Seyyid Ali Baba hazretleri kutbu zaman idi. Fikri Baba hazretleri de kutbu zaman idi. Su mevcud iken teyemmüm caiz olmadığı gibi, kutbu zaman olan bir Veli'nin, ilahi ilham olan sözü ve ilmi mevcud iken, nakli ilmin hiçbir kıymeti kalmaz.
"Kutbu zaman", kalb-i Muhammedi üzere bulunan zat-ı şeriftir ki her asırda vücudu bir olur ve cümle mahlukata, istidadlarına göre Hakk'ın feyzi onun kalbi vasıtasıyla dağıtılır. Bu mertebe ne ilim ile ve ne mücahede ile ve riyazet ile tahsil olunmaz. Bu Hakk'ın ezelde olan bir tasarrufudur. Zahir ilme sahip bir kimseye ihsan olunduğu gibi, bazen hiçbir zahir ilmi olmayan, keşfi açılmamış bir insana da ihsan buyrulabilir. Nitekim Beyazid-i Bestami gibi evliyullahın büyüklerinden bir zatı şerifin zamanında, kutbu zaman Şam'da ümmi bir demirci idi. Bu zatın halini Aziz Nesefi hazretleri Zübdetül Hakayık'da izah buyurur. Ve bu sırrı kutbiyyet, tüm insanları kendi nefsine takdim edip, onların yüklerini yüklenmek meşrebini haiz olmaktır ki, onlar "Nefsi, nefsi" diyen değil,"Ümmeti, ümmeti" diyenlerdir.
Bu insanı bulduğunda ona tabi ol. Dünyevi akıl kabiliyeti yüzünden sahip olduğun maharetler, sende kibir tozunu kaldıracağı için kibir tozu içinde bu hakikat güneşini göremezsin bu nedenle kendini tahsil ettiğin dünyevi malumatlardan boşalt saf olarak bu zatı şerifin arkasından yürü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder