Zahir alimleri ile tarikat şeyhleri arasındaki niza(ihtilaf) lafzidir. Manada onlar müttehiddirler. Manevi birlikteliği fark etmeyenlerin kelamlarındaki bu itiraza ehlillah razı değildir.
Erbabı kulübün tahsil gayretinde olduğu tasavvuf üç halden ibarettir:Tecelli efal, tecelli-i sıfat, tecelli-i Zat. Ancak bu üç fırkayı bekleyen üç tehlike şudur:Tecelli efal sahipleri Cebriyyeye, tecelli sıfat sahipleri Hululiyye, tecelli zat bahibleri İlhadiyye gibi gözükme tehlikesi vardır. Bu üç hal ehlinin arasını tefrik eden şeriatı Muhammed ve Resulullah sünnetidir. Bu iddialarda bulunan kimselerin zahirleri şeriata ve sünnete muvafık olupta bu tecellilerden söz söyleyenler irfan ve sır sahibi olarak görmek gerekir. Eğer şeriat dairesi dışından ve itikaddan zerrece ayrılma var ise bu şahıs ehli delalet, ilhad ve ifsad ehlidir. Bu şahıstan zuhur eden şey ise keramet değil istidracdır.
Ancak sufilerden Melamiyyun taifesi vardır. Avam ve mahcub insanlar nazarında zahir şeriata aykırı söz ve fiil ile görünürlerse de, bu insanlar tetkik ve tahkik olunduğunda gerçekte asla şeriata aykırılıkları yoktur. Ancak içlerindeki sırrı ahfa muhabbeti bilinmediğinden bu muhabbeti setr etmek için zahirini şeriata aykırı tavırlar ile nefislerini gizli kılarlar. Bu fırka kamillerdir; mükemmiller değildir. Nefislerinde raşiddirler, lakin gayri mürşiddirler. Bu nedenle onlarda irşad ehliyeti yoktur. Çünkü tabi olanlarda şüphe ve şek duygusu görülür.
Mürşitlik şek ve şüpheden ari olmaktır. Belki bu melamiyyunun hali Hak Teala'nın bir cezbesinin neticesidir.
Mürşitler küffarı imana,avamı masiyyetten ibadete, havassıda masivadan vuslata davet ederler.
İlhad taifesi;Zahiri ibadet ebrarın, batını ibadet mukarrebinin halidir şeklindeki itikadı yanlıştır. Zahiri ibadeti terk ilhadlıktır....
Erbabı kulübün tahsil gayretinde olduğu tasavvuf üç halden ibarettir:Tecelli efal, tecelli-i sıfat, tecelli-i Zat. Ancak bu üç fırkayı bekleyen üç tehlike şudur:Tecelli efal sahipleri Cebriyyeye, tecelli sıfat sahipleri Hululiyye, tecelli zat bahibleri İlhadiyye gibi gözükme tehlikesi vardır. Bu üç hal ehlinin arasını tefrik eden şeriatı Muhammed ve Resulullah sünnetidir. Bu iddialarda bulunan kimselerin zahirleri şeriata ve sünnete muvafık olupta bu tecellilerden söz söyleyenler irfan ve sır sahibi olarak görmek gerekir. Eğer şeriat dairesi dışından ve itikaddan zerrece ayrılma var ise bu şahıs ehli delalet, ilhad ve ifsad ehlidir. Bu şahıstan zuhur eden şey ise keramet değil istidracdır.
Ancak sufilerden Melamiyyun taifesi vardır. Avam ve mahcub insanlar nazarında zahir şeriata aykırı söz ve fiil ile görünürlerse de, bu insanlar tetkik ve tahkik olunduğunda gerçekte asla şeriata aykırılıkları yoktur. Ancak içlerindeki sırrı ahfa muhabbeti bilinmediğinden bu muhabbeti setr etmek için zahirini şeriata aykırı tavırlar ile nefislerini gizli kılarlar. Bu fırka kamillerdir; mükemmiller değildir. Nefislerinde raşiddirler, lakin gayri mürşiddirler. Bu nedenle onlarda irşad ehliyeti yoktur. Çünkü tabi olanlarda şüphe ve şek duygusu görülür.
Mürşitlik şek ve şüpheden ari olmaktır. Belki bu melamiyyunun hali Hak Teala'nın bir cezbesinin neticesidir.
Mürşitler küffarı imana,avamı masiyyetten ibadete, havassıda masivadan vuslata davet ederler.
İlhad taifesi;Zahiri ibadet ebrarın, batını ibadet mukarrebinin halidir şeklindeki itikadı yanlıştır. Zahiri ibadeti terk ilhadlıktır....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder