İnsan olarak bu aleme gelmemiz ve yşadığımız dünya hayatı
,en başında,Cenabı Hakk’a ruhlar aleminde verdiğimiz sözünün ispat süreci ve
sahasıdır. Zira yüklendiği emanet nedeniyle(Hakk’a ayne olma)eşrefi mahlukat
olarak yaratılmış, İlahi sıfatlara layık bir mazhar olarak halkedilmiş,Ruh-ı
Menfuh(üflenmiş Ruh) olarak şereflenmiş,
eşya da onun emrine verilmiştir.
Dinimizin bu alem hayatı için gösterdiği gaye:ALLAH’IN
SIFATLARI İLE SIFATLANMAK VE o’NUN
AHLAKI SÜPHANİSİ İLE AHLAKLANARAK EBEDİ
KURTULUŞA ERMEKTİR.
Bu hali fiyinen kimse insanları iyalullah (Allah’ın
ailesi) tanır, yalnız lisanı ile tekrar değil , onu halen duyar.Abes yaratılan
hiçbir nesne olmadığını görür,”konuşduran bir gün benimle konuşacak “ der,
kendisinin unutulmuş ve ihmal edilmiş olmadığını yakinen bilir.
Hakk’ın daima kırık kalplerde hususi bir tecellisi
olduğunun farkına vararak ona göre kendini ayarlar,Hakk’ı göklerde değil,
gönüllerde aramaya çalışır.Bu suretle yaradılıştaki gayenin , en büşda (Marifetullah)
zevki, sonra da (infak) ve (iffet) zevkı olduğunu duyar.
Yine dinimizin bu dünya hayatımız için gösterdiği
gayelerden bir diğeri de:Hubb-ı gayr ve kıyası nefs ile yaşamaktır.Hatta bunu
emreder.Evvela canan sonra can diye
yaşayanlara hususi bir kıymet verir.
Dinimiz, noktai istinadın (kuvvet) olmayıp (Hak) olduğunu
beyan eder.Kuvvetin şeninin neticesi boğuşmak,(Hakk(ın şeninin neticesi ise
ülfet, anlaşmak değişik vücutlarda bir ruh olarak yaşamak tecellisi olur.ve
beşer bunu böyle kabul etmedikçe huzura kavuşamıyacağı muhakkaktır.
Zira zalim, kuvveti Hak’da değil, Hakkı kuvvette
tanıdığından , aciz kalınca kuvvete sarılır,beşeriyette inim inim inler
dolayısıyla yaratılıştaki gaye kaybedilir.
Dinimiz , hedefi, menfeat olarak değil, fazilet olarak
gösterir.Fazilet sahibi olarak yaşayın der.
Buna binaendir ki zararın defini emreder.Kötülüğün
kaldırılmasını emreder, menfeatı celb etmeği değil.”Hayat mücadeledir”
kaidesini kabul etmez.”Hayat
yardımlaşmadır.Düşeni kaldırmaktır der.
Bu dünyada üst tabaka ile alt tabaka arasında muvazene
yapılmazsa beşeriyete huzur yoktur der.Üst tabakada merhamet, alt tabakada da
merhamete karşı hürmet tecellilerinin sebeblerini hazırlamıştır.Fakiri zengine
kardeş kılmış, zenginin malında zekat ve sadaka şeklinde ilahi hisse
ayırmıştır.
Kalb ile kalıbın vazifelerinin ayrılmasını emretmiş,
kalıbın tabibe, kalbin habibe ihtiyacı olduğunu bildirmiştir.
Suri hayattaki şehveti, faye olarak değil , ücret olarak
göstermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder