Bu zatın mürşidi Hacı Feyzullah efendi'dir.Feyzullah efendi ise Halid-i Bağdadi hazretlerinin halifelerindendir.Ketencizadenin ,mürşidi ile tanışmasının bir hakiyesi vardır:2Ketencizadehafızlığını tamamladıktan osnra bir tarafdan Alipaşa Medresesinde öğrenimi devam ettirmekte, diğer tarafta Kavak camisinin müezzinliğini sürdürmektedir.Genç hafız bir arayış içindedirNe olduğunu bilmediği bir ateş, yüreğni dağlamaktadır.Kabına sığmaz bir şekilde devamlı şu beyti tekrarlayıp durur:"Işk odu evvel düşer ma'şuka andan aşıka / Şem'i gör kim kim yanmadıkca yakmadı pervaneyi"
Günlerden bir gün yine bu beyti kendi kendine söylenip Erzurum sokaklarında dolaşırken , sokağın diğer başından nurani, mübarek bir zatın kendisine Doğru geldiğini fark eder.Sokakda kimse yoktur.Birbirlerin iyice yaklaşırlar .Hafız Rüşdü Efendi toparlanır.Daha önce hiç görmediği bu mübarek zata zelam vermeye hazırlanır.Ne hikmetse gözünü ondan bir türlü ayıramamakta ve içinde o güne kadar hiç tatmadığı bir takım duyguların kıpırdadığını hissetmektedir.Aralarında üç dört adım mesafe kalmıştır..Ketencizade selam vereceği sırad hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır.O zat keskin ve derin bakışlarını kendisine çevirerek , " Hafız! Işk odu evvel düşer ma'şuka andan aşıka/ Şem'i gör ki yanmadıkça yakmadı pervaneyi" demez mi.Hafız Rüşdü birdenbire altüst olur.Hemen bu zatın ellerin sarılır, o mübarek ellerini öper tekrar öper..Kendinden geçercesine ağlamaktadır.Belli ki "ışk odu"(aşk ateşi) evvel ma'şuka, andan da aşıka düşmüştür.Bu ateş Hafız7ın varlığını çokdan yakmaya başlamıştır.
"Nolur efendim bırakmayın beni. Kulunuz köleniz olayım, beni evlatlığa kabul buyurun" niyazları gözyaşına karışır..
O nur yüzlü mübarek zat , iki eliyle hafızın şakaklarından tutarak onu doğrultur; başparmakları ile gözyaşların siler..Onu bir süre şefkat nazarları ile süzdükten sonra:" Evladım, bana Hacı Feyzullah derler.Karaköse mahallesindeki medresedeyim.İstihare yaptıktan sonra bana gelirsin" buyurur ve yoluna devam ederd.Mehmed Rüştü boynu bükük , yaşlı gözlerle arkasından bsakar kalır.Gözden kayboluncaya kadar oonu seyreder." Demek Hacı Feyzullah efendi bu zatmış" der kendi kendine.Arkasından koşarak ona yetişmek ister."İstihare yaptıktan sonra gelirsin" sözünü hatırlayınca , duraklar birden..İstihareden sonra gitmeye karar verir.Ancak henüz kuşluk vaktidir.Ertesi güne kadar nasıl sabredeceğini düşünür..Öyle ya , gece olacak ki istihareye niyet edip uyusun ve sabah olunca da rüyasını Hacı Feyzullah Efendiye anlatsın.Bu da bir gün demektir.Yirmidört saat beklemek , ona yirmidört sene gibi uzun gelmektedir.Kendisini meşgul etmek için camiye gidip iki rekat namaz kılar, sonra oturup tesbip çekmeye koyulur.Derken gözlerini uyku bürür.Rüyasında birbirinin izinde yürüyerek kendisine gelmekte olan pek güzel insanlar görür.Mübarek çehreleri güneş kadar parlak, ay kadar güzeldir.Her biri Hafız Rüşdi'nin önünden geçerken "Fetelakka ademü min Rabbihi kelimatin fetabe aleyhi innehu hüvet-tevabür-rahim"(2/37)" Adem Aleyhisselam Rabbin'den yol gösterici sözler aldı onlarhla yalvardı.Rabbi de bunun üzerine tevbesini kabul etti.Şğphesiz O, tevbeleri daima kabul edendir" ayetini okuyup göğe yükselmektedirler. O kalbsine glen ilhamla bu zatların kimler olduğunu anlar.İlk önce geçen Efendimiz SAV dir.O'ndan sonr silsiletüz zehebin yani Altın silsilenin nur halkaları sırasıyla geçmektedir.Bu güzeller kervanının en sonunda Hacı Feyzullah efendi bulunmaktadır.Hacı Feyzullah Efendi aynı ayeti okurken Hafız Rüşdi efendi uyanır.Gönlüne dolan ilahi feyzin sıcaklıığı bütün vücudunu kaplamıştır..Rüyasını anlatmak için Şeyh efendinin bulunduğu Karaköse mahallesindeki medreseye koşar.Hacı Feyzullah efendi yüzü kıbleye doğru , seccadesinde oturmaktadır..Hafız efendi diz çöker , el öper , rüyasını anlatmaya hazırlanırken o mübarek zak tıpkı rüyasındaki gibi aynı ses tonuyla "Fetelakka adem min Rabbihi kelimatin fetabe aleyhi innehu Hüvet tevvabü'r rahim" ayetini okuyuverir.
Şeyh efendi de aynı rüyası görmüştür.Hafız rüyasını anlatacak halde değildir.Zaten buna gerek kalmamıştır.Sevdalı başını Şeyh efendinin dizine koyar ve kendinden geçer.Şeyh efendiye o kadar sadakatla bağlanmıştır ki Feyzullah Efendi , Tortum7un9 Kisha köyüne yerleştikten sonra Ketenciza Hafız Mehmet Rüşdü efendi , onun hasreti ile yanan yüreğini birazcık teselli etmek için sabah erkenden Tortum7un yoluna çıkar , Erzurum'a sebze meyve getiren köylüleri karşılamış .Kisha köyünden gelenleri kucaklar hatta eşeklerinin gözlerini öper ve "Siz benim şeyhimin köyünden geliyporsunuz, bu gözler onu görmüştür" der ağlarmış.Ketenciza , Hacı Feyzullah efendinign vefatından sonra Erzurum'da duramamış gurbete çıkmıştır.O da daha sonraları çok sevdiği Hace Hüseyin efendi gibi üçüncü mirşidi olarak Muhammed Küfrevi Hazretlerine bağlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder