Ömrü konuşma ve tartışmayla geçmiş, amel atının ayağını kesmiş, gönlünde tarikattan bir ışık, başında hakikatten coşku bulunmayan birisi, riyazet ve mücaheden erimiş ,kendinden geçmiş bir sufiye sordu:"Ey bilginlerin sohbetinden yüz çeviren kötü huylu,kendini ilahi bilgiyle süslemişsen söyle: Allah'ı ne ile tanıdın?
Sufi dedi:"Kusurdan arınmış gönlüme ve canıma gaybın döktüğü o feyizle tanıdım. Gönlüm onunla coşmakta ise de dil onu tam anlatmaktan yetersizdir".
Kelamcı ona dedi:Bu gizli keşfe rağmen nasıl dünya körlerinin önderi olabilirsin?".
Sufi cevap verdi:"Ben tanıyıcılığa boğulmuşum, tanıtıcılıkla işim yok. Benim peşim sıra gelen, benim bulduğumu bulur. Benim işim, bir kimseyi cedel yoluyla yüce Allah'a yöneltmek değildir"
Efendimiz (sav) tebliğ etmiştir. Yaşayarak güzel örnek olmuştur. LEKÜM DİNİKÜM VE Lİ YEDİN söylenecek son sözdür.
Sufi dedi:"Kusurdan arınmış gönlüme ve canıma gaybın döktüğü o feyizle tanıdım. Gönlüm onunla coşmakta ise de dil onu tam anlatmaktan yetersizdir".
Kelamcı ona dedi:Bu gizli keşfe rağmen nasıl dünya körlerinin önderi olabilirsin?".
Sufi cevap verdi:"Ben tanıyıcılığa boğulmuşum, tanıtıcılıkla işim yok. Benim peşim sıra gelen, benim bulduğumu bulur. Benim işim, bir kimseyi cedel yoluyla yüce Allah'a yöneltmek değildir"
Efendimiz (sav) tebliğ etmiştir. Yaşayarak güzel örnek olmuştur. LEKÜM DİNİKÜM VE Lİ YEDİN söylenecek son sözdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder