7 Ağustos 2015 Cuma

MECELLENİN BAŞI

Mecelle ,Osmanlıda mahkemelerin yargılamada esas aldığı kanunlar bütününü ihtiva eden Kanun kitabıdır.Mecellenin başında şöyle yazarmış:ZAMANIN TEGAYYÜRÜ İLE AHKAM TEBEDDÜL EDER.(Tegayür)sözlükte zıt olma,uymama anlamına geldiğinden Değişen zamanın oluşturduğu zıtlıklar,hükümlere de yansıyıp kuralların değiştirilmesi gereklidir.
Zaman,maddi dünyada bu değişikliği yaparsa,manevi dünya içinde durum nedir?
AZİZİM,Mevleviliğin bugünü  için "MEVLEVİLİKTE RİYAZAT YOKTUR"buyurmuştu ama bunu nasıl anlamak gerekir.Biz riyazatı,açlık,uykusuzluk telakki ederek hep vücut cismine yönelik hususları aklımıza gelir.İÇ DÜNYANIN RİYAZATINDA ,fakire tasadduk edilecek şeylerin (Yiyecek,giysi v.s)İYİ şeylerden olmasına dikkat etmekte bir riyazet değilmidir?Giysilerde sadelik ve eskiyinceye kadar kullanma alışkanlığı dünyaya değer vermeme veya israfa engel olmanın karşılığı olabilir mi?
NÜKTE:Sail(dilenci,isteyen)"Allah için bir yardım"demiş.Yardım yapacak Adam cüzdanını veya kesesini çıkartmış demir paranın ufak kısımlarını karıştırıyor.İsteyen Arif bir zatmış ki şu sözü muhatabına ifade etmekten çekinmemiş:"Efendi ,değerini mi arıyorsun?"
İsteyene vermedeki usul AZİZİM'den gördüğüm kadarıyla-ki o hep büyük verir-"Yok demeyeceksin.Küçükte olsa bir karşılık vereceksin."Hele,bazılarının yaptığı gibi "Allah versin"demek tehlikeli bir cümle."Yok"kelimesi tarikat-i Aliyede kullanılmazmış.
Bizim nefsimiz isteyenin konumuna bakarak hep menfi noktadan bakar:(Acaba bu adam ,merhameti suiistimal yapan,boş gezen,çalışmayan ve üretmeyen hazırcı,bu işi meslek edinen birisimi)diye.Ama AZİZİM ise "Gelene  bakmaz,GÖNDERENE BAKAR.

Mevlana Vakfı Başkanı  Avukat Şemsettin Keser

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder