSTERSEN BEKA ENDER BEKA / AŞİNA OLVAR FENA FİLLAH İLE.
MUSTAFA'NIN ŞER'İNE KIL İNKIYAD / SOHBET İSTERSEN RESULULLAH İLE.
NEFSİN İSTERSE CEHENNEMDEN HALAS / DURMA TEVHİD EYLE SEYFULLAH İLE
HAKİKAT SIRRI ESRARIN CİHANDA EHLİ HAL ANLAR/AVAM OLAN NE BİLSİN HALET-İ AŞKI VEBAL ANLAR
GÖRÜR MÜ HER TEHARETSİZ SANIRSIN ALEMİ KALBTE/ GÖNÜL SEYRİN BEYAN ETSEN BASİRETSİZ HAYAL ANLAR.
OKURLAR LEVHİ MAHFUZUN KİTABIN EHLİ AŞK OLAN / KALAN ZAHİRDE BİLLAHİ HEMAN BİR KIYL-U KAL ANLAR
BAKA CAM-I ŞERABINDAN MÜYESSER OYLMAYAN ŞAHSA/ CİHANIN ZEHRİNİ NUŞ İDÜBEN BİÇARE BAL ANLAR
TEFEKKÜR EDER Mİ SEYFİ ,RUMUZ-I AŞKIHER ADEM / HAKİKAT SÖZLERİN HER ŞAHIS NE BİLSİN HOŞ HİSAL ANLAR
KALBİMİZE ALTI YÖNDEN GELENLER
Kalp bir santral gibidir, altı yönden gelen vardır;
*Cenab-ı Hakk'dan gelen var
*Melekten gelen var
*Ruhtan gelen var
*Akıldan gelen var
*Nefisten gelen var
*Şeytan'dan gelen var
En tehlikeli olanı nefisten ve şeytandan gelenlerdir.bu gelenler kalbi ele geçirmek isterler.bu nedenle nefis ve şeytandan gelen hayal ve arzuları ve iğvaları(vesveseleri) ile yapılan bir harp vardır ki ehli yakin, ehli vera ve ehli takva olanlar , her an mücadele ve harptedirler.
YAKİN İLMİNİ ÖĞRENMEK
Yakin üçtür, Aynel Yakin, İlmel yakin,Hakk'al Yakin..Yakin hasıl edip yakinen inanmak, ancak halis müminlere mahsusturİman edecek şeylere tamamen yakinen inanmak , ancak yakin ilmini üstazından , şeyhinden öğrenenlere yakin hasıl olur.
Hadisişerif buyurur:"İlm-i Yakin öğreniniz.Kuran-ı Kerim ilmini öğrenir gibi öğreniniz.Hatta onu iyice bilesiniz, ben de öğreniyorum"
Meşayihler dualarında ELHADÜLİLLAHİLLEZİ CEALNA MİN EHLİL YAKİN (Allah tealaya hamdolsun, bizleri ehli yakinden eyledi" derler.
Hz.Ali efendimiz buyurmuştur:"İl-i batın, Allah (c.C) sırlarından bir sırdır ve Allah(c.c) hikmetlerinden bir hikmettir.Bunu dilediği kulunun kalbine koyar
ULEMA KİMDİR?
"bENİM ÜMMETİMİN ULEMASI(ALİMLERİ), bENİ iSRAİL'İN PEYGAMBERİ GİBİDİR" hadisi şerifinde belirtilen ulema (alimler) kimdir?.
Diyanet her ne kadar bunu namaz memurları olan cami hocaları olarak telakki etse de, yahut Diyanet teşkilatının üst katmanlarındaki kurulları işaret etsede o değildir.Yahut kerameti kendinden menkul, sarığı , cübbesi büyük olan , yarım noksanlar değildirEnes bin. Malikden rivayet edilir:"İlim ikidir.Biri kalpte sabit olan batın ve ledün maneviyat ilmidir.En menfeatlı ilim budur.Bir ilimde dilde, lisandaki ilimdir, kitaptır.Bu da Hak Teala'nın hüccetidir" diye buyurmuştur.Ulema-ı ümmet .bu iki ilimle çalışıp huzura erenlerdir.
BİR KALBİ MESRUR EYLEMEK
Farzların edasından sonra Cenab-ı Hakk7ın ziyade sevdiği amel, Müslim bir kimsenin kalbini mesrur eylemektir.
KUDDİSİ HAZRETLERİ
Canana gönül vereli candan usandım
Düşeli onun derdine dermandan usandım.
Çün zamane ihvandan , bulmadım derdime bir deva,
Yüzleri kabil dost, özleri düşman olandan usandım.
VELİ OLMAZ KİŞİ TAŞLANMAYINCA,DÜNYA ENDİŞESİ KALPTEN BOŞLANMAYINCA.
İBADDET ÇOKLUĞUNA İTİBAR YOKTUR, KULUNDAN HALIK'I HOŞLANMAYINCA.
Vasıl olmaz Hakk'a kimse cümleden dur olmadan/Kenz açılmaz her gönülde ta ki pür nur olmadan
Sür çıkar ağyarı gönülden Hakk tecelli ede sana/ Padişah konmaz saraya ta ki hane mamur olmadan,
GİZLİ KÜFÜR
Gizli küfür ikidir.Birisi ehli zikrin aleyhine kötü konuşmaktır.İkincisi ise Allah'ın emriyle evlenen kimselerin hakkında kötü konuşmaktır.
26 Ekim 2024 Cumartesi
SULTAN BACI
Hatay Dörtyol'da yaşayan Necib Sultan'ın 35 yıllık hizmetkarı Hacı bekir Uzun ağabey anlattı.13 kardeşinden birisi Sultan isimli kızkardeşi.Kocası ölmüş,çocukları olmayan ve tek başına yaşayan bir bayan.Yaşı 80 'e yaklaşmış..Manevi dünyadaki yaşadıkları halleri anlattı:
"Bir kandil gecesi idi.İbadetimi yaptım. Secade üzerinde iken bir ihtiyar geldi.bana "nereyi görmek istersin?" dedi.Bende "Çanakkaleyi" dedim.İhtiyar zat beni takip et dedi.O önde ben arkada yürüyerek çanakkaleye gittik.Şehitliğe girer girmez bütün yerdeyatanlar ayağa kalktılar.Ben şaşırdım.Nedir bu? deyince bunlar senin için ayağa kalktı" dedi.ben üç gün ağladım Ben buna layık değilim diye..
*
Her cuma günü sabahları evimin önünde bulunan ve bakımını yaptığım çiçeklerle konuşurum.onlara "Bana hakkınızı helal edin .Size bakım görevini layıkıyla yerine getirmiş isem" derim onlarda başlarlar sallanmaya.Bir tanesi sallanmıyor.Baktım kökü dışarıda kalmış.Ben çiçeklerle konuşurken evde bulunan kayın validem,Kayınpedernime "Bu gelin dışarıda kiminle konuşuyor? baksana" demesi üzerine dışarıya geldi ve bana sen kimilne konuşuyorsun dedi.Bende çiçeklerle konuşuyorum deyip onların zikir çekerek sallandıklarnı söyledim.".Evimize akrabalardan birisi gelmiş bunu kayınvalidemden duyunca avluya geldi ve bana "Söyle bir daha sallansınlar" dedi.o lafını bitirince çiçekler sallanmaya başladım.kadın hayretle bana sarıldı".
*
Komşularımızdan Bostan Gözübenlinin oğlu Ahmet Gözübenli, Dörtüyol'daki Nakşi şeyhi Ziya efendiye devam ederdi.Bir Cuma günü, bana dışarıdan seslenerek " Gelin.Ben ziyaefendiye zikre gidiyorum gelince benim halimi sööyle dedi.O akşam seccade üzerinde iken o ihtiyar geldi ve bana ne istiyorsun? dedi.Bende Filanın halini görmek istiyorum.dedi.Hadi gel deyince ben arkasına düştüm.Bir camiye geldik.Birisi yüksek bir yerde vaaz ediyordu.minberin iki basamak altında iki kişi oturmuştu.Yüksek yerde vaaz eden için "Bu kim?" dedim. Bana, bu yüksek okulu bitirmiş bir öğretmen dedi.Aşağıda olan iki kişi için "Ah bunların dilleri olmasa" dedi.daha aşağıd koyun sürüsü gibir bir çok insan oturmuştu.Ertesi Gün Ahmet Gözübenli geldi:"ben nasıldım ?" diye sorunca ben cevap vermedim,söyliyemem dedim.Üç sene geçtikten sonra öğretmen olan hanımını bana gönderdi ve o vakitteki gördüklerimi sordu.Bende "Ah dilleri olamsa idi" sözünü naklettim ve bunu sebeb nedir diye o ihtiyara sormuştum.O da bana :Evladım burda hayır yapıyorlar biraz gittikten sonra o hayırlarını yere döküyorlar.Ah dilleri olmasa" dediğini anlattım.Öğretmen olan o kişi bana sarıldı dili tutulmuş gibi konuşamadı.
*
Bir ara çok darlandım.Evin üstündekikiremitler kırılmış, kiremit altındaki ağaçlar eskimişti.Ustalara konuştuğumuz parayı verecektim ancak 200 liram eksikti.Kimseden alma imkanımda yoktu.Ben namazdan sonra kendikendime "Ey Yahyanın oğlu Hacı Bekir,yetiş" dedim.biraz sonra Hacı bekir kardeşim geldi ve bana sormadan 200 TL verdi ve işim görüldü.
25 Ekim 2024 Cuma
İÇSEL BİR VURGU
Ne çok şeyi yükleniyorsun farkında bile değilsin,
Oysaki arınmak, durulmak ve yüklerini bırakmakla
Hafifleyecek, gerçek huzura erececeksin.
Sıratından şimşek hızıyla geçivereceksin belki de. :)
Dedikodu kültürünle biriktirdiğin
Düşüncelerin sana yük bindiriyor,
Sana secde ile emredilen varlıkları
Şeytanlaştırıp uzaklaştırıyorsun kendinden
Düşmanlaştırıyorsun ötekileştirdiklerini
Öyleyse bir an düşünüp bakıver geçmişine
Ne çok şeyi şeytanlaştırıp uzaklaştırmışsın kendinden
Sevmeyi öğrenememiş olmanın yetersizliği ile.
Vesselam....
24 Ekim 2024 Perşembe
ÖCALAN GÖREVİNİN SON DEMİNDE
İmralıda tutuklu bebek katili Abdullah Özalan, delikanlılığında sıkı bir Necip Fazıl hayranı olduğu söylenir.Evlendiği Kesire Öcalan7ın ,Diyarbakır Mit başkanının kızı olduğu ifade edilir.Acaba derin mahfiller tarafından kendisine verilen misyonunun sonuna mı gelindi?. Kürt hadisesi , siyasi iktidar ve ortağı tarafından başka bir evreye mi çevriliyor.Muhtemelen..Ancak birliğimizi oluşturan harçta,milletimizi oluşturan harçta inançlı kürtlerin etkin varlığı yadsınamaz..Planlı bir şekilde kürt varlığı ayrıştırıcı sahaya çekildi.
23 Ekim 2024 Çarşamba
HACI BEKİR UZUN
Hacı Bekir Uzun amca anlattı. "Hayırdır inşallah rüyamda Kara, Hava, Deniz kuvvetleri hazırlanıyormuş. İnşallah ülkemiz için bir olumsuzluk olmaz" buyurdu.
22 Ekim 2024 Salı
AFYON MEVLEVİHANE ÇELEBİLERİ
sultan Divani'yeait sandukanın solunda Baki Çelebi dede yatar.Bu zat Semai ve Ahmet Çelebi'nin babalarıdır.
19 Ekim 2024 Cumartesi
SEMAİ MEHMET ÇELEBİ
Semai Çelebi,21 nci kuşak olan İskenderun'da yaşayan Celalettin Çelebi'nin dedesi Burhanettin Çelebi ve Fahrettin amcası ile Kamile, Hatice, Fasiha halalarının Babasıdır.
SULTAN DİVANİ
Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî’nin yedinci kuşak torunu olan Sultan Dîvanî Afyonkarahisar’da dünyaya gelmiş, yaşamış ve hayata burada veda etmiştir. Sultan Dîvanî yaşam tarzı, yazdığı şiirler ve alçak gönüllülüğü ile Afyonkarahisar halkına kendini sevdirmiştir. Sultan Dîvanî ve yakınlarının türbesinin bulunduğu Karahisâr-ı Sâhip Sultan Dîvânî Mevlevîhânesi müze haline getirilmiştir. Günümüzde Mevlânâ ve Sultan Dîvânî sevgisini taşıyan kişiler ve meraklılar tarafından ziyaret edilmektedir. Karahisâr-ı Sâhip Sultan Dîvânî Mevlevîhânesi’nin cami, türbe ve müzeden oluşması ziyaretçi sayısını artırmaktadır. Müzenin düzenlemesi esnasında mevlevîhâneye ait eşyalar kullanılmıştır. Karahisâr-ı Sâhip Sultan Dîvânî Mevlevîhânesi’nde ve müzede sergilenen eşyaların sadece sayıları görevliler tarafından tespit edilmiş, eserlerin ayrıntılı bilgisine kayıtlarda yer verilmemiştir. Bu eşyalar arasında dival işlemeli puşide levhaları, puşideler ve sandukaların önüne asılan bohçalar yer almaktadır
14 Ekim 2024 Pazartesi
PROSTAT HASTALIĞI İLE ALAKALI BİR YAZI
https://landprofit.best/?flow_hash=PAbdC0vx&clickid=cs6iac6n6s0s73d2iub0&data1=20957724&data2=57759032
13 Ekim 2024 Pazar
12 Ekim 2024 Cumartesi
GELEN ZAMANIN KODLARI
Necib Sultanım sahibüzzamanın geliş vakti olarak 2023 yılını işaret etmişti.Ancak Sahibüzzaman'ın kim olduğunu bilmek ehline ait bir konu olup bilenlerde zaten ifşa etmezler.Kerameti kendinden menkul din adına TV lerde boy gösterenler zaten bunu kabul etmezler.Gelen amanın kodlarını bilmeyenler zaten insanları sevap,hangi saatte hangi tesbihin çekilmesinin daha dereceli olduğu hususları ile uyutacaklar.Yeni dönemin yeni kurallarına eskiler direnç gösterip reddedecekler.Asıl zorluk çıkartacak olanlar bunlar olacak.Diyanet toptan reddedecek..Arayış içinde olan ve Hak Teala'nın kalp donanımlarını kuracağı 30-35 yaşlarındaki nesil,muhtemelen 2035 yılında birlik oluşturup İslam bayrağını burçlara dikecektir.
1 Ekim 2024 Salı
HACI BEKİR UZUN
Hacı Bekir uzun abimiz, Necib sultanımla alakalı anılarından anlatımları:Necib Sultan, ben, Dörtyol'da yaşamış Nakşi şeyhlerinden Ziya Bölükbaşı sık sık seyahatlere gider idik.Bu ziyaretler günü birlik olurdu.Bir keresinde Ökkeşiye hazretlerine gittik.Kömürlerdeki köy yolundan gitmekte idik.Bindiğimiz araba Anadol taksi idi.Traktörler toprak yolda giderken çamurda derin izler yapmışlardı.Bu durumda gitmekte zorlanıyorduk.Ziya Efendi dönelim dedi.biz arabadan indik düşe kalka Ökkeşiye hazretlerinin bulunduğu tepenin eteklerine geldik.Kar yağmıştı.arabayı oraya bırakıp yaya olarak türbenin bulunduğu yere vardık.Kubbe eski idi ve yağmurdan akıntı yapmakta idi.ince bir hasır üstünde iki rekat namaza durduk.Necib Sultan yanımda idi.Namaz esnasında vücudu titremeye başladı.O kadar şiddetli idi ki mafsallarının titremekte oluşan şakırtı sesleri duyulmakta idi.Namazı bu hal üzere tamamladı selam verdikten sonra Ziya Efendi ninde orada olduğunu anladı ki namazdaki halinden dolayı utanarak benim duyacağım bir sesle " Ayıp oldu.Ziya Efendiye" dedi.
Yine aynı şekilde Kilis te yaşayan tahrirat katipliğinden emekli Durmuş efendi'nin ziyaretine gittik.Mübarek damadına ev yaptırmakta idi.evin bulunduğu sokak başında beklemeye başladık.Ziya Efendi en önde idi.Yanında ben vardım en sonda Necib Sultan vardı.Durmuş efendi ileriden gözüktü, yürüyerek Ziyaefendi ve benim önümden selam vermeden geçti.Sanki bizi görmüyordu doğru Necib SultaNın bulunduğu yere vardı ve ona " Sultanım " diye sarıldı.ZiyaEfendi bu hale bozuldu.Necip Sultanımda utanarak Durmuş Efendi'ye " ziya efendi de burada diyerek hazreti ayıktırdı.
Durmuş efendi , Osman Seraceddin hazretlerinin haliflerinden idi.Bu ziyarette Necib Sultanım bir ara ortadan kayboldu,Manen ,Durmuş efendinin mutfağında misafire ikram edecek bir şeyin olmadığını keşfedince hemen pazardan erzak tedarik edip mutfağa bırakmıştı.Durmuş efendi bundan memnun kaldı.