Anlatılır ki ölümsüzlük peşinden koşan Zülkarneyn,Karanlık bir mağara,yahut,tünelde ilerlerken etrafındakilere demiştir ki "Burada her kes atının ayağına temas eden şeyi alsın, zira bunlar çok kıymetli mücevherlerdir.Kim atının ayağına dokunan nesneleri kaldırıp alırsa çok zengin olur.Kim de emre muhalefet eder , söz dinlemezse ebedi olarak hasret, nedamet ve pişmanlık duyar" demiştir.Gerçektende bu geçidin sonuna gelip aydınlığa çıkınca görmüşlerdir ki sözü tutup bir şeyler alanların elinde çok değerli mücevherler olduğunu görmüşler,söz tutmayanlar pişman olmuşlardır.
Keşke dememek için bir yük,
Ekmek, zahire miktarı olsun alaydım
Şimdi zenginlerden olurdum.
Vaktim gördüğün gibi meşakkatla geçmezdi
Keşke mücevheri yük edip getirseydim
İskender'i reddetmeseydim
O kusurdan dolayı düşmezdim,
Böyle bir mahcubiyete ve utanılacak duruma
Kafir ile Müslümanın hali de böyledir,
Bu dar ve karanlık yerde(dünyada)
Madem ki Allah'tan kitap ve rasul geldi
Kafir red ile , müslüman kabul ile ileri gitti
Kafirler fesad ve azgınlık cihetinden ,
İnat ve serkeşlik kapısından başka kapı çalmadılar
Müminler yüzünü peygamber kapısına çevirdiler.
Hem "işittik" hem de "itaat ettik" dediler
İnkarın sonu bela ve musibet oldu
İkrarın sonu lütuf ve ihsanlar oldu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder