İSRA 17/26-27 ayeti Yakınına,miskine,yolcu'ya hakkını ver derken Hakk'ın malını Allah'ın emri olmadan verme"de demektir.Hakk'ın emrinin ne olduğunu nasıl bileceğiz.Hz.Pir efendimiz Hakk'ın emrini,Hakk'a ulaşmış bir kamil kişide ara.Her gönül Hakk'ın emrini kavrayamaz.Tıpkı adalet yapıyorum diye padişahın malını asilere dağıtan asi köle gibi... Aslında o kölenin yaptığı Padişaha isyandır.Enfal 8/36 ayeti gaflet erbabı için "onların yaptığı bütün bağışlar hasrettir"diye uyarıcı öğüt vermiştir.Mekkenin önderleri ,Efendimize karşı savaşta galip gelmek için putlarına deve kesip fukaralara dağıtmışlardı.Bu nedenle Mü'min korkudan her namazda sürekli"bizi doğru yola ulaştır"demekteyiz.
Bu sözleri nereye getireceğim.
AZİZİMİN hayat uygulamasında ZUHURATA TABİ OLMAK kavramı vardır.Günlük işlerinde kendi içinden öyle geldi diye yapmak olmayıp harici hadiselere önem verir.Birisi kendisine "Baba ,haydi Antakya'ya gidelim "dese "Niye "diye sormaz.Hemen katılır.Bilirki Her şey cenab-ı Hakk'tan.Ancak,bu hal cok üst seviyenin işidir.Biz onların halini taklit dahi edemeyiz.Mürşide bal olan bize zehir olibilir.İbrahim olmadan ateşe girmek olmaz.
Gelelim sade de:
üç ramazan evveldi.Perşembe günleri dergaha Suriyeli bir ailenin iki yaşlı insanı ile iki üç genci gelip iftarlarını yapıyorlardı.Meşrebimizde kimsin?diye sormak olmadığından bir müddet sonra bu kişilerle iletişim sağladığımızda Halepli olduklarını,Çinden Züccaciye malzemesi ithal edip Suriyede dağıttıklarını,ortalık karışınca ortama çetelerin hakim olduklarını ve bir gece gelip "üç gün içinde 100.000 USD"vermezlerse şöyle şöyle olacağı tehdidi karşısında ertesi gün apar topar çol çocuk,kadın erkek 23 kişi olarak Haleb'i terk ettiklerini ,İskenderun'a geldiklerini ,Arsuz bölgesinde yazlık olarak kullanılan bir yerden iki daire kiraladıklarını,ancak iş bulamadıklarını ifade ederek iş yönünden yardım talebinde bulundular.Bu insanlarla ilgilenmeyi cenab-ı Hak lutfetti.İmkan verdi.şu an bizimle devam ediyorlar.İlerleyen zaman içinde bize müracaat eden bu insanların Halveti meşrebinde Abdülkadir Geylani sülalesine mensup oldukları,Halepte Cami ve Vakıflarının olduğunu ve düzenli zikir yaptırdıklarını da öğrenmiş olduk.Bizi hiç rahatsız etmezler..
Bu nedenle,Suriye iklimindeki hadiselerden üzüntü duymaktayız.Ancak,Cenab-ı Hakk'ın işine karışamayız.Bizim ayağımıza kadar gönderilen birisi mevcutsa zuhurat deriz,Efendilerimize danışıp ilgileniriz.Doyurmak Allah'a ait.
Dışarıdan gelen bir mübarek yeni gördüğü bu şehre,şehrin insanlarına bakmış bakmış ve sonra şöyle söylemiş:Allah,bu şehrin idarecisine yardım etsin(Manevi idareciyi kastetmiş).
Mevlana Vakfı Başkanı /İskenderun / Av Şemsettin Keser
semsettin.keser@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder