3 Ağustos 2016 Çarşamba

İNSANLAR,İNSAN-I HAKİKİNİN KOPYALARIDIR.

İnsan,insan-ı hakikinin kopyalarıdır.Çünkü,Cenab-ı Hakk,tüm esmaları ile en fazla insanda tecelli ettiğinden insan tüm bu bilgilere haiz olarak dünyaya teşrif eder.Ancak bu bilginin üzerindeki perdelerin,açığa çıkmasına mani örtülerin kaldırılması gereklidir.Kesbi bilgi dediğimiz şey bir taklittir.Ressam bir objeye bakarak onu taklit eder.Çünkü,aslına uygunlukta en güzel zirveye ulaşma onu bu taklitte  üstad kılar.Ancak yine de kağıt,yahut tuval üzerine kalem ve boyalarla resmettiği şey bir aslı taklittir.Ancak,o objenin üzerindeki bir tüyü imal edememiş,ona biçim verememiş,renk vuramamıştır,canlandıramamıştır, uçuramamıştır,ses verdirememiştir.Yaptığı nedir ?gözünün gördüğünü kağıda yansıtmak.Peki bu kadarcık basit bir kabiliyet herkeste niçin yok.Taklide kabiliyet diyebilirsek -ki değildir-tıpkı insanlardaki aklın dereceleri gibi kabiliyetlerde dereceli olarak verilmiştir.Birinde az olan kabiliyet diğerinde fazladır,ancak fazla olanda başka bir husus  diğerine göre dana  azdır.Yaratan Böyle bir denge kurmuştur.Kabiliyetin üzerindeki örtü ,ancak eğitimle,çaba ile,çalışma ile kaldırılabilir.Aksi halde toprakta gömülü cevher gibi işlenmeden,bir işe  yaramadan kaybolur gider.Dünya hayatında bilgi üzerindeki perde ne kadar kaldırılabilirse aydınlanma o kadarlıktır.Tamamen örtüleri kaldırmış ve ışığa kavuşmuş kişiler derhal bu alemden bir başka boyuta dikey çıkmak için can atarlar.ve bu alemden göçüş gününe şeb-i arus derler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder