28 Eylül 2025 Pazar

BELALAR-TÜM KAPILARIN AÇILMASI

En'am suresinin 44 ncü ayetinde buyrulur:"Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında ,(indirmiş olduğumuz sıkıntı ve musibetleri kaldırıp) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık".
Yani ehli-Zahir için:mal,mevki,kabul sıhhat ve benzeri nimetler,nimet suretinde belalar(imtihanlar)dır.Ehli batın için ise gayb fütuhatı, ayetleri gösterme, kerametler zuhur etmesi, nurların görünmesi, sırların keşfi, havatırı gözleme, vakitleri muhafaza, ruuhaniyeti müşahede ve bunlar gibi süluka yeni başlayanların terbiye olundukları batıni nimetlerle imtihandır.
Ehli batının orta halli olanlarına süluk anında mücahede-i nefs ve riyazatların çokluğundan kaynaklanan usanma  ve bıkkınlıktan ötürü bazı afetler arız olur.Şeytan onlara vesvese verir .Nefisleri onlara süluklarında artık şeyh ile sohbet ve teslimiyetten müstağni oldukları bir mertebeye uulaştırlarını söyleyerek aldatır.Şeyhin huzurundan çıkarlar  ve hevalarına göre hareket etmeye başlarlar,İşte bu durum , böylelerini mahrumiyete sevkeder , şeytanın maskarası yapar.Şeytan onlara harikulada şeyler gösterir.onlarda bu gibi şxeyleri ibadetin semeresi zannederler .,
Büyüklerden birisi çölde susuz kaldı.Bir kuyuya vardı.O varınca su kuyunun ağzına kadard yükszeldi.Bunun üzernine başını göğe kaldırıp dedi ki:"Ya Rabbi, biliyorum ki sen kadirsin.Fakat ben buna dayanamam.Bedevilerden birini göndersen de bana bir bardak verse , benim için daha hayırlı olurdu.Sonra ben  bu iyilik ve lütfun ondan olmadığını bilirdim"

KERAMET TALEBİ

 Efendimiz SAEV zamanında müşrikler olağan üstü bir durum olan Mucizeleri göstermesini peygamberlerden isterlerdi.Bu gün ise Allah velilerinden keramet beklentisi bir bakıma aynı durumdur.Ancak bu istek o kimsenin helakına neden olabilir. Bu helak derhal tecelli eder.Öbür tarafa kalmaz.Çünkü, Müşrikler ,elçilik için bir meleğin kendilerine gelmesini istemişlerdi.Eğer o melek gelse idi, heybetine insan dayanamayacaktı.Hak Teala meleği insan suretinde gördermekle , inananlara merhamet etmiştir.Müşrik, insan suretinde gelen bir meleğide kabul etmeyecekti.Çünkü Melekler için müşrikler haşa "Allah7ın kızları" lafını kullanmışlardı.

27 Eylül 2025 Cumartesi

EVLİYANIN TAAHHÜDÜ

 Malik B.Dinar, Basraya gitmişti.Oraya vardıklarında henüz yeni inşaasına başlanan bir saray iinşatı gördü.işin başında yakışıklı bir genç çalışanlara emirler vermekte idi.Malik bu gence yaklaştı."Bu saray için kaç para harcamayı göze aldın?" deyince genç:Yüzbin dinar dedi.Malik:Bunu parayı bana verirsen Onu yerinde kullanayım ve Allah katında bu saraydan daha hayırlısını garanti edeyim.üstelik içerisinde hizmetçileri de olsun.Kubbe ve çadırları cevherlerle süslü yakuttan olsun.Toprağı zaferandan, harcı da miskten olsun.İnsan eli değmemiş, insan tarafından yapılmamış, Allah "ol"" deyince hemen oluvermiş olsun"

Bu sözler gence çok tesir etti.Söylediği parayı hazırladı.Malik bir kağıt kalem isteyip şunları yazdı:"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.Malik Bin Dinar'ın falana tahhüdüdür.Ben senin sarayının yerine Allah7ın sana belirttiğim vasıfta bir saray vereceğini taahüt ediyorumDaha fazlasını vermekte Allah7ın bir lütfudur.Bu para ile senin için cennette senin sarayından daha geniş bir saray satın aldımn.Bu saray koyu gölgelikler altında olup Cenab-ı Hakka yakındır"

Sonra kağıdı katlayıp gence verdi.Saray yapımında harcanakcak parayı aldı ve yoksullara dağıttı.

Aradan kırk gün geçmeden o genç vefat etti.Gencin vasiyeti Malikin yazdığı senedin gencin kefeni ile vücudu arasına konulması idi.Öşye yaptılar.Malik, gencin vefat ettiği gece mihraba konulmuş bir kağıt buldu.Alıp açtıBirde ne görsün:Mürekkepsiz olarak yazılmış:"Bu aziz ve Hakim olan Allah'dan Malik'e berattır.Gence taahüt ettiğin köşkü yetmiş kat fazlasıyla verdik."

26 Eylül 2025 Cuma

Allah Teala, karanlık ve aydınlık iki cevher yaratmıştır. Nurlu olan her şeyi aydınlıktan çıkartmış , gündüzü de aydınlığın nuru ile var etmiştir.Aydınlığın geri kalanı ilede ateşi- yani cehennemi- yaratmıştır.Karanlık olan her şeyi de karanlık cevherden çıkartmış, gfeceyi de ondan yaratmıştır.Karanlığın geri kalanı ile de cenneti yaratmıştır.Şu halde gece cennetten, gündüz ateştendir.Bu sebeble gece ünsiyet daha fazladır.Gece, sevenlherin dostu, sevilenlerin gözünün nurudur.Ayette gece gündüzden önce zikredilmiştir(Enam 13).Çünkü gece Yaratan'a, gündüz ise yaratılana hizmet içindir.

MUHYİDDİN ARABİ'NİN MÜNACAATI(DUASI)

Türkce meali şudur:
"Allahım alnımız terlemeye başladığı , iniltimiz arttığı, dostlarımız bize ağladığı ve doktorlhar bizden ümidini kestiği vakit sen bize merhamet et!
Allahım, toprak bizi örttüğü, dostlarımız bize veda ettiği , nimetler bizden uzaklaştığı ve ruh bu tenden ayrıldığı vakit sen bize merhamet eyle!
Allahım, ismimiz unutulduğunda , cismimiz toprağa karıştığında , kabirmiz kaybolduğunda ve adımız anılmaz olduğunda sen bize merhamet eyle!
Allahım, bütün sırların ortaya döküldüğü , içtekilerin açıklandığı ve hesap defterlerinin dağıtıldığı ve terazilerin kurulduğu gün sen bize merhamet eyle.
Ey Hayy, Kayyum, Rahman ve rahim olan Allahım! Ancak senin sonsuz merhametine sığınırız"

25 Eylül 2025 Perşembe

İNSANI BAHTİYAR EDECEK ÜÇ HUY VARDIR Kİ

 Efendimiz SAV in hadisidir:" Üç Huy vardır ki onlar kimde bulunursa o , Allah7ın sevgili has kullarından olur.Bu üç huy:

1-)KADERİN HÜKMÜNE RAZİ OLMAK

2-) ALLAH'IN HARAM KILDIĞI ŞEYLERE KARŞI SABRETMEK

3-)(SADECE) AZİZ VE CELİL OLAN ALLAH'IN ZATI İÇİN ÖFKELENMEK

Yine başka bir hadis-i şerifde :"Şunlar imanın zayıflığından dır:1-) Allah'ı kızdırmak bahasına insanları razı etmen 2-)Allah'ın vrediği rızıktan dolayı insanları övmen 3-) Allah'ın  sana vermediği rızıktan dolayı insanları kötülemen.Bir kimse ne kadar şiddetle isterse istesin , Allah'ın nasib etmediği şeyi sana getiremez.Hiç kimsenin hoşnutsuzluğu da Allah'ın sana verdiğini geri alamaz.Allah hikmetiyle ve büyüklüğüyle huzur ve ferahı:"Kadere rızaya 2-)kuvvetli  imana yerleştirmiştir.Kaygı ve üzüntüyü de a) Şüpheye , b) Kaderine itiraz etmeye yerleştirmiştir.

24 Eylül 2025 Çarşamba

YANLIŞ TERCÜME EDİLEN AYET

 Hicr suresi 99 ayetinde "Va'bud Rabbeke hatta ye'tike'l-yakin" ayetinde zikredilen "yakin " kelimesini tercümeler farklı anlamlar verir.Bu ayetin kelime kelimesine Türkce tercemesi:"Sana Yakin verilinceye kadar Rabbi'ne kulluk et" tir.Mevcut türkçe meallerin bir ikisi hariç hemen hepsinde bu ayeti:" Sana ölüm(ya da mevt) gelinceye kadar Rabbi'ne kulluk et" şeklindedir.Bu yanlış tercemenin Arapçası ise "Va'bud Rebbeke hatta caekel mevt"tir.Kuranı kerimde "yakin" kelimesi 10 surede 12 kere, "mevt" kelimesi 45 surede 84 kere geçmektedir.Cenabı Hakk bu iki kelimenin medlulleri arasında bir fark gözettiği aşikardır,Aksi halde Kuran da bu bağlamda  yalnızca "yakin" ya da yalnızca "mevt" kelimesi mevcud olurdu.Cenab-ı Hakk'ın Kuranda söylememiş olduğunu söylemiş gibi göstermek  büyük bir cehalet aynı zamanda Allahü Azimüşşana bühtandır.

Mealciler, ölümden sonra ibadet olmayacağı şeklindeki düşünceleri nedeniyle kulluğun "gelen , vaki olan  ölüm" sayesinde son bulacağını düşünerek kur'an metninin anlamınıda nefsani düşünce anlayışları çerçevesinde tercüme etmişlerdir. Birde mealciler "Bir kimseye Yakin verildikten sonra Rabb'e kulluğu bitmiş olur mu? sorusu kendilerine soruldukları  zaman içinden kolayca sıyrılabilecekleri terceme bu olmaktadır.

Halbuki kulluk, ölümden sonrada devam etmektedir

Diyanet vakfının bastırmış olduğu ilahiyet fakültesinin altı hocası tarafından hazırlanan mealdede bu ayet bu şekilde yanlış terceme edilmiştir.Terceme eden hocalar bu ayetin hükmünün Hz.Peygamber SAV in "hadisleri ve tatbikatıyla neshedilmiş olduğunu " iddia  etmektedir.Cenabı peygamber kendi nefsani hükmüyle ilahi bir hükmü asla tadil etmemiştir

Aklı mead ve Yakin nedir?

Cenab-ı Hakkın çağrısı üzerine  ve Hz.Peygamberin " Ölmeden evvel ölünüz" hadisine uymasıyla , bedenen değil nefsen ölümü tadarak ,Ruhun Cenab-ı Hakk'ın huzuruna yükselmesi mirac dır.mirac hadisesini yaşayana Veli denir.Mirac , evliyalığın olmazsa olmaz şartıdır.Veli olan bir zata Mirac'da:" 1- Yakin, 2- zati ilimden bir ilim, 3- Hikmet'inden bir hikmet ve 4- Aklı Mead lütfeder.Bu vasıflarıyla bu zat Ali imran suresindeki 7. ayette sözü geçen Rasihun zümresinden olur.bu zat, Hak Teala'nın lütfettiği kadar müteşabih ayetlerin tevilini de bilir.  

23 Eylül 2025 Salı

ÖKKEŞ HANGİRLİ

 Seyyit Ali Baba hazretleri ile olan bir hadiseyi anlattı Ökkeş Hangirli.Antepte gençliğinde Baklavacılık yapmış.Ali Baba hazretleri dünyayı değiştikten sonraki bir zamanda çalıştığım dükkana geldi.Ben tezgahta bulunan börek v.s den kendisine bir paket yaptım.Bana hitaben buyurdu ki:"Ben Veysel Karani hazretlerine gidiyorum.Sen Veysel karani hazretlerine bir koyun adamışsın, ama adağını yerine getirmemişsin.Deyince ben tezegahın çekmecesinde adağım olan parayı kendisine verdim.Bana dedi ki kasanın içinde olan Marklardan ver.Halbuki birisinden bir tarihte ödenç para almıştım.Marak olarak onu ödemek için kasanın bir bölümünde bekletiyordum.Ali Baba'nın bundan haberi yoktu.O marklarıda veredim.Sonra gitti".

21 Eylül 2025 Pazar

BAHRİ BABA RESİMLER

İsmi Bahri Ersoy. Lakabı Haruniyeli Kürt Bahri. Babası Elazığ'lı Musa Kazım hazretlerinin Halifesi. Kendisi İrşadi baba yolunu devam ettiren Erzurumlu Niyazi babanın bağlılarindan






 






20 Eylül 2025 Cumartesi

BİR ÇAY BARDAĞINDAKİ ESMA TECELLİLERİ

 Esmai İlahiler insanda tecelli ettiği gibi bütün eşyadada tecelli etmektedir.Elimizdeki içi su dolu olan bir çay bardağını ele alırsak ,bu bardakta tecelli eden esmalar şunlardır.:

Bu bardak görünen bir kaptır.Bundan dolayı Allah'ın ZAHİR ismine muzaftır.Bunu meydana getiren tasarımcılar ortalıkta görünmediklerinden , bu bardağın görüntüsü onları örtmekte olduğundan bardakta tecelli eden isimlerden birisi de BATIN ismi şerifidir.

Bardağın şeklini tasarımcı tasarlarken onu MUSAVVER esması tahrik etmekte; bu şekil estetik, güzel bir şekil olduğu için buna damga vuran ise BEDİİ ismi şerifi olmaktadır.Öte yandan bardağın hammaddelerinin bir araya toplanıp da camının oluşmasında Allah'ın CAMİ' (bir araya toplayıcı) esmasının tecellisini görmekteyiz.

Bardağın üretimi bir ilme ve onu teşkil eden unsurlar arasındaki dengeye dayandığından ALİM ve ADL esmaları tecelli etmektedir.

Bardak içinde hıfzettiği su nedeni ile HAFİZ isminin  ve içtiğimiz bize rızk olan su dolayısıyla REZZAK isminin mazharıdır.Bunun aksettirdiği ışıltı dolayısıyla NUR isminin tecelligahı olan bardak mekanik direnç nedeniyle KAVİ ismi şerifinin mazharıdır.

İçinde taşıdığı su , çay v.s benzerleri gibi bardağın faydası çoktur.Bunun için de NAFİ isminin muzafıdır.Bunun içine çay koyabilirdik.Çay yeşil bir ot iken kurutularak tabiat değiştirir.Bu değişiklik MÜMİT isminin hürmetine vuku bulur.Çayın hazımsızlık gibi bir maraza şifa vermnesi MUHYİ isminin hürmetinedir.Bardaktaki su için Kur'an da "VE CEALNA MİNEL MAİ KÜLLİ ŞEY'İN HAYY!" ayetinde denildiği gibi , bu münasebetle HAYY ismi şerifinin etkisi anlaşılır.

Bardak kırılır da birinin elini keser ise KAHHAR ismi şerifi tecelli etmiştir.Bardak batında bir çok haberleri verdiğinden HABİR isminin tecellisidir.Bardaktan bunca nikmet südur ediyorsa bunun altında yatan Allah'ın HAKİM iusmi şerifidir.SETTAR (örtücü) isminin tecellisi mevcuttur.Bu lütuftan dolayı bardak LATİF isminin tecellisidir.Hiç beklemediğimiz halde ilmi ledünden bize vermiş olan bu bilgiler RAHMAN, RAHİM,VEHHAB isimlerinin asarıdır.23 adet esma tecelli etmiştir bir bardakta

17 Eylül 2025 Çarşamba

TARİKATIN ŞERİATI

 Tarikatında hepimizin bildiği ,hepimizin tabi olduğu Şeriat'ten başka bir Şeriat'ı daha var."Tarikatta bir mürşxit hiçbir surette ihvanı ile evlenemez".Bu Tarikatın şeriatının bir kuralıdır.Böyle bir evlilik kesinlikle haramdır.Şeriatta buna mani olmamakla birlikte Tarikatta böyle bir Şeriat(yasak) vardır.Tarikatta mürşid ihvanın babası mertebesindedir.

15 Eylül 2025 Pazartesi

RUHUMUZU NEDEN GÖREMİYORUZ?

 Hak Teala insan vücudunda üç öğe yaratmıştır.BEDENİMİZ..NEFSİMİZ..RUHUMUZ..

Bedenimizi görmekteyiz.Nefsimizin de asarını müşahede etmekteyiz.Karnımız acıkıyor; doyuruyoruz.susuyoruz, susuzluğumuz gidiyor.Okuma ihtiyacımız beliriyor gideriyoruz, uyuyoruz.Bunlar hep nefsimizin tezahürleri.Niçin ruhumuzu göremiyoruz.Çünkü ruhumuzla bizim idrakimiz arasında nefsimiz hükümrandır.Nefsimiz engel rol oynuyor.Nefis, inisanın ruha ulaşmasına engel olmak için sayısız hileler uuygular.

TARİKATLAR

Dört halifenin  (hz.eBUBEKİR sIDDIK,hzk.öMER-İ Faruk, Hz.osman-ı Zinnureyn ve HZ.Ali Efendimizin her birine Cenab-ı peygamber zikir yöntemleri lütfetmiştir.Fakat Bugün Hz.Ömer ve Hz.osman ' dan neşet etmiş  olan tarikatlar kesintiye uğraamıştır.Hz.Ebubekir  ve Hz.Ali efendimizden neşet etmiş tarikatlar günümüze kadar gelymiştir.

NAZIM KIBRİSİ/EŞİTLİK,

 Şıh baba derdi dünkü aklımı bugün beğenmiyorum her gün bir akıl bellıyorum derdi 

Şehnazım kıbrısi hazretleri de bir sohbetinde eşitlikten soruldu kendisine de çok kızdı eşitlik olsun diyenlere Allahu Teala eşitlik yapacak da görmüyor mu dedi kimine zengin kimini fakir herkesi bir çeşit yaratmış dedi onun hikmetine sual olunmaz zengin de olacak fakir de olacak diye buyurmuştu 

Herkesin bir selameti var kimi zenginlikte kimisi fakirlikte kimi hastalıkta kimi sıhhatta kimisi gezmekte kimisi yatmakta oturmakta kimisi az yemekte kimisi çok yemekte kimisi de bizim gibi tekkeyi beklemekte

 


14 Eylül 2025 Pazar

EVLİYA OLMANIN ŞARTI

 Evliya olmanın yegane şartı Mi'rac'ını yapmaktır. Mirac veehbidir.Hak Teala seçer.Çünkü ,Hak Teala Kendi huzuruna çağıracağını kendi seçer.Mirac kişinin kendi cehdü gayreti ile kazanacağı bir mertebe değildir.Ancak miracı yapabilmek için safiiyet mertebesine yükselmesi kazanılan mertebedir.

RABITA NEDİR?

 Rabıta ; bir müridin yani iradesini bir mürşid-i kamile takdim etmiş olan bir kimsenin , kendi Mürşid-i Kamili ile arasındaki sıkı , manevi ve bir bakıma da telepatik ilişkidir.Bu ilişki bir manevi ilişkidir.Bunu kuvetlendirmenin bir yolu yordamı metodu usulü vardır.Ehline mahsus bir iştir.Mürşid-i Kamil ile mürid arasındaki bir alış veriştir.Öyle bir rabıta kuvveti doğar ki , kendi mürşidi ile arasında kaç km olursa olsun "Aman efendim" dediği zaman , mürşidi ona cevap verir.Her ikisi birbirinin yanında imişcesine bir durum oluşur.Her an mürşidi ile telepatik yoldan konuşma imkanına sahip olur.Rabıta budur.Ve bu rabıta Cenebı peygamberden bir silsilei zeheple mürşide kadar gelmiş olan himmetin, müride akmasını sağlayan bir bağdır.

Ayrıca mürid zikir esnasında mürşidinin mübarek vechini gözlerini yumarak iki kaşı arasında tecessüm ettirir.Buna da "mürşidi rabıtaya almak" denilir.Efendimiz SAV;"Şeytan benim suretime temessül edemez" hadisi gereği varisi peygamber olan mürşidinin vechini rabıtaya almakla zikrin önüne şeytanın aşamayacağı bir engel koymuş olur.Bu suretle de zikir esnasında müridin zihni , şEYTAN7IN ETKİ ALTINA ALAMAYACAĞI , KORUNMUŞ BİR BÖLGE OLACAĞINDAN MÜRİD ZİKRİNİN FÜYUZATINI DA EMNİYET ALTINA ALMIŞ OLUR.

GERÇEK ŞEYH Mİ? YOL KESİCİ Mİ?

 Hz.Pir Mevlana ef    endimiz, Mesnevi-i Şerifin bir çok yerinde yol kesici sahte şeyhlerden bahsetmiştir,"Kıymetli olanın sahtesi olur" kuralı gereği maneviyat dünyasında bu şekilde sahtelere çoklukla rastlanır.Bir kimsenin yol kesici kimse olduğu nasıl sorusuna cevap bulmak gerekir.Bazı kimseler bir şeyhin yanında tarikatın bir kaç dersini görüp te ayrıldıktan sonra kendilerini "olmuş" sayarak şeyhliğini ilan edip başka bir "dükkan" açarlar.Kendi ellerine henüz icazetleri almadan başlarına mürid toplamaya başlarlar.Olgunluk olmadığı için yaptıkları iş , kendi cezbelerini müritlerinin üzerine yüklemek olur.Eğer bir şeyh kendi cezbesini müride yüklüyorsa o kamil birisi değildir.Mürşidin kamil olmasının kıstaslarından bir o şeyhin yanına vardığın vakit ferahlaman, çıktığın zaman da ferahlamandır.Bu bir..

İkincisi: Eğer şeyh diye kapılandığın kimse seni haraca bağlıyorsa ,"Evladım maaşının , bundan böyle yüzde şu kadarını tekkeye getireceksin" diyorsa bu da onun kamil bir şeyh olmadığını gösterir."Para hadisesi bozar".Manevi dünyada parayı ilk basamak yapanlar tehlikeli tiplerdir.

Üçüncsü ,Meşayih hazretlerine hizmet etmek hadisesine gelince aslında bu hizmet dergaha gelen diğer insanlara hizmettir.Aslında hiizmetle mükelelfg olan Şeyhtir.Şeyh kendi ihvanına hizmet etmelidir.Bu öyle bir hizmettir ki söylenmeden bıkmadan,kırmadan o insanın eğriliklerini düzeltme hizmetidir.İhvanın tekkeye hizmetinde ise ihvan demeyecek ki "Ben hizmet ehliyim , benim işim tamam".Hele "evladım nekadar mmalın mülkün varsa sat ve onu buraya getir" demek o insana kaldıramayacağı yükü yüklemektir.

Dördüncüsü eğer bir şeyh bir kimseyi "ısrarla" davet ediyorsa ,"
Gel seni yetiştireyim" diyorsa bu da onun kamil olmadığını gösterir.

Bir diğer kıstas eğer bir şeyh kendisinden keramet ve mucizat zuhur ettiğini idida ediyorsa bu şeyhin yanına da uğramamak gerekir. 

Birde Tüm ülkemizde örgütleşmişcesine Ülkenin değişik şehirlerinden halife ismi ve telefon numarası verip irtibat kurulması istenenler var ki bu mübarekler(!)'ı ülke boyutu kesmemiş, dünyaya talipler.


VELAYETTE DAVET YOKTUR

 Velayette davet yoktur.Peygamberlikte davet vardır.Kamil mürşitler asla davet etmezlerVelayette davet olmadığı gibi genel bir tebliğ de yoktur.Peygamberlikte davet umumidir.Velayette tebliğ hususidir.Herkesi kendi yapısı/yleteneğine göre yetiştiremk üzere tebliğ vardır.Bunun için peygamberlik aşikardır/zahiridir.Velayet batınidir, sırlıdır, gizlidir.Mürşid-i Kamile intisap etmekiçin muhakkak kişide bir talep olması gerekir.İnsan içinden bir iştiyak duyacak, ve Allah lütfetmişse bir Mürşid-i Kamil bulacak .Maalesef bu yolun eşkiyası çoktur.

13 Eylül 2025 Cumartesi

DİN NEDİR DİYANET NEDİR?

 Din başka şey, diyanet başka şeydir.Din, Kur'an ve sünnete göre nazil olmuş dindird.Diyanet ise bu nazil olmuş dinin üzerine gerek sosyolojik gerek psikolojik etkenlerle insanların ekledikleri nesnelerdir.Bunlar nedir? Bunlar bidati seyyieler; yani kötü bidatlerdir.Bunlar hurafelerdir ve bunlar batıl itikadllardır.Her devirde diyaneti bu batıl itikadlardan ve hurafelerden kurtarmaya yönelik bir takım çalışmalar yapılmış ve bunlardan muzdarip kimseler bu yönde eserler vermiş lerdir.İşte , ihya hareketi budur.

TERK

     Seyrü süluk dediğimiz Yaratanımıza kavuşma yolculuğundan terk vardır.Bu terk giderek dozunu artırır.Nefsin isteklerinden terk vardır:bu istekler düneyevi metalara ve bedeninin hazlarına karşı olarak tekamül arttıkca terkler daha da büyür.Haramlardan başlar, şüphelilerden devam ederdünyevi her türlü hazlara karşı terk yapılır.Sonra ahiret sefasının terki başlar imiş

AKCİĞER BALGAM TEMİZLEME YÖNTEMİ:NAZIM KIBRİSİ

 Her sabah fırında pişirilmiş bir soğan,sabah aç karnına tuz vs atmaksızın yenirse 40 gün buna devam edilirse vücuddaki tüm balgamın sökülüp ciğerlerin temizlendiğini ifade etmiştir.

ŞEKER HASTALIĞINA:NAZIM KIBRİSİ HAZRETLERİ

 "Sarı limon, her gün bir tane olmak kaydıyla kabuğu ile rendelenip çıkan malzeme gün içerisinde azar azar tüketilirse ve bu tekrar otuz gün yapılırsa şeker hastalığının ortadanr kalkacağını hazret ifade etmiştir.

KANSER İLACI:NAZIM KIBRISİ HAZRETLERİ

 Kanser hastalarına ilac için hazret şu tavsiyede bulunmuş:Her gün bir kuru soğanı rendeleyip bez içerisinde sıkılarak elde edilen suyu içilirse ve bu işlem 40 gün aç karnına devam ederse biiznillah o hastalıktan kurtulunacağını belirtmiştir.

Bu sözü nakleden Ökkeş Çetin, yaşadığı şu durumu aktadı.Hocaemmi dedikleri mehmet Ali Hocanın ahbablarından Halim Sönmez prostattan rahatsız imliş.Utandığından dolayı doktarada gitmemiş.Bu derdini Ökkeş efendiye açınca ,o da Nazım Kıbrisi hazretlerinin bu tavsiyesini söylemiş.İnancı kuvvetli olan rahmetli Halim sönmez bu uuygulamaya 60 gün devam etmiş.50 günden sonra idrardan kan geliyor deyince on gün daha sabret,kesilmez ise doktora gideriz deyince 60 gün tamamlandığında prostad hastalığının %90 azaldığnı söylemiş.

MEHMET ALİ HOCA

Hoca emmi  cemaatle otururken yanında bir miktar portakal var bunu cemaate dağıtacakmış cemaate sormuş bu taksimatımız hak işi mi olsun kul işi mi olsun diye sormuş cemaatten bir tanesi hak işi olsun hoca emmi  demiş bunun üzerine hoca emmi kimine 3 tane kimine 5 tane kimine bir tane kimine iki tane bu şekilde dağıtmış sonra hak işi olsun diyen kişi hocam nasıl oldu böyle kimine 3 tane kimine 5 tane kimine bir tane verdiniz  Hoca emmi demiş sen hak işi olsun dedin biz de öyle yaptık kul işi deseydin herkese eşit verecektik demiş.

 


11 Eylül 2025 Perşembe

TARİKATLARIN AÇMAZLARI

 Şu bir gerçektir ki , her halka iniş ve genelleşme bir kainat kanunu olarak az veya çok bozulma meydana getirmektedir. Tarikatın kitle hareketine dönüşmesi kalite düşüşüne sebeb olmuştur.Bu düşüş kendini ilk olarak eğitim alanında göstermiş, ilim ve iç aydınlık yerini şekil ve merasime bırakmıştır.İlmi üstünlük keramet üstünlüğüne dönüşmüş, Manevi kudertin yerini keramet reklamıyla kazanılan itibarın alması, bir yozlaşma ve yıpranmaya yol açmıştır.Tarikaatlarda yaşanan bir başka ölçü aşınması politika ve ekonomi alanında kendini göstermiştir.Zaman içinde tarikatlar vakıflar yolu ile ekonomik çıkarlara, politika yoluyla da siyasi çıkarlara bulaşarak sekülerleşme süreçlerini hızlandırmıştır.

Aslında tarikatların asli görevlerini yitirerek tahkikin yerini taklid 'i ön plana çıkarmalarına tepkile rçok erken dönemde başlamıştır.Hicri 200 yılında yaşamış bir sufi:" Önceleri tasavvufun adı yoktu , hakikatı vardı; şimdi ise adı var , hakikatı yok" diyerek endişesini dile getirmiştir.Kuşadalı İbrahim Halveti, (ö:1845) tekkesi yandığı zaman şöyle demiştir:" Elhamdülillah merasimlerden kurtulduk".

VESİLELER ARAMAK

 Maide suresi 35 ayetidir." Allah7a varmak için vesileler edinin".Vesile , vahyin verileri ile çatışmayan her türlü usul ve çare olabilir.Kur'an bunu mutlak olarak zikretmiş , hiçbir kayda bağlamamıştır. Tarikatlar da , vesile edinme esprisinin mizac ve meşreplere göre teşkilatlanmış şekillerinden başka şey değildir.

BİR VAROLUŞ YOLCULUĞU MİRAC

 Varoluş yolculuğunun bir adı da Mirac'dır.Bu, inisana emaneten yüklenmiş olan Ruhullah'ın faaliyetidir.Mirac hadisesi Kur'an ile bizlere duruyduğu için Bu hadise sadece Peygamber'e özgüdür denemez.Eğer öyle olsa idi Allah ile Peygamber arasında kalırdı.Kalmadığına göre Kur'an bizi bu faaliyete çağırmaktadır.Bu özel ilme , yahut özel eğitime ilmi ledün denmektedir.İlmi Ledün(ün gayeğsi insanı miraci faaliyete iştirak ettirmektir.Bu yolculukta insanın ikinci doğumunu(Manevi doğumu) yapmış olması gereklidir.Manevi doğum, maddi doğumun vücud verdiği et ve kan çocuğuna karşılık bir kalp çocuğu(Veled-i Kalbi) vücuda getirirManevi doğumun anne ve babalığını mürşid-i kamil ifa etmektedir.Kamil bir mürşid edilyle gercekleştirilen doğum , sonuçta İnsan-ı Kamil7i yani Peeygamber varisi insanı ortaya çıkarır.İlmi Ledün'ün bir hedefi de Peygamber varisi insanlar yetiştirmektir.

VARLIK DAİRESİ

 İnsan ezelde aslından ayrılıp bu noksanlıklar dünyasina gelirken , koptuğu bütünle bir anlaşma , ahitleşme yapmış bir misak imzalamıştır..Bu misakla bu alemde Yaratıcının şahidi olmayı kabul etmiştir.İnsanın bütünden kopup noksanlıklar dünyasına inişi , bir çıkışıda zorunlu kılar.Aksi halde insan kendini tamamlıyamaz.İniş insan hayatının bir yarısıdır.Diğer yarısı çıkış olacaktır.İnsan varlık dairesini tamamlamak zorundadır.Mademki bir daire söz konusudur, mademki başlangıç noktası Allah'dır, bitiş noktası, son nokta da Allah'dır.Allah hem başlangıç hem sondur(Hadid 3).İnsanın Allah7a olan hayat yolculuğunun adına seyr. sefer, hicret, gurbet veya süluk derler.Böyle bir oluş ucuz ve kolay değildir.Bu yüzden insanın , asılna dönüş yolunda çıkardığı feryat derin ve yakıcıdır.Bu feryad yoksa insan insanlığını unutmuştur.

İNSAN

 İnsanın varlık yapısında iki alan birleşmiştir:Birincisi fani olan beden.İkincisi Baki olan Allah'ın ruhu(Ruhullah).İnsan farklı unsurları toplayan birleştiren bir varlıktır.Bunun sonucu  zahir ile batın, iyi ile kötü, güzel ile çirkin, hayr ile şerr,süfli ile yüce aynı anda insanda barınırlar..İnsan yaratılan ile Yaratan arasında bir kavşak noktasıdır.Bir yandan yaratılana izafetle fani,. diğer yandan Yaratıcı'ya izafetle Baki'dir.Bu yüzden olacak ki insana "Uluhiyet ve ubudiyetin birleştiği varlık" da denmiştir.

Allah ile insan arasında bir ezeli anlaşma , bir zaman ötesi ahitleşme vardır.Kur'an buna misak  ve ahd diyor ve insanı bu ahdi bozmamaya , hayatını onun gereklerine uygun yaşamaya  çağırıyor.İlahi nefha oluşun bir uzantısı da şudur: İnsan, Allah'ın  yeryüzünde halifesi ve ilahi Emanet'in yani varlığın gayesini gerçekleştirme borcunun taşıyıcısıdır..İnsan mutluluğu  ve ölümsüzlüğü Allah'a varmakla elde edecektir.Aynen bunun gibi Allah'dan uzaklaşmak insanın mutsuzluğu olacaktır. Kur'an , ölümsüzlük olayını , Allah'a varış olayı olarak ortaya koyar.Son varış Allah'a dır.

İnsanın şeref ve çilesinin temelinde O'ndan ayrılığı yatar.İnsan Allah'Dan ayrılmıştır.Yaratıcı ile aynı olan öz,yaratılmış bir kalıbın içine konmuştur.Hz.Peygamber "Bedenleriniz sizin bineklerinizdir" buyurmuşutr.İişte hayat serüveni ,ölümsüz olan özün , ölümlü binek üzerindeki yolculuğudur.İnsan farkında olsun olmasın hikaye budur. 

8 Eylül 2025 Pazartesi

KULUMUN KULLARI

 Yemen fakihlerinden bir cemaat bir hususta imtihan etmek amacıyla Şeyh Ebul Gays İbn Cemil(ks)'i ziyarete gittiler.Huzuruna vardıkları vakit Ebul Gays onlara " Kulumun kulları, hoş geldiniz" dedi.

Bu söz onların çok ağırına gitti ve oradan ayrıldılar.Doğruca iki tarikatın şeyhi  ve iki gurubun imamı olan İsmail b. Muhammed Hadrami(ks) 'in huzuruna vardılar.Şeyh Ebul Gays 'ın kendilerine söylediği sözü ona haber verdiler.Bunun üzerine muhammed Hadrami gülümseyerek şöyle dedi: " Şeyh doğru söylemiş.Siz hevanızın, nefsani arzularınızın kulu olmuşsunuz.Heva  ise onun kölesidir"

ENAM SURESİNİN FAZİLETLERİNDEN

 bİR HADİS-İ ŞERİFDE buyurulmuştur:" Kim En'am suresini okursa o günün gecesinde ve gündüzünde yetmişbin melek ona dua ederler".Yine bir başka hadis-i şerifde:

" Kim sabahleyin En'am suresinin baş tarafında nüç ayet okursa Allah Teala onu korumak için yetmişbin meleği görevlendirir.O kimse için kıyamet gününe kadar o meleklerin amellerinin misli yazılır.Yanında demirden bir külünk ile yedinci semadan bir melek daha iner. Şeytan onun kalbin şer ilka etmek istediği zaman melek bu külünk ile ona vurur ve onunla şeytan arasında yetmişbin perde meydana getirir.Kıyamet günü olunca Allah Teala ona şöyle buyurur:" Ey Ademoğlu! Benim(arşımın) gölgesinde yürü, cennetimin meyvelerinden ye , Kevser suyundan iç veSelsebil suyundan yıkan, sen benim kulumsun, Ben de senin Rabbinim.Artık sana hesap da yok azap da." 

7 Eylül 2025 Pazar

ÖLÜM HALİNDEKİ SIFATLAR VE HAŞR'DAKİ(DİRİLİŞTEKİ)KARŞILIĞI

 Efeendimiz SAV  şöyle buyurmuştur:"İnsanlar yaşadıkları gibi ölürler, öldükleri gibi haşrolunurlar".  Yani onlar , hangi sıfatları taşıyarak ölmüşlerse, bu sıfatlara münasip bir suret üzere diriltilerler. 

Mesnevi de şöyle denmektedir:

"Gönülde yer tutan her hayal mahşer gününde bir surete bürünecektir.Herkesin yaptığı kötülüğün zararını göreceği gün ,Hasetçiler mutlak kurt şeklinde haşredilecektir.Hırsla dolu aşağılık ve haram yiyici kişi, O hesap gününde domuz şeklindedir.Zina edenler ,mahrem yerleri kokarak; Şarap içenler ağızları kokarak dirilirler.Vücudunda hangi huy galibse O huyun suretine göre haşredilmen gerekir"

MAİDE SOFRASININ İÇERİĞİ

 Yahudiler , Hz.İsa peygamberden gökten bir sofra indirmesini talep edince Hak Teala peygamberini bu mucize ile desteklemiş ancak, sofranın akabinde inanmazlar ise çok çetin azabın olacağını belirtmiştir.

Bu sofrada şu yiyecekler vardır:"Pulu ve kılçığı olmayan , yağı damlayan, baş tarafında tuz, kuyruk tarafında sirke, eterafında marula varıncaya kadar her türlü sebze bulunan kızarmış bir balık ve beş çeşit çörek:Birinin üzerinde zeytin,diğerinde bal, üçüncüsünde yağ,dördücüsünde peynir ve sonuncusunun üzerinde kurutulmuş et vardı.  

!ALLAHÜMME" DEMEK

 ALLAHÜMME demek "Ya Allah" demektir.Bu öyle büyük bir kelimedir ki onu söyleyen kişi , Alla hTeala'yı bütün isimleri ile zikretmiş olur.Sonundaki "mim" harfi Allah Teala'nın isimlerinden yetmiş tanesini içinde barındırmaktadır.Maide suresinin 114 ncü ayetinde Hz.İsa, Ellahümme diye başlamıştır.

YARASA

 Hz.İsa peygambere inanmak karşılığı "çamurdan bir kuş yaratmak" şeklinde istenilen bir kuştur.Maide suresi 110 ayetinde Hak Teala açıklar. Hz.İsa'nın kavmi onu sıkıştırmak ve hakkı kabul etmemek gayesi ile böyle bir talepte bulunmuşlardır.Eğer davanda sadık isen bize bir yarasa yarat  ve daha sonra ona bir ruh ver de görelim." Bu insanların özellikle yarasa yaratmasını istemeleri, yara isimli kuştaki farklı garipliklerdir.Mesala yara sadece et ve kandan ibarettir.Tüyleri olmaksızın uçar.Kuşlar gibi yumurtlayarak değil de kara hayvanları gibi doğurarak ürer.İçinden süt çıkan bir göğsü vardır.Ne gün ışığında ne de zifiri karanlıkta görür.Ancak güneş battıktan sonra bir saat, tan ağardıktan sonra henüz hava tam aydınlanmadan önce bir saat olmak üzere toplam iki saat süreyle gözleri görebilir.İnsanlar gibi güler.Kadınların halleri gibi hayız olur.

ANADAN DOĞMA KÖR..Tedavisi olmayan bir durumdur.

ALACA HASTALIĞI..Hz.İsa peygamberin mucizelerinden olan bu iki  hastalığın zikredilmesinin sebebi bu hastalıklar  doktorları tedavide aciz bırakır.Bu hastalığa yakalanmış kişinin beyaz beneklerine iğne batırılırsa , kan çıkmaz.Tedavisi de yoktur.


GERİ DÖNENLER/DİNDEN ÇIKANLAR

Efendimiz SAV buyurmuştur:" Şüphesiz ben , kevser havuzunun başında durup sizi beklerim.Vallahi bazı adamların önleari kesilerek bana ulaşmalarına mani olunur.da ben " Ey Rabbim , bunlar bendendi, benim ümmetimdendi" derim.Allah Tealya buyurur"Senden sonra bunların ne yaptıklarını bilmiyorsun. Onlar topukları üzere geri döndüler(dinden çıktılar)". 

6 Eylül 2025 Cumartesi

BENİM CENAZE NAMAZIM İKİ DEFA KILINACAK/ELVERLİ EFE

Alvarlı Efe hazretelri buyurmuştur:" Benim cenaze namazım iki defa kılınacak.Birincisi sahihtir" .Gerçekten Efe hazretlerinin cenaze namazını Erzurum da Müfti sadık Efendi kıldırır. Cenaze Alvar'a ulaşınca civardan vefat haberini alan ve cenazesinde bulunamayan büyük bir kalabalık "Biz de kılacağız" diyerek ikince defa cenaze namazı kılar.Orada da namazı Salih efendi kıldırır.Bööylece namaz iki defa kılınmıştır. 

HAL AKTARABİLMEK

 Terbiye metodlarının en etkilisidir.Cep telefonunun bluetoothe  yaparak bir telefondan diğerine dosya aktarması  gibi, Kamil mürşitlerde, kendi halini istidatlı ve istekli olan müridlere aktarabilirler.Gerçi onlar bu hali, çeşitli imtihanlardan mihnetlerden sonra ulaşmışlarsa da, zamanın gereği olarak isteklilere dosya aktarımı yapabilirler.DİL-İ DİLDARE MERBUT OL SANA AKSEYLEYE HALİ" (Sevgilinin gönlüne gönlünü rapted, sana hali aksetsin)

Sahabeyi kiramla Efendimiz arasında alış veriş bu yolla gerçekleşmekte idi.Onların çoğu okuma yazma dahi bilmiyorlardı.

5 Eylül 2025 Cuma

TASAVVUF/ALVARLI EFE

 Alvarlı Efe hazretleri bu yolu nasıl anlatmakta:

TASAVVUF SAFİ DİLDEN HAZRET/İ ALLAH'A DÖNMEKTİR/ TASAVVUF ISTILAHATI İLE SANMA ÖĞÜNMEKTİR.

TASAVVUF EMRİ BİLLAH İLE DAİM OLMAK ELBETTİR / YALINIZ SANMA ELFAZ U İBARAT BEĞENMEKTİR.

TASAVVUF HASBETEN LİLLAH BULURSA EHLİNİ SÖYLER / NUKUŞATI MAKALATI MAKAMAT MI GÜVENMEKTİR.

DOĞ4AR HAVF-İ HUDA'DAN İLMİ HİKMET KALB-İ AGAHE / GÖNÜLDE İNZİVA EYLER MUHABBETLE TÖKÜNMEKTİR.

BU YOLDA KETMİ ESRAR EYLEMEK AĞYARDAN FARZDIR / CEHALET PERDESİNE ZAHİREN VALLAH BÜRÜNMEKTİR.

TASAVVUF SIRRINI NA-EHLİNE NEŞREŞLEYEN ZALİM / VERİP NAMUSUNU AĞYAR ELİNE KARE DÖNMEKTİR.

TASAVVUF HÜSHALARI VAR YİNE ERBABINA MAHSUS / HARAMDIR MÜBTEDİLERE HARAM İLE SÜRÜNMEKTİR.

SABİLERE TEZEVVÜC LEZZETİN SÖYLEYEN AHMAKLAR / HAKİKATDE OLUP SARIK ZAHİR SADIK GÖRÜNMEKTİR

GÖRÜNMEZDEN MUKADDEM MİHR-İ MANA KALB-İ TALİBDE / 

GÜNEŞDEN BAHSİ KILMAKLIKHAYASIZLARDAN OLMAKTIR.

NİCE YÜZBİN MAKAMATI TERAKKİ EYLESE AŞIK / TASAVVUF NEŞRİNE MEMUR OLUR MU BUNU BİLMEKTİR.

bU DİNİN AZAMI ŞARTI KIYAS-I NEFS Ü İNSAFDIR / YERİNDE SAMİT Ü SABİR BU BABDA RAHI ALMAKTIR

MUTASAVVIF MÜTEVAZİ OLUR KOR YERLERE YÜZLER / DAYATIP LÜTFİ MEVLA'YA İİMAN İLE SEVİNMEKTİR.

Bu  söyleşinin bugünkü dildeki karşılığı şudur:

Tasavvuf saf , temiz bir gönülle Allah'a dönmektir.Tasavvuf terimleri üzerinde bilgiçlik taslayıp kibirlenmek değildir.

Tasavvuf , Allah'ın emrinden bir an için olsun gaüfil olmamaktır.Tasavvufi metinler okuyarak onlar üzerinde tartışma ve kiritik yapmak değildir.

Gerçek mlutasavvıf , tasavvufi konuları , sırf Allah'ın rızasını gözeterek konunun ehli olan kişilere konuşur.Gösteriş olsun diye ulu orta, her yerde, herkesle konuşmaz.

Hikmet uyanık müminin kalbine Allah korkusuyla dolar.O kimse gönül dünyasında derinleşir ve onu muhabbetle doldurma çabasındadır.

Ağyara söz vermemek tasavvuf yolunun asla vazgeçilmez düsturudur.Ağyar karşısında bildiğini bilmezlenerek cehalet perdesi ile gizlenmek gerekir.

Tasavcvufun ince nazik konuların ehil olmayanlara anlatmaya , öğretmeye kalkan kimse ; namusunu başkalarına menfeat karşılığı peşkeş çekene benzer.

Tasavvufi eserleri mütalaa etmek erbabına mahsustur.Belli mertebede ilmi, manevi seviyeye ulaşmamış kimselerin bu eserlerden okuması doğru değildir.

Büluga ermemiş çocuğa cinsel hazzı anlatmaya çalışmak ahmaklıktır. Erbabına ait bir metaı , erbab olmayan biri sahiplenmeye teşebbüs ederse o, kendine ait olmayan bir şeyi almış yani çalmış olur. Çalıntı meta ile kendini değerli göstermeye çalışması da ayrıca çirkinliktir.

Maneviyat güneşi kalbinde görmeden, güneşten bahis açmak hayasızlıktır. Yüzbinlerce makamı geçse bile aşık-ı sadık olan kimse , tasavvuf ilmini öğretmeye yetkili olup olmadığını düşünür.

Bu dinin en önemli şartı kıyas-ı nefis ve insaftır.Yerine göre susmasını bilen , sabırkla yol almaya gayret eden kimse olmalıdır.

Mutasavvıf tevazu sahibi olmalı, yüzünü yere koymalıdır.Allah'a dayanarak, kendisini iman sahibi kıldığı için O'na şükretmeli ve buna sevinmelidir.  

.

ALVARLI EFE HAZRETLERİNİN YOLUNU KİMLER DEVAM ETTİRİYOR

 Alvarlı Muhammed Lütfi hazretlerinin halifeleri Hacı Seyfeddin Efendi(oğlu),Vanlı Abdülhadi efendi, Doğubeyazıtlı Kurbani efendi, Bulanıkrlı Mehmet Efendi Hoca devam ettirmiştir.ancak yol tayin ettikleri halifeler ile kaldı.Yol Seyfeddin Efendi hazretleri üzerinden yürümektedir.Yegane oğlu Seyfeddin Efendi Efe hazretlerinin "Budak" olan soyadını babasının vefatından sonra değiştirmiş, Seyfeddin efendi Babaannesi Seyyide Hadice hanımın  ailesine ait "Muzlumoğlu" lakabını soyadı olarak benimseyip "Budak" soyadını "Mazlumoğluna " çevirmiştir.

Efe hazretlerinin oğlu Seyfettin Efendi 23 Mart 1984 Cuma gecesi ebedi aleme göçmüştür.Cuma namazını müteakip Erzurum Gürcükapı camisinde kılınan cenaze namazından sonra Alvar'a götürülerek Dedesi ve babasının bulunduğu türbeye defnedilmiştir.

Seyfeddin Efenhdinin on çocuğu olmuştur. 

Mezar taşı şahidesinde Efe hazretlerinin:

"Ey zair-i ehli kubur gel kabrime kıl bir huzur/ Zevki dil edince zuhur gör nicedir cennat u hur"beytiyle başlayan gazel tarzındaki şiirinin mahlas beydi değiştirilmek suretiyle tarih düşürülmüştür.

4 Eylül 2025 Perşembe

KAÇ KİŞİ BİLİYOR?

 Cumhuriyetin ilanında Burdur milletvekili olan mehmet Akif' malum sebeblerden dolayı Mısır'a gitmiştir.Hatay'ın plebisit(oylamasında); Hatay Suriyede mi kalsın, Türkiye de mi? oylamasından önce rica üzerine Mısır'dan gelip Hatay halkını Türkiye tarafında kalmaya teşvik ederek ikna edenin Akif merhum olduğunu kaç kişi bilmekte? Sonra sessizce Mısır'a dönmüştür.Son zamanlarında hastalığıa nedeniyel Türkiye'ye girişine izin verilse de sivil polisler sürekli takip etmişlerdir.

MUHAMMED KÜFREVİ HAZRETLERİ

 Hazret-i Tekkeye bitişik evinden iki oğlu kollarına girmiş vaziyettetekke kısmına getiriyorlar.Sohbet dinlemek için iki diz üstünde bekleşen seçkin bir topluluk mevcut.Hzret şeyh postuna oturuyor.Önünde yaz kış kar dolu bir leğen oluyor.Kar dağdan getiriliyorsohbete başlamadan önce iki mübarek elini karın içine sokuyor.Çok müthiş  bir hararet varmış hazrette."Hayrul kelam kelamullah, hayr ud dua elhamdülillah" diyerek bir ayeti kerime okuyup onun tefsirine geçermiş.
O sırada leğendeki kar şakır şakır erir, bitermiş ve Muhammed Küfrevi hazretleri de kalkar, harem kısmına teşrif edermiş 

NAZAR

 "nAZAR" , Arapça dabakmak, bakış demektir.Tasavvufda isedaha özel bir anlamı vardır ve mürşid-i kamillerin müridlere, yol ehline bakışıdır.Bu bakış onların rahlarına tesir ederek onlara yeni bir şekil verir, gönüllerini feyz ile doldurur, ruuhlarını olgunlaştırır.Bu nazarın eğitici, yetiştirici bir özelliği olduğu için " Veliler müridlerini kablumbağanın yavrularını yetiştirmeleri gibi nazarla yetiştirirler" denmiştir.Sufilerin sohbetleri gibi nazarları da feyz kaynağıdır.Zira onların nazarları Hakk'ın nazarıdır.Şeyhin nazarıyla mürid aşk ve cezbeye tutularak benliğinden kurtulur, fenaya erer.

Her mürşid nazar ehli olmadığı gibi her mürid de nazara ehil değildir.Yüksek voltajlı elektrik akımını ancak ou taşıyabilecek kapasitede bir şeye yükleyebilirsiniz.Aksi takdirde tesisat yanar.

ŞEYHİ VEFAT EDENLER NE YAPMALI

 "Şeyhim vefat etti.Şimdi ben ne yapacağın" diye söylenene, edilecek laf şudur:" Bu durumu öldü dediğin şeyhine danışamıyorsan sen ölüsün, ölüdediğin şeyh seni diriltmemiş, diriltememiş.Yani gönlünü , ruhunu uyandıramamış.

Bu konu enine boyuna çok mütalaedilmelidir.

3 Eylül 2025 Çarşamba

KETENCİZADE MEHMET RÜŞDİ EFENDİ

 Bu zatın mürşidi Hacı Feyzullah efendi'dir.Feyzullah efendi ise Halid-i Bağdadi hazretlerinin halifelerindendir.Ketencizadenin ,mürşidi ile tanışmasının bir hakiyesi vardır:2Ketencizadehafızlığını tamamladıktan osnra bir tarafdan Alipaşa Medresesinde öğrenimi devam ettirmekte, diğer tarafta Kavak camisinin müezzinliğini sürdürmektedir.Genç hafız bir arayış içindedirNe olduğunu bilmediği bir ateş, yüreğni dağlamaktadır.Kabına sığmaz bir şekilde devamlı şu beyti tekrarlayıp durur:"Işk odu evvel düşer ma'şuka andan aşıka / Şem'i gör kim kim yanmadıkca yakmadı pervaneyi"

Günlerden bir gün yine bu beyti kendi kendine söylenip Erzurum sokaklarında dolaşırken , sokağın diğer başından nurani, mübarek bir zatın kendisine Doğru geldiğini fark eder.Sokakda kimse yoktur.Birbirlerin iyice yaklaşırlar .Hafız Rüşdü Efendi toparlanır.Daha önce hiç görmediği bu mübarek zata zelam vermeye hazırlanır.Ne hikmetse gözünü ondan bir türlü ayıramamakta  ve içinde o güne kadar hiç tatmadığı bir takım duyguların kıpırdadığını hissetmektedir.Aralarında üç dört adım mesafe kalmıştır..Ketencizade selam vereceği sırad hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır.O zat keskin ve derin bakışlarını kendisine çevirerek , " Hafız! Işk odu evvel düşer ma'şuka andan aşıka/ Şem'i gör ki yanmadıkça yakmadı pervaneyi" demez mi.Hafız Rüşdü birdenbire altüst olur.Hemen bu zatın ellerin sarılır, o mübarek ellerini öper tekrar öper..Kendinden geçercesine ağlamaktadır.Belli ki "ışk odu"(aşk ateşi) evvel ma'şuka, andan da aşıka düşmüştür.Bu ateş Hafız7ın varlığını çokdan yakmaya başlamıştır.

"Nolur efendim bırakmayın beni. Kulunuz köleniz olayım, beni evlatlığa kabul buyurun" niyazları gözyaşına karışır.. 
O nur yüzlü mübarek zat , iki eliyle hafızın şakaklarından tutarak onu doğrultur; başparmakları ile gözyaşların siler..Onu bir süre şefkat nazarları ile süzdükten sonra:" Evladım, bana Hacı Feyzullah derler.Karaköse mahallesindeki medresedeyim.İstihare yaptıktan sonra bana gelirsin" buyurur ve yoluna devam ederd.Mehmed Rüştü boynu bükük , yaşlı gözlerle arkasından bsakar kalır.Gözden kayboluncaya kadar oonu seyreder." Demek Hacı Feyzullah efendi bu zatmış" der kendi kendine.Arkasından koşarak ona yetişmek ister."İstihare yaptıktan sonra gelirsin" sözünü hatırlayınca , duraklar birden..İstihareden sonra gitmeye karar verir.Ancak henüz kuşluk vaktidir.Ertesi güne kadar nasıl sabredeceğini düşünür..Öyle ya , gece olacak ki istihareye niyet edip uyusun ve sabah olunca da rüyasını Hacı Feyzullah Efendiye anlatsın.Bu da bir gün demektir.Yirmidört saat beklemek , ona yirmidört sene gibi uzun gelmektedir.Kendisini meşgul etmek için camiye gidip iki rekat namaz kılar, sonra oturup tesbip çekmeye koyulur.Derken gözlerini uyku bürür.Rüyasında birbirinin  izinde yürüyerek kendisine gelmekte olan pek güzel insanlar görür.Mübarek çehreleri güneş kadar parlak, ay kadar güzeldir.Her biri Hafız Rüşdi'nin önünden geçerken  "Fetelakka ademü min Rabbihi kelimatin fetabe  aleyhi innehu hüvet-tevabür-rahim"(2/37)" Adem Aleyhisselam Rabbin'den yol gösterici sözler aldı onlarhla yalvardı.Rabbi de bunun üzerine tevbesini kabul etti.Şğphesiz O, tevbeleri daima kabul edendir" ayetini okuyup göğe yükselmektedirler. O kalbsine glen ilhamla bu zatların kimler olduğunu anlar.İlk önce geçen Efendimiz SAV dir.O'ndan sonr silsiletüz zehebin yani Altın silsilenin nur halkaları sırasıyla geçmektedir.Bu güzeller kervanının en sonunda Hacı Feyzullah efendi bulunmaktadır.Hacı Feyzullah Efendi aynı ayeti okurken  Hafız Rüşdi efendi uyanır.Gönlüne dolan ilahi feyzin sıcaklıığı bütün vücudunu kaplamıştır..Rüyasını anlatmak için Şeyh efendinin bulunduğu Karaköse mahallesindeki medreseye koşar.Hacı Feyzullah efendi yüzü kıbleye doğru , seccadesinde oturmaktadır..Hafız efendi diz çöker , el öper , rüyasını anlatmaya hazırlanırken o mübarek zak  tıpkı rüyasındaki gibi aynı ses tonuyla "Fetelakka adem min Rabbihi kelimatin fetabe aleyhi innehu Hüvet tevvabü'r rahim" ayetini okuyuverir.

Şeyh efendi de aynı rüyası görmüştür.Hafız rüyasını anlatacak halde değildir.Zaten buna gerek kalmamıştır.Sevdalı başını Şeyh efendinin dizine koyar  ve kendinden geçer.Şeyh efendiye o kadar sadakatla bağlanmıştır ki Feyzullah Efendi , Tortum7un9 Kisha köyüne yerleştikten sonra Ketenciza Hafız Mehmet Rüşdü efendi , onun hasreti ile yanan yüreğini birazcık teselli etmek için sabah erkenden Tortum7un yoluna çıkar , Erzurum'a sebze meyve getiren köylüleri karşılamış .Kisha köyünden gelenleri kucaklar hatta eşeklerinin gözlerini öper ve "Siz benim şeyhimin köyünden geliyporsunuz, bu gözler onu görmüştür" der ağlarmış.Ketenciza , Hacı Feyzullah efendinign vefatından sonra Erzurum'da duramamış gurbete çıkmıştır.O da daha sonraları çok sevdiği Hace Hüseyin efendi gibi üçüncü mirşidi olarak Muhammed Küfrevi Hazretlerine bağlanmıştır.


ŞEYH FEYZULLAH EFENDİ

 Alvarlı Efe hazretlerinin tasavvuf yolunda bağlandığı bir şeyhtir.Mevlana halidi bağdadi hazretlerinin meğşhur halifelerindendir.Erzurum Tortum kazası uncular köyünde türbesi mevcuttur.

Şu ilahi onaaittir:

"Erişir peygamber'e feyz  Hazret-i Allah'dan/ Ol dahi lütfun kem etmez arif-i billahdan.

Sonra alem feyz alırlar evliyaullahdan./ Fark edince ta fenafillah bekabillahdan

 Behre-yab olmak dilersen sen de feyzullahdan / Gel talep kıl kutb-i alem Şeyh Feyzullah'dan

KİTAP OKUMA ŞEKLİ

 Alvarlı Efe hazretleri diye bilinen Muhammet Lütfi hazretlerinin babası Hüseyin efendiyi gören Tevhid Efendi isimli bir zat ,Hüseyin efendinin kitap okuma şeklini şöyle tarif emiştir:" Caminin önüne oturur, kitabını açar, sayfayı bitirdiğinde soldan sağa doğru hafif bir kavis çizerek mübarek başını çevirir ve bir "Hu" nefesi verir, sayfa çevrilirdi" 

Eliyle değil Hu nefesiyle sayfayı çeviriyor..