11 Aralık 2025 Perşembe

MELEKLERLE TİCARET

 Rivayete göre Fatıma annemiz, oğlu Hasan'ın arzuladığı bazı şeyleri satın alması  için gömleğini Hz.Ali  r.a na verdi.Şahı merdan hazretleri bu gömleği altı dirheme sattı.Sonra bu dirhemleri kendisinden birşeyler isteyen dilenciye verdi.Derken beraberinde bir deve bulunan bir adamla karşılaştı.Parasını belli bir müddet zarfında ödemek üzere adamın devesini atmış dinara satın aldı.Ondan ayrılıp biraz ilerleyince , başka bir adamla daha karşılaştı.O da aynı deveyi atmış dinar ve altı dirheme Hz.Ali 'den satın aldı.Hz.Ali hemen deveyi kenisine satan adamı bulup parasını ödemek istedi, fakat bulamadı.Durumu Hz.Peygamber efendimize anlatınca Efendimiz a.s " Senden altı dirhem isteyen Rıdvan idi.Deveyi sana satan Mikail, onu senden satın alan  ise Cebrail'di" Buyurdu.

GANİMET KONUSUNUN BUGÜNKÜ KARŞILIĞI

 Bedir savaşında galib gelen sahabe elde edilen ganimetlerin paylaşımı hususunu Cenab-ı Peygambere sormuşlar.Muhtemelen, sahabe arasında ihtilaf çıkmakla yeni ortaya çıkan bu durumu merak da etmiş olabilirler.Enfal suresinin ilk ayeti nüzul etmiş:Sana ganimetlerden soruyorlar.De ki Ganimetler Allah  ve Resulüne aittir. O halde siz (gerçek )mümin iseniz, Allah'dan korkun, aranızı düzeltin,Allah ve Resulüne itaat edin"

Ayette geçen ganimetin bugünkü karşılığı nedir?Ayette ifade bsuyrulduğu gibi,hakiki iman sahibi olabilmenin Allah ve Resulüne itaatten geçeceğini ve karar hususunda Allah ve Resulünün kararını kabul etmek, itiraz etmemek, bu hususta ihtilafe düşmemek olduğudur.Ganimetler hususunda Allah ve Resulünün kararı esastır.Peygamber nefsi ile hareket etmediğ için Peygamberin kararı Allah'ın kararıdır.Din ve dünya ile ilgili hususlarda Allah ve Resulünün hakümlerine teslimiyet gereklidir.Dini amellerimizi dünyevi maksatlarla karıştırmamak gereklidir.Dünyaya karşı haris olmamamız gereklidir.

"gANİMET" KAVRAMININ BUGÜNKÜ KARŞILIĞI  NEDİR?Devlet gücüyle bir kimsenin malına çökülebilir mi? Suçtan elde edilmiş gelirlere ve bu yolda edinilmiş mallara el koyma ganimet olarak değerlendirilebilir mi?İktidar güçlerinin,Kara paradan elde edilmiş malı kayyum atayarak birisinden alıp diğerine verebilir mi?Kayyum olarak atanan kimsenin usulsüzlüğünün vebali onu atayana gider mi?Bu hususta devlet bsaşkanının verdiği karar adil mi?Peygamber kararına denk tutulabilir mi? 

ÇOK SORU SORMAK

 Ashab-ı Kiram , Efendimiz SAV 'e çok soru sorduklarında Efendimiz buyurmuştur:" Herhangibir konuyu size emredip yasaklamadığım sürece, siz de beni kendi halime bırakınız.Sizden önceki ümmetleri çok soru sormaları ve peygamberlerine karşı münakaşaya dalmaları helak etti"

BUGÜNKÜ KARŞILIĞI NEDİR?

 Ayetin nüzulü esnasındaki hadiseler,sebebler  ile o yasağın çağlar boyu sürecek karşılıkların ne olduğunu anlamak iirfani bir boyuttur.Örneğin Bazı yasaklar vardır,kıyamete kadar yaşanacak zamanlarda karşılığı aynıdır, ancak bazılarının karşılığı farklı olabilir.

Hadisi şerifde buyrulmuştur:"Allah Teala size annelere itaatsizlik etmeyi, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi , verilmesi gerekeni vermeyip almaya hakkı olmayan şeyi istemeyi haram kılmış; dedikodu yapmayı, çok soru sormayı ve malı israf etmeyi de çirkin görmüştür." 

Hadisi şerifde "haram kılınan" ve "çirkin görünen" kriterleri mevcuttur. Haram kılınanlar içinde belirtilen "kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi" kavramının bugünkü yahut çağlar boyunca gelecek karşılığı nedir?

Cahiliye arapları arasında oğlan çocuklarına değer vermek asıl olup, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek bir adet idi ve ayet bu adeti ortadan haram ederek kaldırmıştır. Bu haramın bugünkü karşılığı cinsiyet ayrımcılığı olabilir mi?Eğitimde kız cinsini ikinci plana atmak olabilir mi?.Mirasta, kız çocuklarını haf    ife almak olabilir mi? Erkeğin güç kullanarak kadını ezmesi olabilir mi? Kadına karşı bağırıp çağırmak olabilir mi? Nafaka hususunda eşit davranmamak olabilir mi? 

Hadiste geçen;"verilmesi gerekeni vermeyip almaya hakkı olmayan şeyi istemek" hususu en fazla miras hukukunda ortaya çıkan şeyler olabilir mi?


9 Aralık 2025 Salı

ZİKİR

 Zikir gafleti dağıtmak , uzaklaştırmak demektir.Bu sebeble cennette zikir yoktur.Çünkü orası daimi huzur makamıdır.Zikrin gizli yapılması ihlasa daha muvafıkve icabete layıktır.Bu zikir Kur'an okumak , dua etmek gibi bütün zikirleri içine alır.Yaptığı iişte Allah7a itaat halyinde olan her kes zakirdir.Zikrediyor demektir.

SEÇİLMİŞLİK

 Seçilmişlik Allah vergisidir.çalışma ile elde edilmez.Şeyhin postuna oturmayı müridlerin nefsi ister ve çoklarının bu hususta ayakları kayar.

Hikaye edilir ki Aden'de medfun olan Şeyh Cevher köle idi, azad edildi.Pazarlarda alışverişle uğraşır ve dervişlerin meclisine devam eder, onlara hüsnü zan beslerdi.Kendisi ümmi idi.Aden'de medfun olan büyük şeyh Sa'd haddad'ın vefatı yaklaşınca dervişler ona: " Sizden sonra kim şeyh olacak?" diye sordular.Hazret:" Ölümümden sonraki üçüncü gün dervişler bir araya toplandığında yeşil kuş kimin başına konarsa o olacak" buyurdu.

Şeyh vefat edince dervişler kabrin başında toplandılar.Üçüncü gün zikir ve Kur'an okuma tamamlanınca şeyhin bahsettiği hadisenin tecellisini beklediler.Bir de baktılar ki yeşil bir kuş kabrin üstüne konmuştu.İleri gelen dervişlerden her birisi kuşun kendi başına konmasını diliyordu.Derken kuş kanatlandı dönüp dolaştı Şeyh Cevher7in başına kondu.

Böyle bir şeyin olacağın ne Cevherin'in ne de dervişlerden birisinin aklına gelmemişti.Bunun üzerine dervişler Cevher'in etrafında toplanıp  onu vefat eden şeyhin zaviyesine götürmek  ve onu şeyhlik makamına oturtmak istediler.

Şeyh Cevher ağladı ve "Ben şeyhliğe nasıl layık olabilirim? Ben bir çarşı-pazar adamıyım.Ben dervişlerin yolunu ve adabını bilmem.Dışarıda işlerim var, diğer insanlarla aramda muamelem var" diye bu ağır görevden kaçınmak istedi.Dervişler ise:" Bu semavi bir iştir, muhakkak yapman gerekir.İnanıyoruz ki Alla hTeala lazım olan şeyleri sana öğretecektir" dediler.Bunun üzerine Şeyh Cevher:" O halde bana mühkmet verin , çarşıya gidip halkla olan haklarımı ödeşeyim" dedi.

Ona mühlet verdiler . O da dükkanına gitti.Her hak sahibinin hakkını verdiSonra çarşıyı terk edip zaviyeye döndü.Dervişler de ona gereken iiligiyi gösterdiler sonunda ismi gibi kendisi de Cevher oldu.

hAFIZ şİRAZİ DER Kİ:"kİMSE LAL VE MÜCEVHER İSTEMİYOR, YOKSA GÜNEŞ/ öNCEKİ GİBİ MÜCEVHER YAPMAKLA MEŞGULDÜR.

fEYİZ ELDE EDEBİLMEK İÇİN BİR CEVHER VE YARATILIŞ GEREK/ yOKSA HER TAŞ VE TOPRAK İNCİ VE MERCANA DÖNÜŞMEZ

VAHİY/İLHAM

 Peygamberler ilahi vahye tabidirler.Veliler da Rabbani ilhama tabidirler.Çünkü nefislerin tezkiyesi ancak vahiyle ve ilhamla mümkün olabilir.Eğer Nebi veya Veli hidayete uymazsa hevasına uymuş olur ki böyle kimseler irşada selahiyetli olmadıkları gibi aynı zamanda hain durumuna düşerler.Hain ise nübüvvet ve velayetin sırlarına emin olamaz

ŞEYTANIN DÜRTÜKLEMESİ

 "Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sığın.Çünkü O , işitendir, bilendir"(A'raf 200).Dürtmek ve batırmak, iki kimsenin arasını bozmak, kışkırtmak ve vesvese vermek manalarına gelir.Ayette şeytanın insanlara vesvese verip onları günahlara kışkırtması , bir kimsenin bindiği hayvanı dürtüklemesine benzetilmiştir.


AF YOLUNU TUTMAK

 ARAF SURESİNİN 199 NCU AYETİNDE GEÇER:"(Resulüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir"

Resullah efendimiz SAV "af yolunu tutmak nedir? diye Hz.Cebrail7e sordu.Cebrail a.s "Bilmiyorum,Rabbime sorayım" dedi.Sonra dönüp öğrenince : "Ey muhammed! Rabbın sana vermeyene vermeni, sana gelymeyene gitmeni, sana zulmedeni affetmeni ve sana kötülük yapana iyilik yapmanı emrediyor" dedi. 

HAZRET-İ SÜLEYMAN'IN YÜZÜĞÜ

 Zikredilir ki Süleyman a.s 'ın yüzüğünün birinci satırında"Bismillahirrrahmanirrahim", ikinci satırında " La ilahe illallah",üçüncü satırında ise "Muuhammed ür Resulullah" yazılı idi.CEbrail a.s bu yüzüğü Süleyman peygamberin parmağına takınca orada bulunanlar onu göremez oldular. ve yalvarıp yakarmaya başladılar.Bunun üzerine onlara :" La ilahe illallah, Muhammedü'r Resulullah" deyin dedi.Onlarda bu sözü söyleyince onu gördüler.Bunun sırrı şudur:Hz.Süleyman, bu yüzüğü parmağına takınca  kendisini bir mehabet , büyüklük kapladı ve arkadaşlarının gözünhden kayboldu.Arkadaşları da kelimeyi tevhidle meşgul olunca onu bu haliyle görmeye güç ve istidat kazandılar.

KIYAMET

 Yahudiler kıyameti, ne zaman geleceğini Efendimiz SAV soruyorlar.Hak teala buyurmuştur ki ;"Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır".

Bu bilginin Hak Katında olmasının sayısız hikmetleri mevcuttur.İnsan öleceği saati bilse, o vakit gelene kadar her saniye uzun bir bekleyiş ve azap şeklinde geçer.

Sahih-i Müslimde geçtiğine göre Hz.Huuzayfe şöyle demiştir:"Rasulullah SAV , kıyamete kadar olacak bütün hadiseleri bana haber verdi".

Şu olaylar kıyamet alametlerindendir:

Esirlerin ve gazaların çoğalması.Bu , dinin ve müslümanların yükseleceğine , fakat kemale erdikten sonra tekrar dönüşün ve gerilemenin başlayacağına delalet eder.

Ganimetin zenginler ve makam sahipleri kimselerin elinde dolaşan  ve hak sahibine ulaşmayan bir meta haline gelmesi.

Edası zor geldiği için zekatın bir angarya sayılması, teslim alınan emanetlerin ganimet sayılıp talan edilmesi.

Müftülük , kadılık, emirlik, vezirlik ve diğer vazifeler de birer emanettir.Bu vazifelerin zamanımızda olduğu gibi ehil olmayanlara verildiği vakit kıyameti bekle.

TUZAK YAHUT MEKRİ İLAHİ

 "AYETLERİMİZİ YALANLAYANLARI , HİÇ BİLMEYECEKLERİ YERDEN YAVAŞ YAVAŞ HELAKE GÖTÜRECEĞİZ"(aRAF 182).

mÜHLET VERMEK hAK tEALA'NIN huyudur.Hemen cezalandırmaz.Hikemi Ataiylyle de şöyle denilmektir.Devamlı kötülük işlediğin halde Allah Teala'nın sürekli sana iyilikte bulunnasının bir istidrac olmasından kork.Her hata edişlerinde Allah onlhara bir nimet verir ve bu hataya istiğfar etmeyi unutturur. İstidrac, fitne korkusu olmadan nimetin ardı ardına gelmesidir.İstidrac, tuzak(mekr) korkusu olmaksızın şöhretin yayılmasıdır.İstidrac şekillerinden biri de müridin, nefsini ve Rabbi nin hakkını bilmeden yersiz iddiada bulunarak veya tehlikeli yola girerek edepsizlik etmesi, fakat kendisine mühlet verilerek cezanın geciktirilmesidir.Bu durumdaki mürid kendisine ceza verilmeyeceğini sanar  "Eğer benim yaptığım sui edep olsa idi bana gelen feyz(imdad,meded) kesilirdi" der.Halbu ki feyz onun farkedemediği yoldan kesilir.Feyzin artırılmaması bir tür kesilmedir.Çünkü artırımı olmayan kimse noksanlık içindedir.

İNSANI KAMİLLER

 Araf suresi 181 ayeti "Yarattıklarımızdan , daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur".

Efendimizde buyurmuştur ki Hz.İsa'nın yeryüzüne inmesine kadar ümmetimden hük üzere olan bir topluluk bulunacaktır.

Her asırda mahlukat içerisinde Allah'ı en iyi tanıyan kimse , Allah'ın halifesidir.O kimse, o asrın en kamil insanıdır.Efendimiz SAV sanki "Yeryüzünde insanı kamil bulunduğu sürece kıyamet kopmaz" buyurmuştur.İnsanı kamil kıyametin kopmasını engelleyen manevi bir direk olduğuna işaret etmektir.En son insanı kamil dünyadan göçünce gök yarılır, güneş katlanıp dürülür,yıldızlar kararıp dökülür, amellerin yazılı olduğu defterler açılır,dağlar yürütülür, yeryüzü sarsılır ve kıyamet kopar.

"Kırklar"la alakalı denilmiştir ki bu kimseler hiçbir şeye sevmezler, hiçbir şeyi lanetlemezler, Emirleri altında bulunanlara eziyet ve tahkirde bulunmazlar..Kendilerinden üstün olanlara da hased etmezler.Onlar insanların en doğrusu, en yumuşak sözlüsü ve en cömertleridir.

ESMAÜL HÜSNA

 Esmaül hüsna Hak teala'nın güzel isimleridir.ALLAH ismi ,özel isim olup HakTeala'nın zatının ismidir.Diğer isimleri sıfat isimleridir.."Diğer isimler "Allah ismine izafe edilmiştir.

7 Aralık 2025 Pazar

EFLATUN

 25 Asır önce Atinada yaşayan Eflatun(platon) için Efendimiz SAV in " O nebi idi .Kavmi bilmedi" buyurmuştur.Eflatunun hocası Sokrat ise Atina sokaklarında " Kendini bil, kendini" bil diyerek dolaşırmış.

DİN ANLAYIŞI

Kemalatını tamamlayanlar  din anlayışını ikiye ayırırlar: biri Kültürel din yani şeriatla bize atalarımız tarafından öğretilen ve dayatılan Din. Diğeri de Hakikatı arayan kişilerde oluşan Kadim Din.Bunun için de Rum suresi 30. ayet vurgulanır; " O halde Hanif olarak yüzünü o tek dine yönelt, O Allah fıtratı ki Allah insanı o fıtratta yaratmıştır.Allah'ın fıtratında (yani yaratılışında) bir değişmeolmaz.Ne var ki insanların çoğu bunu bilmezler. Devamında Efendimiz SAV in Mekke yi fethi esnasında " Bedeviler inandık dediler, de ki siz inanmadınız f    akat müslüman olduk(teslim olduk) deyin.İiman henüz kalplerinize yerleşmemiştir.".

Hakikatın temeli burda yatar.Eğer iman bizim göğsümüze yerleşirse  bedenimizde bir sükunet yani sekinet hali hasıl olur.ve kalbimiz "Mutmain" olur.Aksi takdirde iman ettik desek bile " Bu iman bizde tahakkuk etmez" 

6 Aralık 2025 Cumartesi

MANEVİ DÜNYADA ÖLÜM GÜNÜ KUTLANIR

 Dünyada doğum günü kutlamalrı bir gelenektir.Manevi dünyanın geleneğinde ise veliyyullah doğum günü kutlamaz, ölüm günü kutlamkasını ister.Nedeni ise , onların ölüm günleri maneviyat tarihinde Cenab-ı Hakk'ın deryasına karışmanın tescil edildiği bir gün olduğu için bir bayramdır.Hz.Mevlana bu günhe Şeb-i Arus, düğün gecem demiştir.Evliyanın doğum günü kutlaması olmaz,çünkü ezelidirler,C.Hakkın varlığının zuhurudurlar."Hayy'dan gelen Hu ya gider" .Gideceğin yer "HU" dur.Eğer bunu bilirsen İİNSAN olursun.aksi halde hayvan olarak ölürsün, daha açıkçası telef olursun. 

5 Aralık 2025 Cuma

RUH VE MURAD-I İLAHİ(ALLAH'IN İSTEĞİ)

 Ruh asliyet itibarı ile pak ve temizdir.Fakat bu bedende oluşundan dolayı asliyetindeki paklığı ve temizliği kaybetmiştir.Murad-ı İlahi denilen Hak Teala'nın isteği insanın kendisine emanet edilen bu ruhu aslı gibi pak edere, y(Allah'a) götürmesi ve O'na ulaştırmasıdır.Emanete hiyanet etmeden, yani kaybetmeden veya kirletmeden Hak Teala ya vermek için ruhu beden binitininne Sahib kılmanın şartını ortaya koymaktır.

Nefesler sayısınca hakk'a giden yol var derler.Kıyamette kurtuluşun gösteroiği yol sorulduğunda bazıları Allah'a ulaşmak ancak Hakk'a bağlanmak, cçemiyet içinde yaşayarak halka hizmet etmekle  tevazu ve aşkla gerçekleştirildiği ifade edilir.

4 Aralık 2025 Perşembe

NASİHAT VE DEYİMLER/MAHMUT DİPŞAR EFENDİ'DEN

 Melami mürşidi Mahmut Dipşar efendinin kullandığı nasihat ve deyimler:

"Bedenimiz bizim rahmimizdir.Oradan doğabilirsen ölümsüzsün"

EhliMelamet iman üzeredir,çünkü özgür düşünür,

Kabahat yapanın günahı affolunur da kabahat görenin günahı affolmaz.

Ben beden değilim" idrakinden sonra insanlık başlıyor,

Alette "Her nefis ölümü tadacaktır" buyuruluyor.(Ankebut suresi 57)"Her ruh" denmiyor".Önemli olan içsel mürşidi bulmandır.

Bilgelik yürekten gelir, zekadan değil.

Sizin ellerinizle yaptığınız dan başka bir şey ahirette yoktur8Şura 30)

Dikkat! Söylediklerimizden sorumluyuz.Hatta düşüncemizden de.

Allah'ın işine karışmayıp, Allah'a karışınca Allah'ın işisenden zuhur eder çünkü an-ı daimdesin

Allah CC haddi aşanları sevmez.

Bir insan hakkında hüküm sonunda, musalla taşında verilir.Nasıl bilirsiniz?

Kim Allah ile oturmak isterse  ehli tasavvufla otursun.

Merhamet affeder.Affet! Adalet üzre gitme, af üzre git.

Müslümanın sözü yemin değildir, mümininki yemindir.

3 Aralık 2025 Çarşamba

DUANIN GİZLİ SIRLARINDAN

Duanın gizli sırlarından biri de şudur:Dua edeceğin isimlerin (esmai hüsnadaki) başındaki elif ve lam harflerini almaksızın asıl harflyerini alırsın.Mesela "El kebir, El Müteal" isimlerini "Kebir, Müteal" olarak alırsın .Büyük ebced hesabına göre kaç ettiğine bakarsın.Sessiz bir yerde , halvet ehlince muteber sayılan şartlara riayet ederek belirli bir sayıda zikredersin.Sayıyı fazla veya eksik yapmazsın.Derhal duana icabet edilir.Bu Allah Teala'nın izniyle kibrit-i ahmerdir(çok değerli ve tesirlidir).İstenilen sayıdan daha çok zikretmek israf,dana azı ise ihlaldir.Allah'ın isimleri zikredilirken belirlenen sayı anahtarın dişleri gibidir.Çünkü bu sayı , artırılırsa veya eksiltilirse asla icabet kapısı açılmaz. 

HAYVAN SAHİBİNİ TANIR

 İnsanla birlikte yaşayan, insan tarafından beslenmiş hayvanlar sahiplerini tanır ve onları tanıyıp itaat ederler.Araf suresi 179 ayeti :Andolsun , biz cinler ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yaratmışızdır.Onların kalbleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler.İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asil gafiller onlardır"

Allah'ın yarattığı şeylere ibret nazarı ile bakmayan gözleri Hak Teala görmeyen diye belirtmiştir.Ayet ve öğütleri , düşünmek ve anlamak üzere dinlemeyen kulakları,"işitmezler" diye belirtmiştir.Kalb, göz ve kulak hayvanda da olmasına rağmen hayvan bütün his ve güçlerini, geçimveya yiyip içmeye yönlendirmelerine rağmen ibretsiz,idraksiz insanları hayvanlardan daha aşağı bir konumda vasfetmiştir.

Hayvanların Hakkı tanıma  ve hakkı talep için istidatları yoktur.İinsanda ise bu istidat vardır.Ancak dünya süsüne meyletme  ve nefse tabi olma suretiyle Hakk ı tanıma(marifet) O'na talep etmekle ilgili fıtrdi istidatlarını zayi ederler.İstidatlarını zayi ettikleri için hayvandan daha aşağı olurlar.

CEHENNEM

 Cehennem ,Hak Teala'nın ahiretti hapishanesidir.Dibinin çok uzak ve derin olması sebebiyle bu ismi almıştır.Cehennemin içinde pek kızgın ateşler ve dondurucu soğuklarvardır.Derinliği yüzyetmişbeş yımmık mesafedir.

Cinlerden ve insanlardan , Allah'ın ilmine göre küfürde ısrar edecekleri kesinleşmiş bir çok kimse buraya atılacak ve burada ceza görecektir.Allah'ın kendi hür iradesi ile küfür üzere ısrar edeceğini bildiği kimse , kesinlikle cehennem ehlinden olacaktır.

Cinler , lyatif cisimlerdir.Çeşitli şekillere girebilir.Ağır ve zor işleri yapmaya güçleri yeter.

2 Aralık 2025 Salı

HEVAYA UYMAK

 Heva, nefsin dünyaya,dünya ziynetlerine yönelmesi ve onlara sahip olması isteğidir.Baur oğlu Belam haberi Kur'anın A'raf suresinde anlatılmıştır."Kendisine ayetlerimizden verdiğimiz" şeklinde buyrulan ifadede bu şahsın, manevi makamlara sahip olduğunu gösterir.Ancak bu makamının verdiği yetkiyi hevası yönünde kullandığı için bu manevi hal elbisesi üzerinden soyulmuştur.Hak Teala, peyamberleri bile hevaya uymaktan sakındırmıştır."Ey Davud, biz seni yeryüzünde hükümdar yaptık.İnsanlar arasında adaletle hükmet, hevana uyma, sonra seni Allah'ın yolundan saptırır)(Sad 26)

Ariflerden birisi demiştir ki, Peygamberlerden biri Allah Teala'ya Bel'amın durumunu  ve kendisine ayet ve kerametler verildikten sonra huzurdan kovulmasının sebebini sordu.Allah Teala şöyle cevap verdi:" Verdiklerine karşılık bir gün bile bana şükretmediEğer bana bir kez dahi şükretmiş olsa idi , verdiğim ayetleri ondan soyup almazdım"

BİR KERAMET

 Hatay Hassa söğüt beldesinde yaşamış olan Şeyh Mahmut Apak hazretlerinin bir kerametini dervişlerinden Recep Gök anlattı:"Bir tarihte bir minübüsle birlikte türbeler ziyaretine çıkmıştık.Ramazan ayı idi.Afyon konya arasında yol kenarında bir camide namaz ve iftar için mola verdik.bir camiye girdik.Yanımız da getirdiğiniz nevalelerden cami içine bir sofra kurduk.Birazdan imam geldi bizim halimizi gördü ve bundan hoşnut olmadığnı ifade eden bir tavırla cami içinde yemek yenmez diyerek çıkıştı.Şıh efendi buna alındı.Konya ya doğru yola çıktık.Şıh efendi celalli bir şekilde Konya'da kalacak bir yer lütfedilmediği takdirde bir daha Konya'ya yönünü dönmeyeceğini belirten bir kelam etti.Hava yağmurlu Konya şehrine girdik.gece vakti.Yol kenarında bekleyen bir adama "gece kalacak bir yer var mı?" diye sormak için yaklaştık.derdimizi anlattık.adama "Beni takip eden dedi.Şehir içinde bulunan 100  yıllık bir dergaha bizi götürdü.orada gece istirahat ettik.Pencereleri kalın duvarlı olmakla pencere içindeki boşluğa bazılarımızın yattığını hatırlıyorum" dedi.Evliya'nın naz makamında söylediği isteği lütufla kabul görmüş,adama gecenin bir vakti yağmur altında bizleri beklemekte idi.

1 Aralık 2025 Pazartesi

İNSAN HAYATININ SEKİZ DEVRESİ

Birincisi insan olarak yaratılmadan önceki ruhi hayat 

İinsan olarak dünyaya gelmeden önce ruh olarak yaşantımız vardır.Bu ruh yüce Rabbimize iman etmiş, buna da kendimizi yahit tutmuşuzdur.Dünya hayatımızda bu devreyi unuttuğumuz için , saadetimizin sırrı olan bu olayı Hak teala yüce Kur'an da bize hatırlatmaktadır.Bize düşen sözümüzde durup Allah7a iman ve kullak etmektir.Araf suresi 172-173 ayetleri:

"Kıyamet günü sorguya çekildiğinizde " Rabbimiz  Sana iman etmekten  ve kulluk görevimizden gafildik" dersiniz diye Ademoğullarının ruhlarına seslendik ve onları kendilerine şahit tutarak " ben sizin Rabbiniz değil miyim? dedik.Onlar da "Evet rabbimizsin dediler.Hem de "Rabbimiz bizden önce gelen atalarımız , sana şirk koşarak putlara ve putlaştırdıkları şeylere taptılar, bize kötü örnek oldular.Biz de onlara uyduk , peşinden gittik. Onların yaptıkları kötülüklerden dolayı biz mi cezalandırıyorsun? " dersiniz diye , ruhlar aleminde Rabbimize iman ettiğinize , sizi kendinize şahit kıldık"

Ruh aleminde iman etitğimiz için doğarken Müslüman olarak doğuyoruz.Ne yazık ki büyürken çevremizin etkisi ile yanlış yollara sapıyoruz.

"Doğan her çocuk mümin ve müslüman olarak doğar.Sonra anası, babası ve çevresi onu Yahudi, Hırıstiyan ya da Mecusi kılar"(Hadis-i şerif)

Bu doğuştan imanlıoldukalrı için , büluğ çağına ermeden önce ölenler, imanlı olarak ölüyor,cennetlik oluyorlar.Yanlış inançlarından çevresindekilmer onu yetiştirenler mesul oluyorlar

Anne karnında geçen 9 aylık devre

C enin rahimde gelişir yüz yirmi güne kadar canlı fakat ruhsuzdur.Canlı olduğu için diridir ve organlırı çalışır.120 günlük iken Hak Teala'nın emri ile melek, cenine ruhunu getirir.Ruh gelince cenin kendi isteğiyle hareket eder.Ana bunun farkında olur  ve ilk hareket gününü kaydederse , doğum tarihini bilmiş olur.Zira ilk hareket gününden beş ay üç gün sonra çocuk doğar.Hamile kalan ana adayının hareket ve düşünceleri , cismi ve ruhi davranışları karnındaki çocuğu etkiler.Çocuğun güzel ve yakışıklı doğması için annenin hep güzel şeylere bakması, her şeyin güzel tarafına bakması , surat asmamalı, hep gülümsemelidir.

Çocukluk devresi:Bu süre 12-15 yaşına kadardır.Bu yaşta çocuğa ilk yanlışları bilerek yahut bilmeyerek annesi ve yakınları öğretir.Dile, dene sağlık ve aile kuralları örf ve milli adetler buçağda öğretilir.

Gençlik çağı

Öömür boyu hayatına yön veren ilimleri ve sanatları öğrenmek , üretmeye başlama yada hazırlanma, askerlik,evlilik buçağda gerçekleşirBu devrede arkadaşları çok önemlidir.aslında gençlik ahirete hazırlık çağıdır.

Olgunuluk çağı

Yaşımız ne olursa olsun , öğrenici olduğumuz sürece genç; atılımcı ve cesur olduğumuz sürece olgunluk çağımız devam eder.yaşımız kaç olursa olsun

İhtiyarlık çağı

Gençlik ve olgunluk çağında ihtiyarlığımıza hazırlık yapmış isek sağlığımızı korayabilmek şartıyla aile şirketimizin karına bu çaağda kavuşuruz.Manevi yönden en verimli çağ ihtiyarlık çağıdır.

Öldükten sonra kıyamete kadar süren berzah hayatı

Bu devrede bedensiz ruh olarak yaşarız.

Sonsuza dek devam eden ahiret hayatı


Efendiimz SAV ruhlar alemi için buyurmuştur:"İnsanların ruhalrı , dünyaya gelmeden önce eğitilmiş askerler gibidir.Allah7ın emri ile aralarında bir kaynaşma oldu.O sırada bazı ruhlar birbirine yaklaştı, kimileri de birbirinden ayrıldı uzaklaştı.Birbirine yaklaşan ruhplar bu dünyada buluşur, tanışır, kaynaşırlar.Ruh aleminde birbirinden uzaklaşanlar ise yakınları da olsa anlaşamaz, uyuşamaz, ayrılırlar"

İSLAMIN ŞARTI BEŞ DEĞİLDİR

 "İslamın şartı beş"tir lafı eksiktir.İislamın temeli beştir.İslam bir muazzam binadır.bu bina sadece temelden , beş direkten midir? hayır o binanın duvarı,penceresi,çerçevesi ..nerede? Bütün binanın tamamı islamdır. 

EZHEDÜ'NNAS

 "EZHEDÜ'NNAS Fİ'L-ALİMİ VE CİRANUHU"

Manası: İlim hususunda, alimden en az istifade eden, ailesi ve komşularıdır" 

Bu hadis-i şerif Allah dostlarının hayatlarında da yaşanır.Ailesi ve yakınları onu kıymete almazlar.

SOBA VE İNSAN

 İnsan herkese faydalı olmalıdır.Soba gibi herkesi ısıtmalı, rahatlatmalıdır.Ancak sobanın yanmayanı makbul değildir.Marifet sobaya benzemek değil , soba gibi ısıtmaktır.Bazı insanlar soba kıyafetinde olduğu için halkı aldatırlar.Ancak yaklaştıkca ısıtmadıklarını görürüz.