Birisi çıkıp diyebilir ki mütereddidin bir tarafı tercihi dahi Hak tarafından vaki olur.Mütereddit Hakk'ın sevki lütfuyla hidayet ve sevki kahrıyla da delalet canibine giderse , bu cebir olmaz mı? diye sual sorabilir.Hz.Pir bu suale cevap verir:Sen cebir dedin, ben de cebir lafzından maşukumun cebbariyetine intikal ettim.izharı aşkda sabırsızlığım arttı ve beni cebir ve ihtiyar hayalinden geçirdi.Mademki her halü karımda benim nasiyem maşukumun elindedir, şu halde ben daima maşukumla beraberim demek olur.Aşıka bundan büyük zevk ve devlet olur mu?Hem kim aşık değilse , aklında ve fikrinde cebrin manasını hapsedip onunla meşgul olur.Hakk'ın kendisiyle beraber olduğundan gafildir.Bu hak ile beraberliktir cebir değildir.VEHÜVE MAAKÜM EYNE MA KÜNTÜM"nEREDE OLURSANIZ OLUN ,o SİZİNLE BERABERDİR"(hADİD 57/4).
Ortada bir cebir meselesi vardır;fakat bu cebrin mahiyyetini ve hakikatını ,ancak Hak tealahazretlerinin basiret gözünü açtığı kimseler bilir ve tanır.Gayb gözü açılıp cebri gören ve tanıyan kimselere cebir,cebbariyet-i Hak'dır.onların ihtiyarı,ihtiyar-ı Hak'dır
Evliyanın nazarında cebir,sadef içine düşen damla gibi inci olur.Nefsi Emmareye zebun olanlara ise yıılanın ağzına düşen damla gibi zehir olur.
Ekmek sofrada iken cansızdır.Ademin teninegirerse o şad olan ruh olur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder