2 Nisan 2021 Cuma

 OSMANLI'DA HAYRAN OLACAĞIMIZ 11 İNCELİK

💢 1- Osmanlı'da şehirler kurulurken: 

÷"Nasıl‘ki bir suya taş attığınızda halkalar merkezden başlayarak dalga dalga dağılır." 

Şehri kurarken‘de ilk önce bir Camii-Mescit yapılır. 

÷ Daha sonra etrafına halka halka evler ve işyerleri yapılırdı.

÷ Medreseler inşâ edilirkende aynı yaklaşım sergilenirdi.

💢 2- Eğer bir evin camında sarı çiçek varsa, benim evimde hasta var. 

÷ Buradan geçerken yüksek sesle bağırmayın demekti. 

Eğer bir evin camında kırmızı çiçek varsa, 

÷ Bu evde evlilik çağına gelmiş genç kız vardır. 

÷ Buradan geçerken,  konuşmalarınıza dikkat edin; 

÷ Ölçülü konuşun manasına geliyordu.

💢 3- Burası bir imtihan dünyası ve hayat geçiçiydi.  

÷ Fani dünyada yüzyıllar boyu bu evlere sahip olunamazdı.

Onun için evlerin duvarlarına;÷ ”YA MALİK'ÜL MÜLK” yazarlardı.÷ ”Ey ALLAH’ım bütün mülk senindir, biz ise emanetcin.” ÷ Manasına gelmekteydi.Aynı manâyı Kabir Taşlarına işlemişlerdi.

En üste "Besmele ve Ya Baqî" veya “Hüvel Baki” yazdırılır;

÷ Bu ise geride kalanlara;

÷ "BAKî OLANIN YALNIZ ALLAH" olduğunu,÷ "ZAT'INDAN GAYRI HER ŞEYİNSE FANÎ" olduğunu ihtar ederdi.

💢 4- Kapı tokmağında;”YÂ FETTAH ” yazılıydı. 

÷ Bu bütün kapıları açan, sıkıntıları ve dertleri gideren manasına gelmekteydi. 

Şimdi ise birçok işyerlerinde kapılarda,÷ ”İTİNİZ” yazıyor. 

÷ Bu da medeniyetimizin geldiği son noktayı gösteriyor.

💢 5- İnsanlar edeplerindeki incelikten dolayı ”ışığı yak” demezlerdi. 

÷ Çünkü  yakmak olumsuz bir kelime olduğu için onun yerine ”ışığı uyandır” denilirdi.

Gece yatacakları vakit ise;”Işığı-mumu söndür” demezlerdi. ÷ Çünkü söndürmek menfi intiba verdiği için,”Işığı dinlendir” denilirdi.

💢 6- Alemlere rahmet Peygamber-i Zî Şân'ımız 63 yaşında Dâr-ı Bekâ'ya irtihal etdikleri için; 

÷ Yaşını soran birine, ÷ Şayet bu yaşı aşdı ise, Rasulullah'a hürmeten;÷ "Biz haddi aşanlardanız" derdi. 


💢 7- Eve müsafir geldiği zaman, 

Misafirlerin ayakkabılarının burunlarını dışarıya dönük değil‘de içeriye dönük yaparlardı. 

÷ Bunun manası  ise, ÷ ”Biz sizin misafirliğinizden memnun kaldık, ÷ Evimizi tekrardan şereflendirmenizi bekleriz” idi.


💢 8- Misafire kahvenin yanında su  ikram ederlerdi. 

÷ Eğer misafir aç ise;÷ İlk önce suyu, ÷ Tok ise kahveyi alırdı. 

÷ Eğer suyu almışsa ev sahibi hemen misafiri yermeyecek ve utandırmayacak bir şekilde mütevazi bir sofra hazırlardı. ÷ Misafirin karnını doyururdu.

💢 9- Kapı tokmakları aslan başlı ve çiçek motifli içiçe iki tokmaktan oluşurdu. ÷ Aslan başlı kalın ses, 

÷ Çiçek motifli ise ince ses çıkarırdı. Böylece eve kimin geldiği anlaşılır,÷ Kapıyı tok sesle vuran misafir erkek olduğu için;÷ Kapıyı evdeki erkek açar, 

÷ Tiz sesle vuran bayan olduğu içinse;÷ Kapıyı evdeki bayan açardı.


💢 10- Abdest almak isteyen birisi, "ABDESTİMİ TAZELEYECEĞİM" derdi. 

÷ Bununla aslında her zaman abdestli olmanın güzelliğini ve;

÷  Ne zaman geleceği belli olmayan ECELe hazırlıklı olmayı telkin ederdi. 

💢 11- Evde kimse ayakta yemek yemezdi. Çocuklar bile.÷ Önce eller yıkanır, 

"Sofraya hep birlikte oturulurdu." ÷ Evin en büyüğü yemeğe başlamadan kimse başlamazdı. 

÷ Evin en büyüğü yemeğe başlarken,÷ Herkesin hatırlaması için, duyulacak kadar sesle besmele çekerdi. Sofradan kalkerken;÷ ”Hayırların fethi, ÷ Şerlerin def'i" ve ÷ "Yüce YARADAN'a şükür" için;÷ Yemek duası okunur, Fatiha Suresi ile amin denirdi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder