Aşağıdaki söylemleri dinleyenler sapına kadar Mevlevi diyecekler:
Saadet’in 3 Kasım’a denk getirilen Büyük Kongresinde Temel Karamollaoğlu’nun konuşmasına bakıldığında, bunun bir tür manifesto olduğunu görmemek mümkün değil. Davutoğlu’nun “içerde iken” açıkladığı manifesto gibi. Sanırsınız ki, Ak Parti’nin çıkış yıllarından bir mesaj getiriyor günümüze. “Yeni bir toplumsal sözleşme” diyor, “Çağrımız dindara sosyal demokrata” diyor, “Rövanş cumhuriyeti olmayacağız” diyor, “Kürt meselesi hak ve adaletle çözülür, çözümü sadece güvenlik eksenli politikalarda aramak meseleyi anlamamaktır” diyor, “Bu dava bu sevda, bu vatan bizimdir…Semah bizim, halay bizim, horon bizimdir. Munzur bizim, Fırat bizim, Kazdağları bizimdir.. Madımak bizim, Roboski, Başbağlar bizimdir. Yasin Börü, Eren Bülbül, Berkin Elvan bizimdir…” Bunlar, marjinal bir siyasi hareketin söylemleri değil, Türkiye’nin tüm sancılarını gören, ona bir bakış getiren hamle söz konusu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder