DİNDEN ÇIKAR SAĞLAMAK HADİSESİ
İnanma , Hak Teala’nın insan olarak
yarattığı bizlerde bir zarurettir.İnanma,iman tüm fiillerimizin ve sözlerimizin
kaynağını teşkil eder.Dindar olanlar dini umdelere saygı gösterir.Ancak,
münafık tabir edilen içinden iman etmediği halde dışından söz ile iman etmiş
süsü verenler, geçerli akçe olan din konusunda dünyevi maddiyata dini alet
ederler.
Örneklerinden birisi “Seyyidlik”
müessesesidir.Ehlibeyt’ten olmak masumiyet değildir.Nefis her insanda
vardır.Masumiyet Peygamberlerdedir.Hak Teala’nın hıfzı ise Velilerde, salih
kullardadır.Ancak, değerli olanın yanında mutlaka sahtesi de olur kuralı
gereğince Seyyidlik ididası arkasında inançlı insanları sömürme ,
maddiyatlarına el atma,o kimseleri aldatma ihtimali de yaygındır.Seyyid
olduğunu iddia eden bir kimsenin gerçekten olup olmadığını bilmek mümkün
olmaz.Çünkü Emevi ve Abbasi zulmü nedeniyle Ehlibeyt’e mensup olanlar tüm
dünyaya yayılmıştır.Her millette mevcuttur.İdidada bulunan kişiye “İspat et”
denemez.çünkü , geçmişte Mısır’da para karşılığı şecere, soy sop levhalarının yazılıp kişilere para karşılığı
verildiği sabittir.Bu durumda inanan insan ne yapmalıdır?;
Para ile, dünyevi meta ile kadın ile
olan ilişkilerine bakmak gerekir.çünkü ehlibeyt zekat, sadaka alamaz.Hediye alabilir.ancak
hediyelerin değeri karşılığıda önemlidir.Hediye sınırını aşan bir parasal değer
içinden farklı saikle verilip adına “hediye” denilerek ehlibeyt le alakalı
yasağın etrafı dolanabilir.
Ehlibeyt’emensup olan bu hususu aleni
söylemez.İlim, takva, tevazu,zühd,maişeti için çalışma, kimseye yük olmama
hususiyetleri kendinde bulunmalıdır.
Osmanlı Devleti bu hususu Nakibül
Eşraflık denilen devlet idaresi içindeki bir kurum vasıtasıyla sadece ülkedeki
seyyidlerin işleriyle ilgilenen bir merkez olarak halletmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder