OSMANLI'DA HAYRAN OLACAĞIMIZ 11 İNCELİK
💢 1- Osmanlı'da şehirler kurulurken:
÷"Nasıl‘ki bir suya taş attığınızda halkalar merkezden başlayarak dalga dalga dağılır."
Şehri kurarken‘de ilk önce bir Camii-Mescit yapılır.
÷ Daha sonra etrafına halka halka evler ve işyerleri yapılırdı.
÷ Medreseler inşâ edilirkende aynı yaklaşım sergilenirdi.
💢 2- Eğer bir evin camında sarı çiçek varsa, benim evimde hasta var.
÷ Buradan geçerken yüksek sesle bağırmayın demekti.
Eğer bir evin camında kırmızı çiçek varsa,
÷ Bu evde evlilik çağına gelmiş genç kız vardır.
÷ Buradan geçerken, konuşmalarınıza dikkat edin;
÷ Ölçülü konuşun manasına geliyordu.
💢 3- Burası bir imtihan dünyası ve hayat geçiçiydi.
÷ Fani dünyada yüzyıllar boyu bu evlere sahip olunamazdı.
Onun için evlerin duvarlarına;÷ ”YA MALİK'ÜL MÜLK” yazarlardı.÷ ”Ey ALLAH’ım bütün mülk senindir, biz ise emanetcin.” ÷ Manasına gelmekteydi.Aynı manâyı Kabir Taşlarına işlemişlerdi.
En üste "Besmele ve Ya Baqî" veya “Hüvel Baki” yazdırılır;
÷ Bu ise geride kalanlara;
÷ "BAKî OLANIN YALNIZ ALLAH" olduğunu,÷ "ZAT'INDAN GAYRI HER ŞEYİNSE FANÎ" olduğunu ihtar ederdi.
💢 4- Kapı tokmağında;”YÂ FETTAH ” yazılıydı.
÷ Bu bütün kapıları açan, sıkıntıları ve dertleri gideren manasına gelmekteydi.
Şimdi ise birçok işyerlerinde kapılarda,÷ ”İTİNİZ” yazıyor.
÷ Bu da medeniyetimizin geldiği son noktayı gösteriyor.
💢 5- İnsanlar edeplerindeki incelikten dolayı ”ışığı yak” demezlerdi.
÷ Çünkü yakmak olumsuz bir kelime olduğu için onun yerine ”ışığı uyandır” denilirdi.
Gece yatacakları vakit ise;”Işığı-mumu söndür” demezlerdi. ÷ Çünkü söndürmek menfi intiba verdiği için,”Işığı dinlendir” denilirdi.
💢 6- Alemlere rahmet Peygamber-i Zî Şân'ımız 63 yaşında Dâr-ı Bekâ'ya irtihal etdikleri için;
÷ Yaşını soran birine, ÷ Şayet bu yaşı aşdı ise, Rasulullah'a hürmeten;÷ "Biz haddi aşanlardanız" derdi.
💢 7- Eve müsafir geldiği zaman,
Misafirlerin ayakkabılarının burunlarını dışarıya dönük değil‘de içeriye dönük yaparlardı.
÷ Bunun manası ise, ÷ ”Biz sizin misafirliğinizden memnun kaldık, ÷ Evimizi tekrardan şereflendirmenizi bekleriz” idi.
💢 8- Misafire kahvenin yanında su ikram ederlerdi.
÷ Eğer misafir aç ise;÷ İlk önce suyu, ÷ Tok ise kahveyi alırdı.
÷ Eğer suyu almışsa ev sahibi hemen misafiri yermeyecek ve utandırmayacak bir şekilde mütevazi bir sofra hazırlardı. ÷ Misafirin karnını doyururdu.
💢 9- Kapı tokmakları aslan başlı ve çiçek motifli içiçe iki tokmaktan oluşurdu. ÷ Aslan başlı kalın ses,
÷ Çiçek motifli ise ince ses çıkarırdı. Böylece eve kimin geldiği anlaşılır,÷ Kapıyı tok sesle vuran misafir erkek olduğu için;÷ Kapıyı evdeki erkek açar,
÷ Tiz sesle vuran bayan olduğu içinse;÷ Kapıyı evdeki bayan açardı.
💢 10- Abdest almak isteyen birisi, "ABDESTİMİ TAZELEYECEĞİM" derdi.
÷ Bununla aslında her zaman abdestli olmanın güzelliğini ve;
÷ Ne zaman geleceği belli olmayan ECELe hazırlıklı olmayı telkin ederdi.
💢 11- Evde kimse ayakta yemek yemezdi. Çocuklar bile.÷ Önce eller yıkanır,
"Sofraya hep birlikte oturulurdu." ÷ Evin en büyüğü yemeğe başlamadan kimse başlamazdı.
÷ Evin en büyüğü yemeğe başlarken,÷ Herkesin hatırlaması için, duyulacak kadar sesle besmele çekerdi. Sofradan kalkerken;÷ ”Hayırların fethi, ÷ Şerlerin def'i" ve ÷ "Yüce YARADAN'a şükür" için;÷ Yemek duası okunur, Fatiha Suresi ile amin denirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder