Her ne kadar zahirde insandan melek doğmışsa da batıni olarak doğmuşturBu iki şekilde izah edilebilir:Birincisi Allah Teala insanın temiz nefeslerinden, şerefli zikirlerinden ve salih amellerinden bir takım melekler yaratır. Rifaa b.Rafi'den rivayet edilmiştir:Peygamberimiz (sav) le namaz kılıyorduk.Rükudan kalkıp "semiallahü limen hamideh"/Allah kendisine hamdedenin hamdini işitip kabul etti deyince arkada cemaat arasından biri RABBENA LEKEL HAMD.HAMDEN KESİRAN, TAYYİBEN MÜBAREKEN FİH/Ya Rabbi! Hamd sana mahsustur.Sana çok, temiz ve mübarek bir hamdle hamdederiz dedi.Peygamber (sav) namazı bitirince "az önce konuşan kimdi?" diye sordu Adam"ben " dedi.Bu sefer Peygamberimiz (sav)"Ben otuz küsür meleğin bu teşbihten hasıl olan sevabı yazmak için yarıştıklarını gördüm" buyurdu.
Bunun sırrı şudur:Bahsi geçen kişinin yaptığı zikir ve tesbihin kelimelerinin harfleri otuz küsürdür.Her harfin bir ruhu vardır ki o ruh , konuşmanın vaki olduğu sureti ibka ve ispat etmektedir.Suretler ancak ruhlarla kalır.Bu ruhlar çalışanların niyetlerine, nefislerinin teveccühlerine , ilim ve inançlarına tabi olan himmetlerinin taalluk durumuna göre o kişinin himmetinin eriştiği nihai menzile yükselir.
İkincisi :İnsan-ı Kamilden öyle manevi evlatlar/müritler doğar ki bunlar, meşrep ve ahlak bakımından melekler gibidir.Hatta onlardan bile üstündürler.Çünkü insanın istidat ve kabiliyeti ,meleğin istidadından daha kuvvetlidir.İşte bu manevi evlatlar, bu kamil insana silsile yoluyla kıyamete kadar halife ve vekil olurlar.İşte bu manevi silsiledir.Tıpkı insanların nesil itibarıyla nutfe yoluyla kıyamete kadar devam etmesi gibi .Bu ise suri silsiledir.Yine masıl ki zahir alimi ehlinin ve meslinin devam etmesiyle baki sayılıyorsa, mana alimi de öyledir.o da mürit ve cemaatının devam etmesiyle bakidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder