Yani ehli-Zahir için:mal,mevki,kabul sıhhat ve benzeri nimetler,nimet suretinde belalar(imtihanlar)dır.Ehli batın için ise gayb fütuhatı, ayetleri gösterme, kerametler zuhur etmesi, nurların görünmesi, sırların keşfi, havatırı gözleme, vakitleri muhafaza, ruuhaniyeti müşahede ve bunlar gibi süluka yeni başlayanların terbiye olundukları batıni nimetlerle imtihandır.
Ehli batının orta halli olanlarına süluk anında mücahede-i nefs ve riyazatların çokluğundan kaynaklanan usanma ve bıkkınlıktan ötürü bazı afetler arız olur.Şeytan onlara vesvese verir .Nefisleri onlara süluklarında artık şeyh ile sohbet ve teslimiyetten müstağni oldukları bir mertebeye uulaştırlarını söyleyerek aldatır.Şeyhin huzurundan çıkarlar ve hevalarına göre hareket etmeye başlarlar,İşte bu durum , böylelerini mahrumiyete sevkeder , şeytanın maskarası yapar.Şeytan onlara harikulada şeyler gösterir.onlarda bu gibi şxeyleri ibadetin semeresi zannederler .,
Büyüklerden birisi çölde susuz kaldı.Bir kuyuya vardı.O varınca su kuyunun ağzına kadard yükszeldi.Bunun üzernine başını göğe kaldırıp dedi ki:"Ya Rabbi, biliyorum ki sen kadirsin.Fakat ben buna dayanamam.Bedevilerden birini göndersen de bana bir bardak verse , benim için daha hayırlı olurdu.Sonra ben bu iyilik ve lütfun ondan olmadığını bilirdim"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder